Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, İstanbul Havalimanı'nda düzenlenen "Türkiye Tech Visa" programı tanıtım törenindeki konuşmasında, teknoloji alanında üstün yeteneklere sahip yabancılar ile yenilikçi iş modelleri ve teknolojiye dayalı çalışmaları olan tekno-girişimleri ülkeye kazandırmayı hedefleyen programı Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının işbirliğinde hayata geçirmekten duydukları heyecan ve mutluluğu ifade etti.
Göçün, insanlık tarihi kadar eski bir olgu olduğunu anlatan Işıkhan, iş gücü göçünün ise özellikle Sanayi Devrimi'nden bu yana giderek arttığını ve ülkelerin iş gücü ihtiyacını karşılamada önemli bir unsur haline geldiğini söyledi. Bakan Işıkhan, dünyada ve bölgede son dönemde yaşanan krizler, çatışma ve salgınların yanı sıra "mega trendler" olarak adlandırılan ikiz dönüşümün getirdiği değişimlerin, çalışma hayatını ve iş gücü piyasalarını her anlamda derinden etkilediğine işaret etti.
"Yerli iş gücümüzü önceleyerek ve koruyarak yabancılara çalışma izni veriyoruz"
Işıkhan, yabancılar ve uluslararası iş gücünün, sadece Türkiye'de değil, dünyanın farklı yerlerinde de zaman zaman çeşitli tartışma zeminlerine çekilebildiğini dile getirerek, önemli olanın bu konuyu sağduyu ve ülke menfaatleri çerçevesinde sağlıklı bir şekilde konuşabilmek ve ele almak olduğunu vurguladı.
Çalışma hayatında yaşanan hızlı dönüşümlerin, bazı sektörlerde ve mesleklerde iş gücü ihtiyacını gün geçtikçe artırdığına dikkati çeken Işıkhan, şunları kaydetti: "Bu ihtiyacı karşılamak üzere Bakanlık olarak nitelikli yabancı iş gücünü, ülkemiz iş gücü piyasası erişimine hazırlıyoruz. Böylece, ülkemizin nitelikli iş gücü teminindeki küresel yarıştan kopmadan ve elbette yerli iş gücümüzü önceleyerek ve koruyarak yabancılara çalışma izni veriyoruz. Uluslararası iş gücü politikamızın temelinde öncelikle kendi vatandaşlarımıza istihdam olanakları sağlamanın yer aldığını özellikle belirtmek isterim. Kendi iş gücü arzımızın yeterli olmadığı hallerde uluslararası iş gücünün tamamlayıcı etkisinden istifade ediyoruz."
"Türkiye'de halihazırda hızla gelişmekte olan bir start-up ekosistemi mevcuttur"
Işıkhan, bilgi ve iletişim sektörünün bugünün büyük ekonomileri için vazgeçilmeyen sektörler arasında olduğunun altını çizerek, dünyanın en büyük şirketlerinin bilgi ve iletişim sektöründe ortaya çıkan yeni teknolojiler odağında faaliyet gösterdiğini, bu şirketlerin büyük ekonomik katma değer yaratırken aynı zamanda bugünü ve geleceği de şekillendirdiklerini anlattı.
Sektörün en büyük şirketleri dünyanın en büyük ekonomileriyle beraber düşünülse de birçok gelişmekte olan ülkenin de bu alanda rekabet ettiğini dile getiren Işıkhan, "Bilhassa start-up modeliyle kurulan ve büyüyen şirketler, gelişmekte olan ekonomiler için önemli bir rekabet alanıdır. Türkiye'de halihazırda hızla gelişmekte olan bir start-up ekosistemi mevcuttur. Daha önce Turcorn'u çıkararak kendini ispatlayan ve yenileri için desteklediğimiz ekosistemimizi, yeni aktörlerle de beslemek, küresel rekabette geri kalmamak için elzem niteliğindedir." değerlendirmesinde bulundu.