Cemaat dersanelerinde "mod-medyan" anlatıldı mı? Başlıklı yazımı okudunuz sanıyorum.. Yazıma değişik yorumlarla katılanlar oldu. Bir gün otobüsle eve giderken YGS mağduru bir öğrenci arkadaşım yazdığım yazıyı okuduktan sonra bende YGS mağduruyum. Ama şifre olayı yargı kanalıyla yada tam bir kanıt olmadıkça sizin yazdıklarınıza inanmak istemiyorum dedi. Ancak cemaatlerle ilgli iddialar kanıtlandığında şifrelerle ilgli söylemler gerçekten belgelendiğinde kesin tavrımı sergileyeceğim dedi. bu konuşmamızdan sonra Samsun Eğitim-Sen Samsun Şube başkanı Metin Erol'dan, konuyla ilgili detaylı bir açıklama daha geldi. Başkanın açıklamasını okduğumda bende tatmin olmadığğımı gördüm. Demek ki otobüste sohbet etiğimiz öğrenci arkadaşımız da kendince haklıymış. Belgelerle kanıtlandığında bende YGS'de şifre olayına inanacağım. Bu konuda kesin bir dililerle gelinmeli biz öğrencilerin önüne demişti. Eğitim-Sen Samsun Şube başkanı Metin ERol'un açıklaması şöyleydi:
Başbakan Erdoğan'ın YGS'de yaşananlar sonrasındaki tatminkarlığını toplumun tüm kesimlerine tehditkar bir şekilde dayatması ve emirler savurması AKP'nin demokrasi zihniyetini açıkça göstermektedir.
AKP'nin siyasal sorumluluklarını hatırlatacak her eleştirinin ve toplumsal muhalefetin sesi her defasında Başbakan'ın sesiyle ve polisiyle bastırılmak ve yok sayılmak istenmektedir. Bu defa da bu sese kulak vermesi gerekenler YGS'deki şifre şaibesine tepki gösteren gençlerimiz olarak ilan edilmiştir. Başbakan, her zaman olduğu gibi gençlerimizin marjinal ve birileri tarafından kullanılmakta olduğunu ifade etmekte geç kalmamıştır. Bir taraftan gece gündüz ders çalışan, uykusundan, oyunundan, eğlencesinden fedakarlık yapan gençlerin hissiyatından bahseden Başbakan, diğer taraftan biz de kalkarız onların karşısına 5 bin, 10 bin tane genci koyarız demekten de geri kalmamaktadır. YGS protestolarına katılan gençlerimize yönelik provakatif, bölücü ve kutuplaştırıcı bu ifadelerin amacı, gerçeğin üstünü kapatma girişiminden başka bir şey değildir.Bizim gençler diye ifade edilen gençlerin gerilim istenmediği için sokaklara çıkarılmadığı gerekçesi ise tam olarak AKP'nin aklının nasıl fırsatçı çalıştığını, göstermektedir. Çünkü bizler biliyoruz ki sokaklardan seslerini duyurmaya çalışan gençlerimizin taleplerine kulaklarını tıkayanlar, bu gençleri görmeyenler, saçlarından sürükletenlerin söyleyecek sözü kalmamıştır. 10 bin gencimize sokaklarda şifre yok dedirtebileceklerini sananlar, gençlerimize hakaret etmek dışında bir şey yapmamaktadırlar. Demokratik haklarını kullanan gençlerimize bunların aklı yetmez ya da kandırılıyorlar şeklinde bir yaklaşım sergilemek hem sorunu anlamamak hem de bu insanların iradelerine saygısızlık etmektir.
Maddi şartlarından dolayı dershaneye gidemeyen ya da bir taraftan çalışıp diğer taraftan okumak zorunda kalan gençlerimizin mağduriyeti görmeyenler, YGS protestolarının sebeplerini de görmemektedirler. Yapabildikleri tek şey toplumu kin ve nefrete yöneltmektir. Eğitim Sen olarak gençlerin haklı taleplerinin destekçisi olacağımız bilinmelidir. Baskıcı ve şiddet politikalarına karşı da dün olduğu gibi bugün de boyun eğmeyeceğiz. Yargıda görev yapan savcılar ve yargıçlar kesin delillerle sonuca ulaşarak öğrencilerin, velilerin ve de öğretmenlerin yıllarca verdikleri emekler heba olmadan sonuca gidilir. Saygılarımla......