Bizim Oda'nın okurları gayet iyi anımsar. Çarşamba'nın Ordu Köyü Çamur Köy diye yazdığımızı. Yazdıktan sonra da yolların yapıldığını. Meğer yine Çarşamba ilçemizin Karakaya köyü yollarındaki rezalet bu kadar da olmaz dedirtiyor.
Duble yol istemiyorlar. Bir çakıl bile dökülmeyen köy yolunda yürümek resmen çileye dönüyor. Çamur olan yollar yüzünden en büyük zorluğu ise okula giden çocuklar yaşıyor. Çamurların arasında yürümekte güçlük çeken öğrencilerin okul yolu çile yoluna dönüyor.
Siz bu haber eminin dünkü gazetemizde okudunuz. Çarşamba temsilcisi Emin arkadaşımız güzel bir haber yapmış. Haber güzel de, habere konu olan durum güzel değil. Bakın Kader Güzel ne diyor? "Biz Karakaya köyünde oturuyoruz yollarımız çok kötü. Okulumuzdan geri kalıyoruz, hastalanıyoruz her gün servisimizi iteklemek zorunda kalıyoruz. Kış dönemlerinde yollar hep böyle oluyor o yüzden okuldan gelirken servisimiz çamura saplanıyor çıkamıyor biz itekeleyip çıkartmaya çalışıyoruz. Ama bizim de gücümüz yetmiyor. Traktörler geliyor ve servis aracımızı çamurdan çıkartıyor. Her gün servisimizi iteklemek zorunda kalıyoruz. Köyde hasta olunca köyden indirmek zor oluyor hastaneye gitse bile köye geri gelince yolardan çıkmak zor oluyor." Bir başka öğrenci Mustafa Fidan, "Bizler her gün bu yolun sıkıntısını çekiyoruz. Bazen servisimiz çamurda kalınca iteklemek zorundayız bu yüzden derslerimize geç kalıyoruz servis aracımızı iteklerken üstümüz okul üniformalarımız hep çamur oluyor ve hasta oluyoruz. Bazen de köyümüze yürüme gitmek zorunda kalıyoruz" derken
Servis şoförü Ali çakır ise; "Hergün bu şekilde devam ediyoruz. Yollar çamur nasıl kar yağınca zincir takıyorsak bu seferde çamur yüzünden hergün zincir takmak zorunda kalıyoruz. Çünkü normal şartlarda bu çamurda araç köye çıkmaz zincir taktığımız halde bazen çamurlu yolda kalıyoruz. O yüzden köyden traktör çağırmak zorundayız. Okul ile köy arası 5 km ve biz hergün 5 km yolun çilesini çekiyoruz. Diğer servis şoför arkadaşlarımızla birlikte her gün bu yolun sıkıntısını çekiyoruz" diyor. Burası Çarşamba beyler. Samsun'un ilçesi Çarşamba. Hani başka yerlerde aramayın nerede diye söylüyorum. İlgili beyler orada mısınız? 4+4+4'cüler sizlere de söylüyoruz.. Sağlık Kenti Samsun diyenler sizin de haberiniz olsun. Hastamızı getiremiyoruz şehre diyor Karakaya köyünde yaşayanlar..
REŞAT KILINÇARSLAN
Canik Kent Konseyi'nin 2. Olağan Genel Kurulu geçtiğimiz Cumartesi günü yapıldı. Canik Kültür Merkezi'nde yapılan genel kurula Canik Belediye Başkanı Osman Genç, Canik Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şenol Eren, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve konsey üyeleri katılmış. Davetli olduğum ve çok katılmak istediğim halde katılamadım. Genel kurul öncesinde konuşan Canik Kent Konseyi Genel Sekreteri Reşat Kılınçarslan, son bir yılda yapılan faaliyetleri anlattı. Kılınçarslan, Canik Kent Konseyi'nin dolu dolu bir yıl geçirdiğini söylemiş.
Konuşmasında Canik'in tarihinden bahseden Canik Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şenol Eren, ilçenin ticaret ve sağlık alanında Samsun'da en hızlı gelişen bölge olduğuna dikkat çekmiş. Canik Belediyesi'nin yatırımcıları teşvik etmesinin şehrin gelişimine önemli katkıda bulunduğunu dile getiren Prof. Dr. Eren, "Canik tarihine uygun olarak yeniden şahlanıyor." ifadesini kullanmış.
Canik ve Samsun için yaptıkları her işten heyecan duyduklarını ifade eden Canik Belediye Başkanı Osman Genç, "Canik ticaret, eğitim ve kültür alanlarında ön plana çıkıyor. Canik aynı zamanda bir yaşam merkezidir. Konut sektörünün önünü açmamız sonucunda ilçemizde hızlı bir konutlaşma yaşanıyor. Çocuklardan gençlere, kadınlardan yaşlılara kadar herkes için yaptığımız çalışmalarla insanın bütün hayatına katkı sağlayan bir Canik var artık. Yaptığımız ve öncüsü olduğumuz yatırımlarla Canik'in ve Samsun'un yarınını hazırlıyoruz." diye konuşmuş.
Canik'te yeni yatırımların yükseldiğini vurgulayan Genç, "Lovelet hızlı bir şekilde ilerliyor. Yeni hizmet binamızı ve Samsun'un en büyük meydanını yapıyoruz. Yeni üniversiteler için araziler, yeni spor alanları hazırladık. Şimdi ilçemize jimnastik salonu yapılıyor. Daha birçok spor yatırımı için çalışmalarımız sürüyor. Bu konuda desteğini esirgemeyen Sayın Gençlik ve Spor Bakanımız Suat Kılıç'a teşekkür ediyorum. Kendisiyle uyumlu ve koordineli bir şekilde çalışıyoruz. Samsun kendisinin bakanlığı döneminde daha şimdiden çok şey kazandı." diye belirtmiş.
Canik Kent Konseyi'nin Genel Kurulu'nda yapılan oylama sonucunda Prof. Dr. Şenol Eren yeniden başkan seçilmiş. Konsey, meclis sayısını 5'e, çalışma grubu sayısını ise 13'e çıkarma kararı almış. Bütün bunlar bir yana ben Canik Kent Konseyi'nin başarısının Reşat Kılınçarslan sayesinde olduğunu gayet iyi biliyorum. Konseyin lokomotifi Reşat Bey'i de kutluyorum.
GÜZEL SÖZ
"Kiminle gezdiğinize, kimle arkadaşlık ettiğinize dikkat edin çünkü; Bülbül güle, karga çöplüğe götürür."
(Mevlana)
KAHVALTI KEYFİ
Kahvaltının keyfi Menemen ile çıkar! Biliyorsunuzdur umarım!
Buz gibi bir havada, sabah demlenmiş sıcacık çayın yanında en iyi ne gider? Dumanı tüten, bol malzemeli bir menemen dediğinizi duyar gibiyiz! Menemen en geleneksel ve pratik yemeğimizdir. Hem sebzeli hem de etli yapılabilen, herkesin damak zevkine hitap eden menemen, keyifle geçirilen kahvaltı sofralarında baş köşeyi alır. Ancak herkesin menemeni de beğenilmez. Püf noktası eklenen baharatlar ve sebzelerdedir. Çakallı'da menemene lezzetini veren temel şeyler baharatlar ve sarımsaktır. Her yemekte olduğu gibi sarımsak, menemenin muhteşem lezzet sırrıdır. Eğer menemeni kendiniz yapıyorsanız İçinde kaybolması için minik şekilde kıyılmış sarımsak eklemeyi sakın unutmayın. Sebzeleri tavaya atar atmaz tuz ve baharat eklemeyin. Biraz kızarmasını ve baharatları içine çekecek kadar yumuşamasını bekleyin. Bu sayede baharatlar ve çeşniler sadece domatesli sosa değil sebzelere de nüfuz edecektir. Ama benim tercihimi sorarsanız sahanda sucuklu yumurtadır. Yani olsa da yesek!
KİŞİLİK DERSİ
Sınıf, Öğrencilerin gürültü patırtısıyla sallanırken sert görünümlü hoca kapıda beliriyor. İçeriye kızgın bir bakış atıp kürsüye geçiyor. Tebeşirle tahtaya kocaman bir (1) rakamı çiziyor. Bakın diyor. Bu kişiliktir. Hayatta sahip olacağınız en değerli şey.. Sonra (1) 'in yanına (0) koyuyor; Bu başarıdır. Başarılı bir kişilik (1)'i (10) yapar. Bir (0) daha... Bu tecrübedir. (10) iken (100) olursunuz. Sıfırlar böyle uzayıp gidiyor. Yetenek... disiplin.. sevgi... Eklenen her yeni (0)'ın kişiliği 10 kat zenginleştirdiğini anlatıyor hoca... Sonra eline silgiyi alıp en baştaki (1)'i siliyor. Geriye bir sürü sıfır kalıyor.
Ve Hoca yorumunu yapıyor:
-Kişiliğiniz yoksa, öbürleri hiçtir..
NE DEMİŞ BRECHT
Ey mutsuzlar! Kardeşlerinizi boğazlıyorlar, göz yumuyorsunuz. Çığlıklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz. Aramızda dolaşıp kurbanını seçiyor zorbanın teki, sessiz kalırsak bize dokunmaz diyorsunuz. Bok yiyorsunuz! Ne tuhaf yer burası, sizler nasıl insanlarsınız! Haksızlık varsa bir yerde eğer, ayaklanmalı insan. Ayaklanma olmuyorsa batsın o şehir yerin dibine. Yansın bitsin, kül olsun karanlıklar basmadan.
(Bertolt BRECHT)
MURAT
Dördüncü Murat tüm meyhaneleri kapatmış, içki gizli gizli kahvehanelerde içilir olmuş...
Padişah tebdil geziyormuş, bir kahveye dalmış, bakmış ki Bektaşi önüne kırmızı şarabını koymuş içiyor...Sormuş: Bardaktaki nedir?..
Baba Erenler durumu çakmış, karşısındakinin Dördüncü Murat olduğunu anlayıp yanıtını vermiş: Sudur Sultanım!..
- Be adam!.. Hiç kırmızı su olur mu?..
Bektaşi: Sizi görünce utanç ve korkusundan kızardı Padişahım!..
ALLAHA HAVALE
Söz Murat'tan açılmışken bir tane daha anlatalım. Dördüncü Murat, Bektaşi'nin bağ evine uğramış...Baba Erenler'e sormuş:
- Bağın büyük, bu kadar üzümü ne yapıyorsun?..
- Biz kalabalığız, yeriz sultanım...
- Yemekle biter mi?..
- Yiyemediğimizi sıkıp suyunu içeriz sultanım!..
- Bu kadar üzüm suyu içilir mi?..
- İçemediğimizi fıçılara doldurup kaldırırız...
Padişah:
- Peki, üzüm suyu fıçıda dura dura şarap olmaz mı?
Bektaşi lafın nereye gideceğini anladığı için:
- O Allah'ın bileceği iştir sultanım, demiş, biz fıçılara doldurup üzüm suyunu Allah'a havale ederiz; sirke mi yapar, şarap mı yapar, kendisinin bileceği iştir, biz ona karışmayız...