YİNE DÜNYA SEÇİM SONUÇLARI VE KUR"AN-I KERİM
Kur"an-ı Kerim, ölülere seslenen ve ölüm yaklaştıkça sadece mezara doğru anımsanan bir kurtarıcı Kitap değildir.
Kur"an-ı Kerim, sadece malları üzerinde varis olarak oturanların ölü büyükleri adına, yılda bir, ölüm yıldönümlerindeki hatim indirme duasında veya ölünün mezarı veya yakınlarınca süslü türbesi başında anma sırasında okunan ağıt Kitabı da değildir.
Kur"an-ı Kerim, biz ulema sınıfına sınavdan geçirilme aracı olarak indirilmiştir. Eğer onu toplumumuza iyi anlatabilir ve yaşanan kitap konumuna getirebilirsek Cenab-ı Mevla katında ecr-i azim ödülü alma hakkını kazanacağımıza inanmaktayım. Eğer o yüce Kitabın anlamını çağımıza taşıyamazsak ve daha önceki bazı büyük tefsirci zatların eteğine sarılır ve oracıkta kalırsak o zaman Kur"an-ı Kerimi Sağır Kitap konumuna getirdiğimizden Rabbanî-Ahbar konumuna düşeriz:
Bakın Allah cc, kendini yenileyemeyen ulemayı nasıl tanıtıyor:
İslam anlamında inanmış Nebiler bu yöntemle Yahudileşen nesle yasa ilkeleri koyarken dînî yönetici Rabbanî ile din alimi Ahbar da her çağda, korumakla görevlendirildikleri o Allah'ın Kitabı gereği yasa koyarlar. Zaten onun eş-güdüm önderidirler. Öyleyse Nas'tan korkmayın; Benden korkun. Benim ayetlerim karşılığında, az bir geçim kaynağı makam ve maaşı satın almayın. Herkim Allah'ın indirdiği ilkelerle yasa geliştirmez, oy vermezse... evet onlar kafirler grubudur Maide Sûresi: 44.
İşte görüldüğü gibi, âyet-i kerimede Kur"an mesajını gereği gibi değerlendiremeyip Kur"an mesajı; çağa göre yenilenemezse sağır kitap konumuna getirilen Kur"an yüzünden o çağın uleması Rabbânî-Ahbar adını almaktadır.
Aynı Rabbânî-Ahbar ulema, kendilerine emanet eilen bu icmâ"-ı ümmet çatısı altında her yüzyılın dinî-siyasî karar çözüm mekanizmalarını oluşturamadıklarından yerilmektedirler.
Yine o Rabânî-Ahbar diğer âyet-i kerimede nasıl tanıtılıyor:
Potansiyel suçlu ve saldırgan olmakta, dolayısıyla rüşvet, kara para vb kaçak malı hortumlamada yarış düzenlediklerini görürsün. O toplumsal etkinliklerin sonu ne kötü! Keşke Rabbani ve Ahbar, toplumlarının suçlara alışkın olarak yetişip yıkıma götüren kazancı yutmalarına engel olsalardı ya! Onların ve toplumlarının dine uydurdukları bu etkinlikler ne kötü! Maide Sûresi: 62-63.
Derken bu âyet-i kerimede de toplum içindeki kötüyü örgütleyen ve bu kötü örgütçülerin toparlanma noktalarının ve rüşvet çarklarının kırılmasına öncülük edemeyen din görevlileri Rabbânî-Ahbar adını almakta ve azap edilecekleriyle uyarılmaktadırlar.
Ben bilinçli olarak 4-5 köşe yazımda dünya ülkelerindeki seçim sonuçları üzerinde durmaya çalışıyorum; neden?
Kur"an mesajındaki siyasî ilkeler nelerdir? İslamî ilkelerle devlet olan ve anayasasına İslam"ın temel ilkelerini koymaya çalışan ülkeler var mıdır? Bu soruların karşılığını Müslüman Türk okurlarına ulaştırmak ve öteki müfessirlerin havadan sudan söz etmeleri ile yorum farkı farkındalığımızı gün yüzüne çıkarmak istiyorum.
İsrail erken seçimleri daha henüz tamamlanmıştır. Nasıl sonuç vereceği kesinlik kazanmamıştır.
Ancak biz İsrail"in ansıl siyasî bir zemin oluşturduğunu ve bugünkü seçimlerin nasıl sonuçlandığı konusunda kısa bir giriş yapmak istiyoruz.
İsrail askeri ve siyasi sistemi her zaman iç içe olmuştur. Ordudan doğrudan hükümete geçen generaller olmuştur.
İsrail, yolsuzluk endeksinde İtalya Hükümeti"nin ardından ikinci sırada, en bozuk ve en verimsiz ülkelerden biri olarak değerlendirilir; siyasi istikrar endeksinde de en düşük seviyededir. Cumhurbaşkanları Şaron oğullarıyla birlikte, mahkemelere intikal etmeyen ciddi rüşvet suçlamalarıyla itham edilmiştir. Şaron"un vasiyeti, sadece Filistinlilere değil, İsrail ordusunun potansiyel destekçi olarak gördüğü, bugün için Lübnan, yarın için İran ve Suriye"ye karşı ebedi savaştır.
İktidardaki parti Kadima, parti içi kurumların ya da yerel şubelerin olmadığı, hiyerarşik bir üyeler yığınıdır. Tüzükleri parti liderine, oylama yapmadan ya da herhangi bir parti organının onayına sunmadan standart demokratik süreçleri atlama ve meclis aday listesini tayin etme hakkı veriyor.
İkinci parti, İşçi Partisi başbakanlık için barışçıl adaylar seçti. Ama kendilerini siyasi haritanın merkezinde konumlandırmak amacıyla, partileri ve danışmanları tarafından anında susturuldular ve otosansür uyguladılar. Şaron ve generaller yönetimine hiçbir zaman hakiki bir sol muhalefet olmamıştır.
Tzipi Livni, Polonya doğumlu babası Eitan Livni "Büyük İsrail" için terör eylemleri yapan Irgun örgütünün lideriydi. İrgun, 1931 tarihinde bir grup Hagana kumandanları tarafından kurulan Yahudi Yeraltı Örgütü'dür. 1947"de örgütün 4 üyesi Akko Hapishanesi'nde asıldı. Irgun da Akko Hapishanesi'nin içine girerek 41 mahkumu kurtardı. Irgun'un 3 üyesi daha asılınca, Irgun da 2 İngiliz çavuşunu astı. Eylül 1948'de İsrail devletinin ilan edilmesinden sonra Irgun dağıtıldı ve üyeleri İsrail ordusuna katıldı.
ABD"de Barack Obama yönetimi, İsrail seçimlerinde sağın yükselişinden kaygı duymaktadır. Aşırı sağcı Netanyahu başkanlığında bir hükümet kurulması halinde ABD arabuluculuğunda yürütülen Filistin"le barış görüşmelerinin geleceğinin tehlikeye girebileceğini düşündüğü bildirildi.
Netanyahu, aşırı sağcı Evimiz İsrail ve aşırı dinci Şas partileriyle temasa geçti bile.
Parti kaynakları, Netanyahu"nun, koalisyona katılmayı kabul etmesi halinde Kadima"ya dışişleri ve savunma gibi iki önemli bakanlığı vermeyi planladığını söylüyor.
Kadima, Evimiz İsrail ve Şasla koalisyonda yer almaktansa, muhalefette kalmayı tercih ediyor. Partililer, bu sayede Kadima"nın Netanyahu"ya alternatif oluşturacağını düşünüyor.
İsrail seçimlerinin sonucunu, şiddet, savaş, kan, saldırganlık, katliam ve yıkım belirlemiştir. Livni de şiddet söylemine büyük ağırlık veriyor ve hükümetini saldırıya zorluyor.
Muhalefetteki Netanyahu"nun oylarındaki artış şiddet söylemine ağırlık vermesinden ve bu konuda önemli vaatlerde bulunmasından kaynaklanmaktadır
Bütün bunlar gösteriyor ki İsrail seçimlerinin sonucunu, şiddet, savaş, kan, saldırganlık, katliam ve yıkım belirlemiştir.
İşte Irak, İsrail seçimleri derken, Haziran ayında da İran seçimleri olacaktır. Bütün bu seçimlerden sonra İslam"ın seçim anlayışına açıklık getirmeğe çalışacağız. Bizim şimdiki tefsirlerimizde böyle bir planlama olmadığından günlük konular içerisine girememelerinin nedenini daha iyi anlayacağız. Kur"an-ı Kerim şu andaki müfessirlerin halka kazandırdığı izlenim gibi Sâkit Kitap değildir.
İnşallah ilerideki günlerde bu gerçeği daha iyi anlayacağımızı ümit ediyorum. Müfessirler, günlük köşe yazarı olmalıdır. Asker, siyasete katılabilir mi? İsrail"de olduğu gibi siyasilerin tamamı da tamamen asker mi olmalı? İran"daki hem ruhanî lider ve hem de devlet başkanlığı doğru mudur?
Ancak bizim ele aldığımız meal-tefsir daha da iyi okunmalı, anlaşılmalı ve tartışılmalıdır.