Sanırım 20 yılı askeriyede geçirdikten sonra sivil yaşantıya bir türlü adapte olamadım. Orada her şey daha dürüst, daha düzgün işliyordu. Bir emir veriliyor, sorgulanmıyor yapılıyordu. Sivilde nedense bunu bulamadık, adama borç veriyorsun, söylenen zamanın üzerinden aylar geçiyor ,bir iş yaptırıyorsunuz yatırdığınıza pişman oluyorsunuz vs vs.
Otizm tanısı olan bir çocuğa okul bulabilmek adına verdiğim mücadele vardı. En son İlkadım ilçesindeki bir ilköğretim okulunda bu çocuklara ait sınıfta bir kişilik yer bulunca sevinmiştik. Rapor un çıkması yarı yıl tatilinin ortasına denk geldi. Okul müdürü ile bu konuyu konuşmuştuk. İkinci dönem başladığında kayıt yaptırmak için okula gittiğimizde, okul müdürü ‘’Biz öğrenci aldık’’ dedi ve yıkılmamıza neden oldu. Sonuçta adam boşuna müdür olmamış, ondan daha mı iyi bileceğim kimin çocuğunun daha çok ihtiyacı olduğunu, hem çocuk onun çocuğu değil ki, hele uğraşması içinde bir neden yoktu ki, onun makamı var, makam sahibi olmak kolay değil, mantık , sorunları bir çözen çıkar mutlaka.
Orada ki müdür efendinin vurdum duymaz lığına lanet ederek ilçe Milli eğitime gidiyorsunuz, ‘’Sizin gibi duyarlı veli’’ sözü ile karşılaşıp ben ne veli imişim ya diyerek yumuşuyorsun uz. Sonuç ? Hikaye.
İl Milli Eğitime gidiyorsunuz, ‘’Ben çocuğun hiçbir okulunuzda öğrenim görmemesini istiyorum, kayıtlarını silin’’ dediğinizde.
‘’Çocuğunuzu kasıtlı olarak bir gün okula yollamazsanız suç işlemiş olursunuz’’
‘’Hocam ikinci dönemin ortası oldu neredeyse , sınıfsızlık tan,öğretmensizlikten çocuk hiç okula gitmedi’’ Sessizlik.
Sonuçta Canik ilçesinde bir okulda bunun için bir sınıf açılmasına karar veriliyor.Bunun için mücadele eden beyefendi ve şube müdürüne teşekkür ediyorum. O akşam aranıyorum, ‘’Sınıf açılacak gözünüz aydın’’ İki gün sonra ses çıkmayınca gidiyorum okula, ‘’Kayıt yaptırmalısın’’ , ’’ E yapın’’ hemen pc başına geçiliyor, ‘’E okul açılmalı’’, ‘’E ne yapmak gerekiyor?’’ Ben duyarlı veliyim değil mi ?, Milli eğitimi arıyorum ,yarım saat içinde açılacak diyorlar, açılıyor,çocuk kaydediliyor.
Bir hafta geçti ses seda yok, okula gidiyorsunuz, Müdür seminere gitmiş, müdür yardımcısı yok. İlçe milli eğitime gidiyorsunuz, şube ile ilgili olan hanım izine ayrılmış, şube müdürü seminere gitmiş, Müdür oda seminere gitmiş. Öğlen mesaisi bitmeden İl Milli Eğitime gidiyorsunuz, Müdürün görev değişikliği yazısı gelmiş, şube müdürü yok, o esnada müdür yardımcısı olan bayanı görüyorsunuz o sizi bir güzel dinliyor, damardan vuruyor ‘’ Ben halkla ilişkiler müdür yardımcısıyım şunları yapmalısınız’’ bende zaten bir çözüm beklemiyordum.
Tekrar okula dönüyorsunuz Müdür bey burada, o derdini anlatıyor,’’ Öğretmen vermediler’’, ‘’Hocam ben mi isteyeyim öğretmeni?’’
Tekrar ilçe Milli Eğitime, hiç kimse yok, bir müdürü var dediler ona gittim. Durumu anlattım, oda kibarca Canik'de böyle sınıf olmadığını açıkladı. ‘’Hocam var’’, ‘’Yok beyefendi,benden habersiz olmaz’’ ,’’ Hocam var,hatta bencillik yapayım, açılması için uğraştım,ben açtırdım’’, ‘’ Siz açtıramazsınız’’ bu esnada türbanlı memure hanım gülme krizinde, başında ki amiri yok diyor, sade vatandaş var diyor. Sonra ne acı tesadüf araştırılınca açılmış olduğu görülüyor. ‘’Günaydın Müdür, Günaydın sırıtan memure, ilçeniz de ki okulunuzdan haberiniz yok.’’ Ama devlet memurusunuz,çok güldüm.
Sonra odaya bir kişi giriyor, sınıfın varlığından sonra haberdar olan ona hocam diyor. Ona da laf yetiştiriyorum ,’’Kızıyor dilekçeyle başvur ‘’diyerek çıkıyor. Yok öyle ,dilekçe ver bir ay bekle muhabbeti, odasına gidiyorum. Asıl aradığım kişi bu idi. Sonunda durum açığa çıkıyor ve ‘’Bir hafta içinde öğretmen ben sağlayacağım’’ diyor ve o bir haftayı beklemeye başlıyorum.
Bunun yanı sıra bölgesinden haberdar olmayan, sınıf var deyip gittiğinde sınıf yok diyen müdürlere lütfen iletişim ve ilgi dersi verin. Burası eski Türkiye değil, şubenin üstü, ilçenin üstü,ilin üstü var, kısaca siz devletin memurusunuz. Sırıtan memureyi hiç es geçmeyelim ona da nerede gülünecek öğretilsin.