Enteresan bir seçim süreci geçiriyoruz, adeta seçim yok gibi bir hava var. Aday adayları heyecansız, sokaklarda ses soluk yok, partilerde heyecan yok. Vatandaş daha duyarlı desem yeri var. Nerede o eski seçim çalışmaları? Seçime üç dört ay kala sokaklar şenlenir, liderler meydanları doldurur, insanlar heyecanlı bir biçimde seçimleri takip ederlerdi. Hani her şey sanal oldu diyoruz ya bu da öyle oldu. Herkes elinde telefon sosyal medyadan olup bitenlere bakarak seçimi takip ediyor. Ama işin aslı hiç de öyle değil, sanal alemde gördüklerimizin gerçek hayata yansıması çok farklı. Konuşulanların arka planından tutun da yazılıp çizilenlerin uygulama noktasında işlerin öyle klavye başında yazıp çizmeyle veya telefonlara bakıp izlemeyle olmadığını göreceksiniz. Mesela AK Parti geçtiğimiz cumartesi günü online temayül yoklaması yaptı. Aday adayları alacakları oylarla ilgili teşkilatları bizzat ziyaret ederek, insanlarla görüşerek kendilerini ifade ettiler. Teşkilat mensupları da ona göre oy verdiler. Bu işin kolay tarafıydı, gelelim asıl işin zor tarafına. Bu hafta partiler için çok zor bir hafta olacak, önümüzdeki hafta listeler seçim kurullarına verileceğinden bu hafta listelerin netleşmesi gerekmekte.
Tüm siyasi partiler için en zor olan şey listeleri oluşturmak olacak. İttifaklarda verilen sözler, yapılan protokoller, seçim kanununda yapılan değişikliklerin getirdiği olumsuzluklar, aday adaylarının toplumdaki karşılığı listelerin oluşmasında en zor tercihler olacak. Bu konuda AK Parti diğerlerine göre biraz daha avantajlı gözükmekte. Neden derseniz; MHP çoğu yerde kendi listelerini yapacak, BBP'ye zaten bir vekillik veriliyor, Yeniden Refah Partisi de kendi listelerini yapacağını açıkladığından işi kolay. Millet İttifakının bu konuda işi çok zor. İYİ Parti bazı illerde kendi listelerini yapacak. Bazı illerde İYİ Parti seçime girmeyecek CHP girecek, bazı illerde de tersi olacak ama asıl sorun diğer küçük partilere verilecek kontenjanlar olacak. Aldığım bilgi doğruysa küçük partilere elli civarında milletvekili sözü verilmiş, bu elli ismi listelere yerleştirmek fevkalade zor bir iş. Örneğin Samsun'da geçtiğimiz seçimde CHP'nin üçüncü sıra adayı Saadet Partisi'ne verilmişti. Bu seçimde sadece Saadet Partisi yok, DEVA Partisi var, Gelecek Partisi var, Demokrat Partisi var ve hangisini listelere koyacak belli değil.
AK Parti'de Süleyman Soylu'nun Samsun'dan liste başı olma konusunun arka planı anladığım kadarıyla şöyle; Soylu, İstanbul'dan aday yapılırsa önümüzdeki yerel seçimlerde belediye başkanlığına en yakın aday olur diye düşünüldüğünden Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'un oradan aday yapılması düşünülmekte. Soylu bunu anladığından kabul etmedi ki bana göre de haklı, İstanbul'da Karadenizli oyu çok. Soylu, orayı alabilecek en güçlü isim. İYİ Parti'de durum nedir derseniz; orada da sıkıntı büyük. Normalde bazı illerde teşkilat ön seçimleri yapıldı ama Erhan Usta teşkilatlardan çıkmaz diye Samsun ön seçime koyulmadı. Bedri Yaşar teşkilatlarda sevilen bir isim, partiye de ekonomik olarak çok destek verdiğinden listelerde olmasına kesin gözüyle bakılmakta. Üçüncü sıra bayan kontenjanı, daha önce de yazdığım gibi Meral Hanım Ömer Süslü'yü listeye koymak istiyor, dörde mi koyar ikiye mi, bilemiyorum. Bafra bölgesinde Hüseyin Acar ismi iş yapar denilmekte, o nedenle o bölgeden bir isim de listede olacak gibi duruyor. Gençlik kolları başkanı da listelerde olacaksa yandı keten helva. Bu şartlarda İYİ Parti'nin üç dört vekil alması lazım ki insanları memnun etsin, o da mümkün olmadığına göre ilk ikiye girenler şanslı gibi duruyor.
CHP'yi yukarıda biraz söyledik ancak söylemediklerimize gelince; Kemal Zeybek, Kılıçdaroğlu'na yakın bir isim. Genel başkana yakın olmak bazen avantaj bazen de dezavantaj olur. Genel başkan sıkıştığında sen bekle bizimsin diyebilir kendisine. Neslihan Hancıoğlu ise Haluk Koç Hoca'nın olmazsa olmazı olarak gözükmekte. Gülay Deveci'nin genel merkezde bir ağırlığı var ama daha önce de dediğim gibi iki bayan olur mu listede bilemiyorum. Bir de özel bir hastanedeki bir doktordan bahsedilmekte ve o da şanslı denilmekte. Diğer ittifaka dahil küçük partileri de hesaba kattığımızda CHP'nin işi çok zor. Seçim döneminde köşe yazılarımı artırdım, siyaset yazmak herkesin işi değil. Siyaset borsasını iyi takip edip siz değerli okurlarımızı bilgilendirebilmek için anlık gelişmeleri sizlerle paylaşmaya devam etmek üzere bugünlük de bu kadar. Kalın sağlıcakla.