Gazetemizin baskı kalitesini artırmak için bazı makinaları bakmak üzere iki günlüğüne Ankaraya gittim, yanımda ufak oğlum Enes’le, otuz yıllık komşum, arkadaşım, dostum Ahmet Akça ile birlikte gittik. Gayet güzel de bir yolculuk yaptık, ancak her zaman olduğu gibi yine bazı ufak tefek sorunlarla karşılaşmadık dersem yalan olur. Yolculuk esnasında kılacağımız namazlarla ilgili dinimizin verdiği ruhsatları beraberimdekilere mescide girince anlatınca, konuştuklarımı duyan bir arkadaş anında müdahale edip, ”Öyle istediğin ruhsatı istediğin yerde kullanamazsın o namaz kabul olmaz” deyince ona; “Şayet sen kabul edeceksen elbetteki olmaz ama biz senin kabul etmen için değil Allah için kıldığımızdan o
O’nun kabul edeceğinden şüphemiz yok dedim. Bizim Ahmet gülmekten kırıldı. “Bu işler hep seni mi bulur?” dedi. Neden öyle dedi derseniz, iki hafta önce babamla birlikte Cuma namazını kılmak üzere Esenevler Camii’ne gittik. Alt katın en ön safında namazlarımızı kılmaya başladık. Ben namazımı bitirip babamın da bitirmesini beklerken sessizde olan cep telefonumu elime alıp gelen giden var mı diye bakarken solumda oturan yaşlı adamın solundaki adam üzerime vurarak “Kapat o telefonu, namaz kılarken dikkatim dağılıyor” demez mi? Adama, “Sen namaz mı kılıyorsun yoksa beni mi gözetliyorsun, işine bak” dedim. Ama adamın müptezel bir tip olduğunu görünce namazdan sonra şuna iyi bir ders vereyim dedim. Namaz bitince adama tüm cemaatin içerisinde “Hacı namazını yenile, senin namazın olmadı çünkü sen namaz kılmadın etrafta olup bitenleri gözetledin” deyince adam adeta aptallaştı ama cevap vermeden de durmadı.” Neden kabul olmuyormuş namazım, sen o telefonla niye oynuyordun?” deyince, “Hah bak işte cevabını kendin verdin, sen Allah’ın huzuruna, namaza huşu içerisinde durup ibadetinle meşgul olmamışsın, etrafı gözetlemişsin. Onun için namazını iade et” dedim. Cemaatten bir kısmı boşver muhatap alma deyince dedim onlara ki “Bu tipler müptezel tiplerdir, camiye gelen çocukları kovarlar, namaz kılanları azarlarlar, şayet bunlara ders vermezseniz bu yanlışlarına ısrar ederler ama benim gibi birisi çıkıp azarlarsa bir daha asla sesleri çıkmaz”. Bir sonraki hafta tekrar aynı camiye cumaya gidince o adamı merak edip camide aradım, adam üst kata çıkıp bir kenarda sessiz sedasız oturdu, demek ki birisinden fırça bekliyormuş, o da bu fakire nasip oldu.
Uzun zamandan beri yazmayı unuttuğum bazı siyasi konuları bugün sizlerle paylaşmadan önce, neden Tarihi Amisos Kenti Hikâyeleri’ne devam etmedin sorusunun kafanızda olduğunu biliyorum; ona da cevap verdikten sonra asıl konumuza geçeyim. Aslında bugün sahtekar Muzo ile O(s)buruktan Teyyare hikâyemizi yazacaktım ama yolculuk esnasında bazı detayları atlarım endişesiyle sakin bir zamanda yazayım diyerek bugün bazı siyasi konulara değinmek istiyorum. Bu arada Ademciğim de her yazdığımız yazıyı üzerine almaya başlamış, O ne yaparsa yapsın biz işimizi yapmaya devam edeceğiz; adam her şeyi üzerine alınıyor diye işimizden vaz geçecek halimiz yok. O’nun derdi SaSa’ daki kaçak kısımları yıktırmamak ama aynısını Mediva’da da yapmıştı, orada SGK’ dan yediği cezayı yazsam aklınız durur ama konumuz o olmadığından orayı geçiyorum, geçiyorum dediysem zamanı gelince neler yazacağım neler…
Gelelim asıl konumuza, malumunuz geçtiğimiz ay Cumhurbaşkanı Trabzon’da başta Trabzonspor’un Akyazı stadı olmak üzere bazı açılışlar yapmıştı. Açılışları yapmadan bir gece önce Trabzon’a gidip bir gece de kalmıştı. Bu tür açılışlarda çevre illerin milletvekilleri, belediye başkanları ve bazı üst düzey bürokratlarla siyasetçiler de giderler ve Reisicumhur’a arzı endam ederler, bu siyasi teamül sadece bu dönemde değil her dönem olur. Bizim siyasi zevat da başta Vezir Hazretleri olmak üzere, il başkanı, diğer belediye başkanları ile kalabalık bir heyet Trabzon’a gidiyorlar ama Reisicumhur’un oteline kabul edilmiyorlar. Bunun üzerine araya Çiğdem Hanım giriyor ama yine Vezir Hazretleri ve heyet huzura kabul edilmiyorlar. Neden kabul edilmedikleri konusunda piyasada dolaşan siyasi kulislere göre Reis’in Vezir Hazretleri ile ilgili “O’nun FETÖ soruşturması var o bitmeden bir daha O’nunla görüşmem” dediği yönünde, bu haber akla mantığa da uygun geliyor ama bekleyip göreceğiz.
Biz yoldayken, yani dün, saat 17.00 itibarı ile Samsun’a Ak Parti Genel Merkezi’nin il ve bölge sorumlularının geldiği ve akşam toplantı tertip edecekleri, toplantıda İl Başkanı dahil il yönetiminin ve bazı ilçe başkanlarının istifalarını isteyecekleri söylenmekte. Bu ne anlama geliyor derseniz, iki anlamı var. Birincisi İl Başkanı’nın önünü açmak üzere il yönetiminin istifaların alıp yeni bir yönetim kurması için önü açılacak ya da il Başkanı’nın istifası alındıktan sonra başka birisi görevlendirilecek. Bakalım hangisi olacak, önümüzdeki günlerde her şey ortaya çıkar. Umarım kırmadan, dökmeden, alaveresiz, dalaveresiz ve ırkçılık temeline dayanmayan bir sonuçla karşılaşırız diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.