İnsanın hayatında yolu Tüketici Hakem Heyetine kaç kere düşer?Benim bir düştü, pir düştü!.
Günlerdir haftalardır yazılı,görsel medyada 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un Sözleşmedeki haksız şartlarbaşlıklı 6. Maddesi ve 5464 Sayılı Banka ve Kredi kartları Kanunu'nun 24.maddesine göre ,her kart hamilinden aidat ücreti(!) alındığını;bu üçretin haksız alındığı,Ve Ankara 2.Tüketici Mahkemesi'nin 12.10.2010 tarih ve 2010/291-2010/548 nolu kararı,ilaveten Yargıtay 13.Hukuk Dairesi'nin 2011/4736 Esas Nolu ve 2011/11579 Karar nolu kararı uyarınca ilgililerin başvurulması halinde iadesinin mümkün olacağı görüşü kamuoyunda tartışılıyor.
İşin aslını ve koşulları öğrenmek için Vilayet binasındaki Tüketici Hakem Heyetinin kapısını çalalım; bilgilenelim,yol yordam öğrenelim istedik,arkadaşımla adrese gittik.Malum bazı işlerde diploma,kariyer para etmiyor.Bir bilene soralım,danışalım dedik.
Vilayetin giriş kapısında güleç yüzlü Polis memuruna sorduk.Tarif ettiler.Yukarıda asansörün karşısında camlı oda dediler.Arkadaşımla birlikte çıktık.Odayı bulduk.İçeride karşılıklı iki masa,masa başında iki görevli,biri bay, diğeri bayan.Bay olan, hararetle bir vatandaşının müşkülini ,sorununu halletmekle meşgul.,heyecanla bir şeyler anlatıyor.
Bayan görevliye Kredi kart aidatlarının iadesi konusunda bilgi edinmek istediğimizi söyledik. Başını kaldırdı ,çenesiyle camlı kapıyı gösterip,ilanı okuyun ,dedi.Dedik ki ;şifahi söyleseniz,mesela Yargı kararı,başvuru dilekçesi gibi belge var mı?Yok dedi. Yargıtay kararını , bir nota yazsanız?Sorusunu tamamlamadan Gogul'danöğrenebilirsiniz,demez mi? Fesüphanallah.Biz mi cahil kalmışız,yoksa alem mi çağ atlamış,dünyalarımız mı farklı anlayamadık.Kendi ilgi ve bilgi alanına giren bir konuda yazılı ve sözlü bilgi vermeyi angarya kabul eden hizmet anlayışına bakar mısınız?Sanki vatandaşın evinde bilgisayar,laktop var,üstelik internet bağlantılı!?...
Görevliye :Siz,Yargıyat Kararı'nın sayı /tarihini bilmiyor musunuz?sorusuna sırtında paltosunu giymeye çalışan sorumlu biri olsa gerek,diyaloğumuza müdahil oldu.Yargıtay 13.Dairesini kararı olduğunu o söyledi..O da goguldan sorgularsınız demez mi!İşte bu kadar...Akıl akıldan üstün ya.
Bayan memura son kez ,bir küçük kağıda yazmasını rica ettik.Hanımefendi,öyle bir kağıt parçası tutuşturdu ki elimize hala hatıra kabilinden saklıyorum. Nasıl mı,çöpe atılacak cinsten...Üzeri çiziklerle dolu,arkası önü aynı şekilde resmen çöpe atılacak çinsten.Görevli bayanın çizikler dolusu kağıtta nasıl boşluk bulup,Yüksek Yargının karar sayısını yazdı,çözemedim.Maharetine hayranım.
Bir an düşündüm.Biz neden böyleyiz?Bizden biri bir masanın arkasına geçince,bir koltuğa oturunca,değişiyor;kırk yılda bir işi düşen vatandaşa yardımcı olmayı ,insanca muamele yapmayı zül addediyor...Neden oturduğumuz masabaşı işe ,bizim gibi binlerce issizin hayalini süslediğinin düşünmüyoruz.Neden Batman'da 940 kişilik geçiçi kadroya -hem de 4 ay süreli bir işe- başvuran 14 bin kişiden biri ben de olabilirim diye düşünmüyoruz?
İyi ki Canik'te oturuyorum.İlkadım'ın Hakem Heyetindeki bu lakayd tavır diğerlerinde de var mıdır?dersiniz. Olmaması için yazdım.Bizim bir kere yolumuz düştü.Bir daha Allah düşürmesin, demek geçiyor içimden ;ama bizim insanımız ,diyemiyorum.
Kendimi tanıtmaya gerek görmedim.İnsan her yerde insandır.Bu kimlik yeter.Hamiline kart yakinimdir ; ben şuyum, ben buyum ;Sen benim kim olduğumu biliyor musun ,tafralı üslubu haksızca ve ahlaksızca bulurum.
Benim için acı bir anı oldu.Hepsi o kadar.Yüreğimde hiç kimseye merhametten gayri bir şey yoktur.