Seçime altı aylık bir süre kaldı.Genel seçimlerin üzerinden 3,5 yıl geçti.Geçen bu süre zarfında Türkiye hangi sorunların üstesinden geldi .Gelin hatırlayalım.
Cumhurbaşkanlığı seçimi ile geçen süreçten sonraki tartışmalar ,Ergenekon tutuklamaları, Silivri Mahkemeleri,Darbe günlükleri,Darbe planları,Suikast iddiaları,Ermeni/Kıbrıs sorunları,Suriye ,Filistin yakınlaşması,İran nükleer programında/Suriye,Lübnan arasında arabuluculuk,Laiklik gölgesinde Cumhuriyet mitingleri,Başörtüsü tartışmaları,Taş atan çocuklar ve Güneydoğu"daki sivil itaatsizlik,Yerel Yönetim seçimleri(2009),Anayasa değişiklikleri ve Referandum akabinde Evet/Hayır üzerine anket eşleştirmeleri ,Gazze olayları,Van Münit" sonrası Mavi Marmara / İsrail terörü,İsrail gerginliği ve son olarak Wiwileask kriptoları üzerindeki Türkiye /ABD ilişkileri,Romen Açılımı,Alevi Açılımı,Kürt Açılımı, Abant,Erbil ekseninde Kürt kimliği ve Kürdistan Çalıştay"ları ,KCK,Demokratik Toplum Kongresinin İmralı eksenindeki Demokratik Özerklik tartışmaları ,Yerel yönetimlere (DTP "li Belediye Başkanlarına İmralı Terörist-başı talimatıyla Eş-başkanlık atamaları, 2011 yılı Bütçe görüşmeleri/müzakereleri sırasında,TBMM"de Kürtçe diyalogların yaşanması, Ana Muhalefette liderlik değişimi ve yeni yapılanma.. Bunlardan hangisi vatandaşın sorunlarına köklü çözüm getirmiştir.Bu konularda oy avcılığı ve halk goygoyculuğu dışında Hükümetin ve Muhalefetin uzlaştığı konular var mıdır?
8,5 yılı aşkın İktidarı tek başına elinde bulunduran, bir siyasi temsilcinin yukarıda tartışılan ve gerginliklere sebep olan sorunlara ilişkin somut bir önerisini ve çözüm projesini kamuoyu önünde İktidar+Muhalefet sözcülerinin katılımı ile tartışıldığına şahit oldunuz mu?
İktidarlar oy kaybedeceğini düşündüğü sorunları, üçüncü ağızdan ,Sivil toplum örgütleri vasıtasıyla kamuoyunda tartıştırırlar.Sözcüleri Medya kanallarına çıkardıkları yandaş gazeteci ,eski siyasetçi, B.elçi,Bürokrat ,Y.Yargıç mensubu veya emekli Paşalardır.Gözünüzü kapatsanız konuşanların iktidar sözcü olduklarını,yakalarına parti rozeti taktıklarını hemen anlarsınız.Ama siyasetin iktidar mensubu seyirci/dinleyici konumdadır.Ufak tefek polemiklerle muhalefete sataşarak,modası geçmiş kıyaslamalarla katılırlar, hepsi o kadar.
Tıpkı Irak işgali öncesi ekranlarda lüzumsuz bilgiler aktararak, kafa karıştıran stratejistlerin yaptıkları psikolojik harekat mantığını kullanırlar..
Dikkat edin, bu kalemli/kalemsiz siyaset militanları,demokrat sempatizanı tetikçiler, söze başlarken devlet karşıtlığı,millet bütünlüğü,Anayasa"nın olmazsa olmazı maddeler,Asker/yargı karşıtlıkları dikkat çekicidir..Amaçları söz ve fikir hürriyeti kisvesi altında söz konusu kurumları /kurum çalışanlarını işlevsiz kılmaktır.Buna bazı siyasi partileri yok sayarak muhalefeti tek başına temsil ettikleri görünümünü vermeye/üslenmeye çalışırlar.Dikkat edin hedeflerinde siyasi İktidar ve siyasetçiler yoktur.Onların vesayetlerinden söz edilmez.Dinsel vesayetçiler hesaba katılmaz.Aksine kozmik odalar ve karizmatik liderler hedef alınır ,hezeyanlarını cinnet fikirlerle örnekleyerek toplumu kandırırlar.
Başta Sivil toplum örgütleri ki bunlar dini/tarikat yapılanması şeklinde , kültürel,etnik temelli organizasyonlar,uluslar arası kuruluşlardan fonlarıyla kurulan örgütlenmeler,Arkaik dönemlere ait ,tarihi ,çevresel tanıtımı öncelik alan oluşumlar ,illegal oluşturulan platformlar olarak karşımıza çıkarlar.Bunlara bakınız siyaset kurumundan daha cüretkardırlar. Anayasa"ya aykırı olmasına karşın ısrarla demokratikleşme(!) sloganıyla kim/kimler adına istendiği belirsiz taleplerle/eylemlerle toplumun gözünü boyamaktadırlar.Karşı duranları normalleşme süreci Barış süreci ni sekteye uğratanlar olarak toplumun önüne atarlar.Böylelikle sessiz çoğunluğun reflekslerini zayıflatırlar.
Günümüz sivil örgütlerin büyük çoğunluğu , temelde temsil ettikleri kitlenin organize olmuş azınlıklarıdır.Seslerinin çok çıkması, arkalarında uluslar arası destekçilerinin yada İktidar tarafından Muhalefetin etkisini tolere etmek için görevlendirilmiş çıkarcı gruplardır..Bu grupların ,partisi olmaz,ideali olmaz,tek doğrusu olmaz,bir özürle ,hemen saf değiştiren günübirlikçilerdir;tek istedikleri güçlerini korumak,parasal çıkarları gözetmek,statülerinin devamını sağlamaktır.
Siyasete meraklı olmaları ,siyasi aktörlüğe soyunmaları,ekranlardaKanaat önderi yaftası ile çıkıp gözükmeleri, İktidarların hizmetinde olduğu müddetçe izin verilir ,gündemde tutulur, sömürü hortumları kesilir korkusuyla önkoşulsuz biat ederler.
Bir zamanlar Doğu Raporı hazırlatanlar, ekonomik reçeteler ,ilanlar bastıranlar,Siyasi parti liderlerini huzurlarında sorguya çekenler ,yatırım yoksulu olunca şimdilerde folklora merak sardılar,festivallere umut bağladılar.Sıcak paranın cazibesine dayanamadılar. Bölücü,ayrımcı , iki dilli,ikircikli ,bayrağı arması/ flaması,Merkezi belli , federatif yapıyı savunan,İmralı vesayetinde siyaset yapanlarla ile,el ele ,omuz omuza zılgıt eşliğinde halay çekenleri tanıdınız mı?Bunlar kimleri mutlu ediyor dersiniz?.
İstanbul sermayesi,Patronlar kulübü kimlerin vesayetine ,himayesine talip olduğunu ibretle görüyoruz.
Siyasetçiler oturup düşünmeli.Bu millet ,artık yolsuzlukla ilgilenmiyor .Vurgun ve talanı umursamıyor.Ahlaki çöküntüye aldırmıyor.Fuhuş ve faili meçhul cinayetleri önemsemiyor.İktidar/muhalefet siyasetçilerinin söylediklerine inanmıyor,yalanla/gerçeği ayrıştıramıyor.Kara propagandaların ve medya yönlendirmesine ,gazete köşesindeki kapı kullarına itibar ediyor.Neden?
Yoksa,Doğuda sınırları zımnen çizilmiş,merkezi belirlenmiş,ana dili resmiyet kazanmış,kendi kimliklerini üs kimliğe kavuşturmuş, yerel coğrafi merkezleri oluşturmuş,seçimle değil ,atama ile ikinci bir idari yönetim statüsü kurmuş,Devlete/Hükümete/Anayasa"ya rağmen kendi varlığını bir Kongre deklarasyonu ile dayatmışken, hala birileri çıkıp,bu bir provokasyondur.,barış sürecini baltalamaktır ,olanlar paranoya ,komplo teorisi diye abuk sabuk mazeret üretiyorsa, PKK terörünün 25 yıllık savaşın tek sorumlusu Siyaset kurumu değil, Devlettir ,Müesses nizamdır bunu tanımıyoruz ,diyebiliyorsa , bu yüzsüz ve arsızlarla, Türkiye 2023 yılında, Irak gibi üç parçalı bir devletçik konumuna düşmez, diyenlerle/yolun sonunu görenler arasında önemli sorun var.Onun için,2011 seçimleri çok,ama çok önemlidir.!!!