Yorgunum bu uzun yoldan
Bu zamansız gelenlerden
Hangi yol kendime çıkar bilmiyorum.
Herkese aynı ümidi veren ak sakallıya ,
Kapalı ruyalarım.
Kutup yıldızına çoktan sırtımı dönmüşüm.
Sahtekar bir gülüş cehennemidir ruhumun.
Kendini rüzgara bırakan bir kuş gibi
Gri bir akşamda ufka doğru uçuyorum.
Küçülüyorum kayboluyorum.
Yaşamı ayakta tutan ümit bezirganlarından
Yorgunum.
YILAN
Definesi alınmış bir yılandı ölüm.
Soğuk, sessiz, siyah
Bu kuyuya her düşenden yükselen
Bir ömür kadar günah
Bir ömür kadar ah!
İmamesiz bu ömür tesbihinde çekilen ,
Gündüzler ve gecelerdi.
Bir yığın insanlık
Esfeli safilini hecelerdi.
Allahın kulları, kulların tanrısınındı.
Onların can suları ,
Cehennemde ısındı.
GİTMEK KALMAK
İçimde yürüyen bir şey var
Ayak seslerini duyuyorum, kalbim gibi
Gitgide uzaklaşan
Beyaz bir buluta hüznümü yükledim.
Bir öfkenin pişmanlığı ile indim yeryüzüne
En kuytu bir köşe seçmeliyim kendime
En sessiz
En sade
Varlığımı kimse bilmesin
Belki bir karıncanın içtiği su olmalıyım
Veya bir ağacın en derinlerdeki kökünde,
Yok olmalıyım.
Bilmemeli hiç kimse gök yüzünü bildiğimi
Dağlara en üstten baktığımı
Kanatsız mavilikte askıda kaldığımı
Yine askıdayım ama, gökte değil yerdeyim.
Gitmek kalmak arası bir yerdeyim.
Her şeye rağmen gitmeliyim.