İslâm evliyalarından YUH BABA ilğinç olduğu kadar, ibret verici olaylarla günümüze kadar gelmiştir. Yuh Baba, kendi halinde geçimini Hamallıkla temin eden bir zattır. Bulunduğu şehirde cenaze omuzda taşınararak mezarlığa götürüldüğü sırada, bazılarına yol kenarında durur ve “YUH” diye bağırırmış.
Genelde bu cenazeler İslâmi hayatı olmayan kişilere aitmiş. Gün gelmiş, Yuh Baba’ya da ecel vaki olmuş. Yakınları gerekli İslâm-I işlemlere yaparak cenazeyi Camiye taşımışlar. Namazı kılınmış, tabut omuzlar üzerine alınarak çarşı içinden mezarlık yolunda ilerlerken, evvelce Yuh Baba’nın Yuh çektiği bazı cenaze yakınları, Yuh diyerek bağırırlarken, olağan dışı bir olay olur.
Tabutun kapagı yarıya kadar açılır. Yuh baba tabutta oturur vaziyette kefeni ile dikilerek. “Yuhaladıklarım gibi öbür tarafa gidiyorsam bana’da yuh olsun diye “ cevap vererek tekrar tabutuna uzanır.”
Elbette ki bu bir Evliya kerameti idi. Günümüzde bazı yerlerde kendilerini akıllı zan edenler, bunlara deli de derler,bunların dünyalıkları yoktur. Dünya ya kıymet vermezler. Kimileri hayatın çenberinden geçip, o yere getirilir. Kimileri de bilinmiyen geçmişleri ile kendini gösterirler. Boş laf etmezler, Kem söz söylemezler.
Sözün Özeti ise ;
Evliyaya eğri bakma
Kevn-ü makam elindedir
Mülke hükmün süren odur
İki cihan elindedir.
Sen anı şöyle sanırsın
Sencileyim bir ademdir
Evliyanın sırrı vardır.
Gizli, ayan elindedir.
Denilen mısralar içinde, hikmetler gizlenirken verdiği nice nasihatı anlayabilmek ümidi ve
(Sırat köprüsü ve Cehennem dehşetini görüntüleyen bir tasvir…)
Bu tasvirdeki dehşetten hepimizi CENAB-I HAK korusun.