Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, "Bölgesel üniversitelerimizden kendi kurumsal potansiyelinin farkında olan, mevcut imkanları gerçekçi bir şekilde değerlendiren ve aynı zamanda vizyoner bir hedef ortaya koyan bir yönetim şekli bekliyoruz." dedi. Özvar, Bingöl Üniversitesi Rektörlüğü Senato Salonu'nda düzenlenen Üniversiteler Birliği (ÜNİDAP) 6. Dönem Toplantısı'nda, üniversitelerin bulundukları bölgenin kalkınmasına sundukları katkıyı önemsediklerini söyledi. Yükseköğretim sistemindeki kurumsal çeşitliliği artırma yönündeki kararlılıklarının devam ettiğini dile getiren Özvar, bu hedef doğrultusunda gerekli politika adımlarını atmaktan çekinmediklerini ifade etti. Bugün kurumsal çeşitliliği rahatlıkla konuşabilmesinin son 20 yılda yükseköğretim sisteminde yaşanan genişlemenin doğal bir ürünü olduğunu belirten Özvar, şöyle konuştu: "Gerek Yükseköğretim Sistemine erişim, gerekse de erişim eksikliği kaynaklı yaşanan birçok dengesizlik de bu genişleme sürecinde kendiliğinden çözüm yoluna girmiştir. Bu sürecin olumlu meyvelerinden biri olarak, 2007 yılında kurulan 17 üniversiteden biri olan Bingöl Üniversitesinin, 15 yıl gibi kısa bir sürede katetmiş olduğu mesafe ve gelişmeyi bugün burada bizzat müşahede etmenin mutluluğu içerisinde olduğumu da dile etmek isterim. Üniversitemizin bu kısa süre içerisinde kurmuş olduğu fakülteler, enstitüler, araştırma merkezleri ve diğer birimlerle altyapısını önemli ölçüde tamamladığını, 84'ü ön lisans, 42'si lisans, 48'i yüksek lisans ve 16'sı doktora programı ile 15 bin öğrenciye ev sahipliği yaparak bölgesinin önemli bir eğitim ve cazibe merkezi haline geldiğini görmekteyim." Tüm illeri ziyaret ettiğini ve kampüsleri büyük bir memnuniyetle izlediğini aktaran Özvar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yükseköğretimi tüm yurt sathına yaygınlaştıran ve böylece erişim sorununun çözülmesine vesile olan geleceğe yönelik vizyonu ve destekleri dolayısıyla muhterem Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a sizlerin huzurunda bir kez daha teşekkür etmek isterim. Türkiye'nin dört bir yanındaki üniversitelerimiz farklı kurumsallaşma düzeylerine sahiptirler. Bununla birlikte hemen hemen tamamı çok ciddi bir kurumsallaşma evresini tamamlamış durumdadır. Dolayısıyla özellikle 2006-2008 yılları arasındaki yükseköğretim kurumlarımızın kuruluş sürecinden çıkıp artık kurumsallaşma ve olgunlaşma sürecinde olduklarını memnuniyetle gözlemliyorum." YÖK'ün ana rolünün, üniversitelerin görüş ve önerilerini alarak, bu kurumsallaşma ve olgunlaşma sürecini desteklemek olduğunu vurgulayan Özvar, olgunlaşma sürecinde bir yükseköğretim kurumunun hedefleri açısından en kritik hususun net bir misyona sahip olması olduğuna işaret etti. YÖK ve üniversiteler arasındaki bağın ve iletişimin daha da güçlendirilmesi gerekliliğine inandığını anlatan Özvar, şunları kaydetti: "Biz, sizlerin tabiri caizse kendi kurumsal kaderinizi çizmek konusunda bilgi temelli ve ülkemizin kalkınma hedefleri doğrultusunda kararlı adımlar atmanızı bekliyoruz ancak bunu yaparken hem ulusal kapasiteye katkı yapmaya, örneğin nitelikli insan kaynağı yetiştirmek, bilimsel yayın yapmak gibi devam etmeniz gerekmekte hem de gerçekten ayakları yere basan, diğer bölgelere ve yükseköğretim kurumlarına göre nispi potansiyel avantajlarınızı merkeze alan bir yaklaşımda bulunmanız gerekmektedir. Bölgesel kapasiteniz ile bölgedeki resmi ve özel aktörlerle işbirliğini muhakkak geliştirmeniz elzem görünmektedir. Özetle, bölgesel üniversitelerimizden, kendi kurumsal potansiyelinin farkında olan, mevcut imkanları gerçekçi bir şekilde değerlendiren ve aynı zamanda vizyoner bir hedef ortaya koyan bir yönetim şekli bekliyoruz."