Konumuza girmeden önce son yazımda yazamadığım Kahramanmaraş Belediye Başkanının Trabzonlu bir bayana ‘Trabzonluları biz Müslüman yaptık’ ifadesine açıklık getirmek istiyorum. Zira bu konu hem siyasette hem de sosyal medyada bir hayli gündem oluşturdu. Ama kimse çıkıp da gerçek şudur demedi. Trabzon henüz fethedildiği ve müslüman olmadığı dönemde Kahramanmaraşlı üç kardeş Trabzon’a İslam’ı yaymak üzere gelmişler. Ağırlıklı olarak Of, Çaykara bölgesinde tebliğ çalışmaları yapmışlar ve üçü de o bölgede ahirete intikal etmiş. Kardeşlerden birinin mezarı Of’un Yente köyündedir. Birisinin mezarı Sultan Murat yaylasına çıkarken yolun üzerindedir, mezarda bayrak vardır. Birisinin mezarı da Eskipazar Kavak Camii avlusundadır. Eskipazar’daki kabir adeta ziyaretçi akınına uğrar. Eskipazar Camii o nedenle çok önemli bir Camii olarak manevi hayatımızda yer alır. Hatta Of-Rize karayolu yapılırken mezarın kaldırılmak istendiği ancak kaldırılamadığı da dillerden dillere destandır. Kahramanmaraş Belediye Başkanı da bunu anlatmak istediği kanaatindeyim ama kullandığı ifade biraz kaba olduğundan kamuoyundan tepki aldı.
Gelelim asıl konumuza, futbolla çok ilgilenmem ama konu Samsunspor olunca ister istemez ilgi duyuyoruz. Zira Samsunspor şehrin ortak değeri olduğundan Yüksel Yıldırım’ın basın açıklamasını bizim arkadaşların çektiği videodan sonuna kadar izledim. Basın açıklaması sanırım üç saati geçti, zira ben üç saate yakın izledim ve sonunu zor getirdim. Yıldırım ailesinden merhum Garip Yıldırım’ı tanırım, Buğdaypazarı’nda merhum Temel Örnek’in bitişiğinde demir çimento satardı, ben de demir almıştım ondan. Onun dışında Ali Rıza Yıldırım’la tanışırız. Geçmişte görüşürdük ama uzun zamandır görmedim. Sanırım İstanbul’da ikamet ediyor. Yüksel Yıldırım’ı ise hiç tanımam, bilmem. Samsunspor kulübüne başkan olana kadar ne gördüm, ne tanıdım. O nedenle yaptığı açıklamayı dikkatle ve sonuna kadar izleme gereği duydum. Üç saatlik konuşmasından edindiğim izlenime gelince ilk bir buçuk saatlik kısmı harikaydı. Ondan sonraki kısım ise tekrarı niteliğindeydi. Yüksel Yıldırım ömrünün yirmi yılını ABD’de geçirmiş. Kültürlü, bilgili ve dolu bir insan. Normalde Samsun’a üç numara büyük bir iş adamı. Samsun’daki iş adamlarının büyük bir kısmının parası ile kültürü eşdeğer değil. Paraları kültürlerinin üzerinde ve konuşmaktan aciz insanlar. Yüksel Yıldırım ise ne konuştuğunu bilen, donanımlı, kültürlü ve Dünyanın 51 ülkesinde 14 bin çalışanı olan bir iş adamı.
Konuşmasından en çok beğendiğim kısımlar arasında ‘‘üst akıl bende olmaz, danışmanlarım olur, onlara para verir, fikirlerini alırım, işime gelenini de uygularım’’ ifadesi çok can alıcı ve doğru bir tespit. Samsunspor’la ilgili kendisine üst akıl olarak verilen isimleri de sıraladı. Gerçekten onlardan değil akıl almak, istişare etmenin bile doğru olmadığı ortada. İkinci can alıcı konuşması kendisinden önce kulüp başkanlığı yapanlarla kendisini kıyasladığında hiç birisinin ne kültürlerinin, ne başarılarının, ne de ekonomik durumlarının kendisi ile kıyaslanamayacak durumda olduğunu söylemesiydi ki burada o isimleri çok fena ezmiş oldu. Dikkatimi çeken üçüncü ifadesi Galip Öztürk’ün kulübü İsmail Uyanık’a bırakması teklifini reddetmesi oldu ki bunu ifade ederken yüz ifadesi de çok enteresandı. Zaten sosyal medyada İsmail Uyanık yanına Galip Öztürk’ün adamlarını alıp Gürcistan’a gidip sosyal medyada paylaşması da hiç şık değildi. Neticede Galip Öztürk şu anda Türkiye’ye gelemeyen bir iş adamı. Gidip ondan medet umması doğru bir davranış biçimi değildi. Ayrıca Yüksel Yıldırım ne Kazım Yılmaz’a benzer ne başkasına, o hayat hikâyesini kendisi yazmış. İlk 500’e giren Dünya çapında tanınmış bir iş adamı.
Yüksel Yıldırım’ın en büyük şanssızlığı şehri ve muhataplarını tanımaması. Onları tanıyana kadar da epeyce zaman geçer. Zaten konuşmasında yazdıklarının anlaşılamadığını söylemiş ki çok doğru. Onu bu şehirde anlayacak kapasitede ve kültürde insan çok az var. Ama şu bir gerçek ki adam profesyonel bir iş adamı ve yönetici. Bir buçuk yılda olayları çözmüş ve direksiyonun başına geçmiş ‘parayı veren düdüğü çalar’ diyor. Keşke konuşmasını o kadar uzatmasaydı. Bir buçuk saatlik kısmında bitirdikten sonra soru, cevap kısmına geçmiş olsaydı daha güzel olurdu ama konuşması çok üst perdeden ve seviyeli bir konuşmaydı. Kanaatimce Samsunspor’u selamete çıkaracak tek doğru isim de Yüksel Yıldırım ismiydi, bunu başaran her kimse onu tebrik ediyorum.
Konuşmasının özeti profesyonellikti. Büyük kulüplerin sahiplerinin ülke dışında yaşadıklarını ama kulüplerini çok güzel yönettiklerini, kendisinin de İstanbul’da ikamet ettiğini Samsunspor’u profesyonel kafayla yöneteceğini, işinin futbolcuların odalarına girerek Samsunspor’u yönetmek olmadığını, işinin kulübü profesyonel olarak yönetmek olduğunu anlattı. Ben de bu anlattıklarının tamamına sonuna kadar katılıyorum. Samsunspor’a topladığımız paralar yüzünden hak etmediğimiz cezaevi hayatı yaşamış birisi olarak iyiki Yüksel Yıldırım bu kulübün başına geldi diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.