Cemiyet hayatımda esası karşılıklı hak ve hürriyet saygı esasına dayanmaktadır. İleri demokrasilerde her türlü kılık, kıyafet farklı kültürleri anlayışla yaklaşmak esastır.
Hür rejim, insanlarının kişisel tavır ve ifade tarzıyla kendilerini tanımlamalarını esas alır. Hiç kimseyi kişisel tavır ve inançlarından dolayı yargılama hakkını kendimizde göremeyiz. Son günlerde hayat tarzı ve kıyafetinden dolayı bazı vatandaşlara toplu ulaşım araçlarında ve sokakta rencide edici davranışlar ve saldırılar olmaktadır.
Yapılanlar kim tarafından ve hangi amaçla yapılırsa yapılsın tasvip edilecek gibi değildir. Ana yazımızda son yıllarda yapılan ileri düzeyde demokrasilerdeki hak ve hürriyetlerin bazı kesimlerce hazmedilemediği belli oluyor.
Yazık.. Bu hazımsız insanlar, tabiata ve hayata bakmıyorlar mı? Çevre, doğal hayat farklılıklar harmonisidir. Aksini düşünmek ne kadar bağnazca ve hayatın gerçeklerinden uzak. Gözlemlerimiz ve haberler bu hazımsızlığın dindar kesime yapıldığını gösteriyor. Bunun aksi de yanlıştır. Hiçbir dindar insan başkasının hayat tarzına karışma hakkına ailesi de dışında sahip değildir.
Bunun a sınırları vardır. Zor kullanmak asla tasvip edilemez. Aile kendi kültürü ve iç barışı ile konularını çözer. "Dinde zorlama yoktur... "Bu ilahı emir. Başkasını zorlayan rencide eden ilahi hukuku çiğner. İnsanlar hür iradeleri ile seçimlerini yaparlar. Herkes buna saygı duymak düşer.
Anayasal teminat altına alınmış haklara tahammülsüzlük bir toplumsal cinnet hali. İnşallah mevzi ve bir kaç olaydan ibaret kalır. Aksi halde yazık olur güzel ülkemize. Dünyada barış elimizde değil.
Emperyalizmin doymak bilmez iştahı ve yönetme arzusu var. Yurtta barış ise karşılıklı haklara saygı, hukuka saygı ile gerçekleşir. Bu en büyük beka meselesidir. Farklılıklarımız zenginliğimizidr. Aksi abesle iştigaldir. Barış ve esenlikle kalın...