Konya'nın Hadim ilçesindeki Sarnıç Yaylası'nda eşi, oğlu, gelini ve torunuyla yaşayan 73 yaşındaki emekli bekçi Yusuf Ertek, yayla evinde hem hayvancılıkla uğraşıyor hem de şimşir ağacından kaşık ve baston yaparak, komşularına hediye ediyor.Hadim'de 25 sene gece bekçiliği yaptıktan sonra emekli olup yaylaya yerleşen 8 çocuk babası Ertek, küçükbaş hayvancılık ve arıcılığın yanı sıra dere yataklarında ve kayalıklarda yetişen şimşir ağacına şekil vererek vakit geçiriyor.El emeği göz nuruyla yaptığı baston ve kaşıkları, bölge insanına hediye eden Ertek, yaptığı açıklamada, doğa ile iç içe sakin ve huzurlu bir hayat yaşadığını söyledi.
Yaylada bazı zorluklarla karşılaşsa da hayatından memnun olduğunu belirten Ertek, "Emekli olunca yaylada çobanlık yapmaya, hayvan bakmaya başladım. Kendime küçük bir çiftlik kurdum. Burada hem arıcılıkla hem küçükbaş hayvancılıkla uğraşıyorum. Koyun, kuzu, keçi bakıyorum. Şimdi yaklaşık 100 küçükbaş hayvanımız var." diye konuştu.Boş zamanlarını değerlendirebileceği bir uğraş ararken tahta kaşık yapmaya karar verdiğini anlatan Ertek, şöyle devam etti:"Ben dedikodu sevmem. Köy kahvesine gitmem. O yüzden kendime böyle bir uğraş buldum. Ağabeyim kaşık yapardı, ben de ona bakarken nasıl yapılacağını öğrenmiştim. Bir kere bir şey gördüm mü onu hemen öğrenirim. Bir kere görsem tamamdır, elimden kurtulamaz."
Balta sapı, kaşık, baston yaptığını, yaşadığı yerde market olmadığı için komşularının ihtiyaç duyduğu kaşıkları şimşir ağacından yapmaya başladığını anlatan Ertek, şimşiri de dağdan kesip getirdiğini bildirdi.Ertek, "Kaşıktan sonra baston yapmaya da başladım. Gelen komşulara bir tane veririm, 2 tane vermem. Hepsini de hediye ederim, ücret almam. 5-6 senedir yapıyorum. Buralarda kullanılan yüz bastondan 90'ı benim elimden çıkmıştır."Ertek, yaptığı işten zevk aldığını, ömrü yettiğince de yapmaya devam edeceğini aktardı.
"Soframız hiç boş kalmadı"
İnsanlara yardım edince mutlu olduğunu vurgulayan Ertek, sözlerini şöyle tamamladı:"Para, pul istemem, 'Allah razı olsun' desinler bana yeter. Kimseden bir kuruş para almam. Bizim buralardan gelen geçen çok olur, çok misafirimiz gelir. Gelen misafirlere yaptığım kaşıkları hediye ederim. Ramazan başlayalı iki hafta oldu, soframız hiç boş kalmadı. Her gün misafir ağırladık. İnsanlara yaptıklarımı hediye etmek hoşuma gidiyor. Günümü de boşa geçirmemiş oluyorum, bununla uğraşıyorum."