Dünyanın bir imtihan yeri olduğuna inananlar rahat yaşar, huzurlu olurlar.
Yüce Allah, dünyayı "oyun ve eğlence" olarak tarif etmiş, Peygamberimiz de, "yolcunun gölgelenmesi" kadar bir zamanla tanıtmıştır.
Ama aynı zamanda dünya, ebedi olan ahiret hayatının da tarlası olarak tanımlanmıştır.
Dünyada herkesin imtihan sorusu farklıdır. Kimisi varlıkla, kimisi yoklukla imtihan edilmektedir.
Bütün Peygamberler sıkıntı ve streslerle sınanmıştır. Bu sınamalar, Peygamberlerin millet ve ümmetlerine örnek olmaları içindir.
Hiçbir Peygamber dünyaya arkasını dönmemiş ama hiç bir Peygamber dünyanın cazibesine de boyun eğmemiştir.
Bu örnek hayatlar, insanlara yön ve yöntem oluşturmuştur. Bazı insanlar Peygamberi tavırları örnek almış, bazıları inansa da örnek almamıştır.
Allah c.c., insanların beşeri özelliklerinden Kur'anda bahsetmiş, insanların zaaflarının kurbanı olmamaları için Peygamberleri örnek göstermiştir.
Dünya hayatı bazıları için kolay geçer, bazıları için çok zordur. Bunun belirleyeni yaratıcı olan Yüce Allah'tır.
Elbette insanların kendi elleriyle yaptıklarının sonucu olarak karşılaştıkları da vardır.
Dünya hem zor, hem kolaydır ama kolaycılığın tercihi edilmesi zorlukları getirir.
Kolaycılık da beşeri bir zaaftır. Menfaat peşinde olmanın bir başka versiyonu kolaycılıktır.
Terlemeden bir takım manfaatler elde etmeye çalışmak, "çıkarcılık"tır ki, kolaycılığın unsurlarındandır.
Her hangi bir eylemi çıkar için yapmak beşeri zaafiyet, doğru olduğu için yapmak ise ibadettir.
İnsanlar, yaptıklarıyla ya menfaat ya da itibar sahibi olurlar. Böylece de dünya imtihanının sorusuna konu oluşturur, imtihanın akışını belirlerler.
Eğer bir iş sadece menfaat için yapılırsa, kişinin itibarını düşürür. Aynı iş doğru ve insanlara da faydalı olduğu için yapılırsa itibarı arttırır.
Esas olan; işi menfaat elde etmek için değil, doğru olduğu için yapmaktır. Doğru olduğu için yapılan her iş; aynı zamanda doğru yapılır.
Menfaat için yapılan iş, hem yanlıştır, hem de tüm yanlışlarla birlikte yapılır. Yanlışlarla yapılan işler hem yapana hem de topluma zarar verir.
Menfaat hesabının sermayesi; yalan ve haram'dır. Yalan ve haramın olduğu iş'te bereket yoktur. Bu yolla elde edilen; kazanç değil, usule uygun soygundur.
Atılan adım, söylenen söz ve ortaya çıkan sonuca göre; kişinin hesabı anlaşılır. Böylece, insanın menfaat için mi, ibadet için mi çalıştığı da belli olur.
İnsanlara hizmet için atılan her doğru adım, ibadettir. Kolaycılığın peşinde koşmak, ibadetten ve İlahtan kaçmaktır.
Dünya; kolaycılık alanı değil, hizmet ve ibadetin merkezidir. Bu nedenle mü'min; dünyanın kolaycılığına değil, zor da olsa insanlara hizmetine talip olmalıdır. Mü'min olmanın gereği de budur.