Bazen hayat bize iyi davranmayabiliyor. Hayal kırıkları, beklentiler, kötülükler, ayrılıklar ve bir sürü şeyler canımızı yakabiliyor ve asla geçmeyecek gibi hissedebiliyoruz. Belki tecrübe etmiştir diye bir büyüğümüze anlatıyoruz ve büyüklerimiz ise bize genellikle “zamanla geçer, zaman her şeyin ilacıdır” gibi sözler söylüyor. Bana, böyle söylediklerinde çok sinirlenirdim. Beni anlamadıkları zannederdim. Ama gerçekten de büyüklerin bir bildiği oluyormuş. Bunu zaman geçtikçe, büyüdükçe ve olgunlaştıkça anlamaya başladım ve hemen size büyüklerimizin bastıra bastıra söylediği “zaman her şeyin ilacıdır” sözüne karşılık bir deneyden bahsetmek istiyorum.
1978 yılında Northwestern University ve University of Massachusetts tarafından yapılan bir deneyde 3 grup inceleniyor. Kısaca özetlemek istediğimden 2. grubunu (kontrol grubu) anlatmak istemiyorum. 1. grupta ikramiye kazanmış kişilerden oluşuyor. 3. grup ise kaza geçirerek felç kalmış kişilerden oluşuyor. Bu deneyde her grubun mevcut durumlarından mutluluklarını 5 puan üzerinden değerlendirmelerini istiyorlar. 1. grup: 4 puan verirken, 3. grup: 2,96 puan ile mutluluklarını tanımlıyor. Deneyin asıl kısmı ise şu şekilde: mundane pleasure (sıradan, dünyevi zevkler) olarak ifade edilen, haz puanlamasına geçildiğinde 1. grup 3.33 puan verirken, 3. grup 3.48 puan veriyor. Yani yeni hedonik adaptasyon, sıradan kabul edilebilecek aktivitelerden alınan hazzı azaltıyor. Bunu şöyle açıklamak istiyorum. Diyelim ki; maddi durumu kötü bir kişi yılda bir kere yeni bir ayakkabı alınca mutlu olur. Ama varlıklı bir kişi, her gün ayakkabı alabileceği için bu zevkler onun için sıradanlaşıp artık haz alamama durumunu ortaya çıkıyor. Bunlara ek olarak, geçirilen kaza ya da kazanılan ikramiye üzerinden geçen zaman ile hiç ikramiye kazanmadan önce ki mutluluk oranına ve hiç kaza geçirmeden önce ki mutluluk oranlarına döndüklerini gösteriyor. Yani burdan da anlayacağımız üzere zaman her şeyin ilacı oluyor. Her insanın kendine has bir mutluluk seviyesi var. Bazen inişli çıkışlı olaylar sonrası bu mutluluk seviyemiz yukarı ya da aşağı yönlü hareket edebilir ama mutlaka o mutluluk seviyesine dönüyoruz. İnsanoğlu zaten unutkan biri, Allah’ın rahmeti olan nisyan sayesinde acılarımızdan kurtuluyoruz, gereksiz şeyleri hafızamızdan siliyoruz. İnsanlar “Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür” yani “unutkanlık insan halidir” anlamında olan bir atasözü söyleyip bitiriyorum.