Zekamızı annemize borçluyuz

Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Funda Elmacıoğlu, ''Bütün insanlar zekalarını annelerine borçludur'' dedi

Elmacıoğlu, "İnsanın sosyal bir varlık olarak, yaşadığı toplumla uyumunu sürdürebilmesi için akıl ve zekaya ihtiyacı var. İnsan zekası, 6 yaşın sonuna kadar gelişmesi gereken oranın yüzde 90'ını tamamlıyor. Geri kalan yüzde 10'luk kısım ise gelişimimizle olan süreçtir. Bir çocuğun zekasının gelişimi anne karnındayken başlıyor. Genetik özellikler, annenin beslenme özellikleri ve çevre faktörleri önemli. Anne karnındaki doğru beslenme zekayı geliştiriyor'Anne hamileliğinde iyot ve demir yönünden besinler almalı. İyot ve demir zeka gelişiminde çok önemlidir. Bu nedenle anne hamileyken geleneksel gıdalarımız olan süt, yoğurt, pekmez, yumurta bolca tüketilmeli. Bu ürünler zekanın gelişiminde çok önemli. Bütün insanlar zekalarını annelerine borçludur. Annenin iyi beslenmesi bebeği önemli ölçüde etkiliyor'' diye konuştu.

ANADOLU MUTFAĞNIN ÇOK BÜYÜK ETKİSİ VARDIR

600 yıllık Osmanlı İmparatorluğu'nun dünyayı yönetmesinde Anadolu mutfağının çok büyük etkisi vardır'' diyen Elmacıoğlu,Dünyayı yöneten insanlar, iş adamları, siyasi liderler, sporcular, kısacası başarılı bütün insanlar mutlaka iyi derecede anne sütü almıştır. Her bebek için en ideal besin anne sütüdür. Anne sütü bebeklerin koruyucu kalkanıdır. Anne sütü bebeklerin koruyucu kalkanıdır. Bu nedenle ilk süt bebeğe mutlaka verilmeli. Anne sütü birçok ilaçtan daha güçlüdür. Çünkü içerdiği bazı enzimlerle bebeğin daha kolay hazmetmesini sağlar. Birçok hastalığı da engeller.

İnsan beyninin gelişiminin anne karnındayken başladığını belirten Elmacıoğlu, ''İnsan beyninin yüzde 75'i, anne karnından bir yaşına gelinceye kadarki süreçte gelişir. Yüzde 80 ile 85'i 3 yaşına kadar, yüzde 90'ı 6 yaşına kadar, geri kalan kısmı ise kişinin yaşadığı süre içinde gelişir. Annenin iyi beslenmesi, gıdaları bilinçli tüketmesi bebeğin zekasına etki ediyor'' dedi.''Beslenme, karın doyurmak değildir'' Prof. Dr. Funda Elmacıoğlu, beslenmenin sadece ''karın doyurmak'' olmadığını dile getirerek, şunları kaydetti:''Beslenme para ile olmaz. 100 gram patates ile 100 gram muzun arasında besin değeri açısından hiçbir fark yoktur. Sadece para farkı vardır. İçeriğindeki besin ögeleri aynıdır. Muzdan alınacak potasyumu, patatesten zaten alıyorsunuz. C vitamini de alıyorsunuz. İnsanın ön yargısı var. Bir şey pahalı olursa onun değerli olduğu zannediliyor. Pahalı olan bir besinin satın alınmasının ve tüketilmesinin de sağlık için çok yararlı olduğunu sanıyor. Bir yumurtanın besin değeri, anne sütünden sonraki en değerli besindir. Aynı gereksinimi karşılayan et ile kıyasladığımızda yumurta 80 gramdır, fiyatı ise 20 kuruştur. Etli 3 köfte 90 gram geliyor. Fiyatı da 4 liradır. Aynı miktardaki et ve yumurta insan sağlığı için aynı orandaki vitamini karşılıyor.''

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

SAĞLIK Haberleri