Başkalarını aldatıp kandıran, küçük ayak oyunlarıyla çıkar sağlayan ve bu yolla amaçlarına ulaşan insanlara kurnaz deriz. Aldatma,kandırma,baştan çıkarma,hile vb. kavramların içeriğinde kurnazlık niteliği vardır. Bütün bu nitelemelerde kötü düşünce ve kötü niyetle yapılan eylem ve etkinliklere gönderme yapılır. Kurnazlık dostlara yapılmaz, düşmanlara yapıldığında hoşumuza gider. Kurnaz dediğimiz insanları onaylamaz,onlarla ilişkilerimizde tedbirli ve temkinli davranmaya çalışırız.
Kurnazlığın olduğu ilişkilerde, hile hukukunun kuralları ortaya çıkar. Dostluklar kaybolur, yerine ikiyüzlülük alır. Karşılıklı güven ve hareketlerden emin olma duyguları kaybolur. Samimi ve içtenlikli ilişkiler yerini, soğuk ve samimi olmayan bir ilişkiye bırakır.
Zekilik ile kurnazlık arasındaki farkı iyi belirlemek gerekir. Zeki olmak,sorunları çabuk kavrayıp çözmektir. Çıkar ve kötü niyet derdi yoktur. Kurnaz ise art niyetlidir. Düşünce ve niyetini hiçbir zaman ortaya koymaz, açık ve net değildir. Dostluk ve iyi niyetlilik nedir bilmez. Bu nedenle ilişkilerinde, ikiyüzlülük ve sahtecilikle suçlanır. Açık ve samimi değildir. Karanlık ve güvensizlik ilişkilerinde hakimdir.
Sorunlarla karşılaştığımızda çözüm için zeki olmak ve zekice tasarlamalara gerek vardır. Çünkü tasarlama, zihni işlem ve işlevlerle mümkündür. Ama şeytan bırakmaz ki. Karşısındakinin zekasını ve aklını kullanmaması için onun düşünce dünyasına , bilincine musallat olur ve kafasını karıştırır. Kafası karışan kişi ne yapacağını, hangi yolu tutacağını bilemez ve aradan zaman geçincede kaybettiğini fark eder ama iş işten çoktan geçmiştir.
Şeytanla raks ederken daima aldatılacağımızı ve zararlı çıkacağımızı bilmek zorundayız. Şeytanın acelesi yoktur,fakat karşısındakini acele karar verdirmeye,hesap kitap yaptırmamaya ve hataya zorlar. Bildiği iş budur. Uygun durumu yakaladığında da, zihin bulandırmak için kafa karıştırıcı sorularla, akılları allak bullak eder ve amacına ulaşır. İradesiz ve gafil kişiler bu oyunu hemen yutar ve çabuk kapılır. Ortada bir şeytanlık, kurnazlık oyunu döndüğünü, kişiler, canları yandıktan sonra anlar.
Günümüz toplumu; zeki mi, kurnaz mı yoksa şeytansımı olmak arasında gidip gelmektedir. Rekabet toplumu olduk. Temel değer zekilik değil de kurnazlık ve şeytanlık olmuş durumda. Zeki olanların yapacaklarını kurnazlar yapar olmuş. Tüm yaşamda, bireysel ve toplumsal ilişkilerde; Yetenekler,zeka ve akıl değil, kurnazlık yapmanın geçer olduğu bir anlayış kendini kabul ettirmiş.
Kurnazlığın alkışlarla tahta oturtulduğu toplumumuzda, bazı şeyleri iyi anlayıp çözümlemek gerekir. Zekiliğin değil, kurnazlıkların ve şeytanlıkların yarışmasına şahit olmaktayız. Yarışta kazananlar alkışlanmakta,kaybedenler yok farz edilerek, yerin dibine batırılmakta.
Güç,hakkın yerine geçip tahta oturmuş, emirler yağdırıp durmaktadır. Kurnazlığın ve şeytanlığın gücü karşısında, vicdan ve aklın adalet hakkaniyeti duyguları pes etmiştir.
Artık kendimize gelmemiz gerekiyor. Görüş ufkumuzu karartıp,daraltmak isteyenlere karşı, sorunların içine girerek, kurnazların arkadan vurma taktik ve oyunlarını boşa çıkarmalıyız.
Oyunu; oyunun kurallarına göre, oyunu bozmadan oynamaya çalışarak,kurnazlık yapanları ve şeytanlıkları engelleyebilir,onları pişman edip,oyunlarını bozabiliriz. Gözümüzü dört açıp olaylara hakim olalım. Oyuna gelmeyelim.
Her şey gönlünüzce olsun.
SEVGİLERİMLE.
17.11.2008
Nihat KAHVECİOĞLU