Bakmakla görmek arasındaki fark ne ise, zengin olmakla kültürlü olmak arasındaki fark da odur. Belki çok uçuk bir iddia gibi gelebilir size ama gerçeklerin acı olduğunu unutmamalıyız. İsterseniz bazı örneklerle anlatmak istediğimiz asıl konuyu izah edelim.
Malumunuz geçtiğimiz hafta şehrimizde üç Bakan vardı. Bunlardan ikisi bir açılışa katılmak üzere, birisi ise, Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nin kendisine verdiği Fahri Doktora Unvanı törenine katılmak için gelmişti. Ancak üçü de, serbest bölgede bulunan bir fabrikanın açılış törenine katılmışlardı. Bu törene, bazı milletvekilleri, Vali, Büyükşehir Belediye Başkanı, bazı daire müdürleri ile birlikte esnaf ve sanayicilerde katılmıştı. Törene katılan Bakanlar, Vali ve diğer katılımcıların dışında şirketin, Yönetim Kurulu Başkanı da konuşmuş, törene davet edilenlerin bir kısmının davetiyelerini bizzat elden ilgili şirketin Yönetim Kurulu Başkanı veya yardımcısı vermiş. Yakışanı da oydu zaten.
Açılış töreni esnasında ilk konuşmayı şirketin görevlendirdiği sunucu yaptıktan sonra, şirket Genel müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı yapmış, bu üç konuşmacının hiçbirisi Büyükşehir Belediye Başkanı'nın adını zikretmeden Gelen Bakan, Milletvekili ve Vali'nin ardından diğer davetlilerin adından bahsetmişler. Bu tür protokol konuşmalarında davet edilmemiş olsa bile, katılanları protokol sırasına göre okumak gerekir. Aksi halde hem protokol sırasına uymamış olursunuz, hem de nezaketsizlik yapmış olursunuz. Benim Büyükşehir Belediye Başkanını ne kadar çok sevdiğimi herkes bilir! Ancak sevmek veya sevmemek ayrı şeydir, işin gereğini yapmak ayrı şeydir.
İşin daha garip yanı Büyükşehir Belediye Başkanı'nın davetiyesini, bizzat şirket Yönetim Kurulu Başkanı'nın kardeşi ve aynı zamanda şirketin Genel Müdürü olan arkadaş götürmüş olmasına rağmen, davete icabet eden Büyükşehir Belediye Başkanı'nın orada yok farz edilerek, konuşma yapılması gerçekten kültürsüzlüğün ve görgüsüzlüğün ta kendisidir. Daha sonra konuşan Milletvekilleri ve Bakanlar Büyükşehir Belediye Başkanı"nın adını zikretmeden geçmemişlerdir. Bu da o insanların ne kadar zarif, kültürlü ve Devlet terbiyesi görmüş insanlar olduğunu göstermektedir.
Dikkat ederseniz zengin iş adamları veya üst düzey bürokratlar çocuklarını okutmakla yetinmeyip, bir müddet yurt dışında yabancı dil tahsili veya yüksek lisans yaptırdıktan sonra kendi işlerinin başına koyarlar ki, bu tür yanlışlıkları yapmasınlar. İnsanların ekonomik durumları ile kültürel durumları paralellik arz etmezse bu tür sıkıntılarla sürekli karşılaşmak zorunda kalırlar. Bazı iş adamları, üniversite okumamış olmalarına rağmen hayat tecrübeleri ile, ailelerinden aldıkları görgü, asaletleri gereği bu işi farklı bir biçimde halledip, aradaki açığı kapatmayı becerirler. Bazıları ise, "Biz nasıl olsa ekonomik bakımdan zenginiz. Bütün ayıplarımızı para ile örteriz" havasına girip, kendilerini toplumun huzurunda üç kuruşluk etmekten zevk alırlar.
Bundan iki, üç yıl önce bir lokantada karşılaştığım, şehrimizin önde gelen firmalarından birinin sahibinin oğlu ile, merhabalaştıktan sonra kendisi bana, "Ağabey görüşemiyoruz" deyince, "Doğru haklısın sizin de, bizim de işlerimiz yoğun" deyip, yarı şaka, yarı ciddi konuşurken birden bire bana dönerek, "Bu şehirde, bilmem ne ailesi ile ilgili kimse konuşamaz da yazamaz da. Biz, Türkiye'nin bilmem kaçıncı sanayi kuruluşuyuz" deyince "Haklısın" deyip, yanından ayrıldım. Yanımdaki bir şirketin Genel müdürü olan arkadaş, "Bu adam ne kadar görgüsüz ve nezaketsizmiş" deyince dedim ki; "Bu tür adamlar, kültürel eksikliklerini para ile doldurmaya çalışan cahillerdir. Bunlarla fazla konuşmayacaksın. Bunları WC hükmünde tutup, mecbur kalmadıkça onlarla buluşmayacaksın."
Yazımın başında da belirttiğim gibi kültürlü insanla, kültürsüz insanın farkı, görmekle bakmak gibidir demiştim ya, işte bunu size birkaç örnekle izah etmeye çalıştım. Kültürlü olmak bilmeyi gerektirir. Bilmeyen adamın kültürlü olma şansı yoktur! İşte bu nedenle "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" buyrulmuştur.
Kendimize, bilen ve bildiklerini uygulayan dostlar edinirsek, bu tür olumsuzluklarla karşılaşmayız. Bildiğimiz halde bu tür insanlarla ekonomik çıkarlarımız adına birlikte oluyor isek, bizim de kendimizi gözden geçirmemiz gerekmektedir.
Kalın sağlıcakla
Zengin Olmakla Kültürlü Olmanın Farkı
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.