Konu başlığını belirleyip oturup yazmaya başlarken, tam o an enteresan bir güncel konu ortaya çıkıyor bu sefer başlığı değiştirip o konu doğrultusunda yazıyorum. Bu seferde öyle oldu.
Haberlerde, mecliste olanları izleyince üzüldüm. Ülkenin üç büyük partisinin sergilediği görüntüler, ülkemize hiç yakıştı mı?
Niye bu ülkenin adam olamadığına sebep aramaya gerek yok. Ülkenin nelerle uğraşması gerekirken, uğraştığı şeylere bak. Görüntüler her şeyi anlatıyor.
İktidar başarılı oldu mu, muhalefet mutlaka bir kargaşa çıkartmak zorunda(!)İktidar güven, saygı ve peşinden oy kazanır düşüncesiyle rahatlık vermek yok. Veya doğru olan bir şeye evet demek yok. Mecliste TBMM- böylede, il genel ve belediye meclislerinde farklı mı?
Böyle olunca, muhalefetinde gündeme getirdiği faydalı olabilecek önerilere, iktidar karşı çıkıyor. Anlayacağınız karmaşaya devam.
Gelişmiş ülke meclislerine bakarsak, biraz incelersek, gündeme gelen her hangi bir konuda, iktidara muhalefette katkıda bulunuyor ve güzel şeyler ortaya konuyor. İnsanların birbirine saygısı var. Bizde ise nerdeee !
Ama haklarını yemeyelim(!) bizim meclislerde de oy birliği ile geçen şeyler var, vekillerin maaşları veya onların durumlarıyla ilgili lehlerinde ne varsa. O zaman çıkıp; olmaz, siz böyle istediniz diye, biz oy vermeyiz asla demezler. Çünkü şahsi çıkarları öndedir, onlar için kendi menfaatleri önemlidir. Aksini ispatlayan çıksın, yazımı kapsayan sayfayı yemeye hazırım.
Has bel kader bende bu ülkenin nabzını tutacak bir kısım yerlerde görev yapıyorum. Ben aksini görmedim, gören varsa çıksın ortaya ! Tabiî ki görevini yapan vekilleri tenzih ederim.
Bu ülke için herkes kendi üstüne düşen görevi yapmalı. Ayrıca bu ülke, görev vermek amacıyla kurduğu her kuruluşu desteklemeli ve destek vermelidir.
Bu ülkenin oluşumunda yer verilen ve yerlerini alan Sivil Toplum örgütlerini STK- hiçe sayacak, hiç bir dediğini dikkate almayacaksınız, o zaman kapatın STK"ları. Bizde oda başkanları olarak kendimizi bir şey zannetmeyelim. Bizi bir şey zanneden üyelerimiz de bize yüklenmesin, bizde onları kırmayalım. Çünkü bu ülkede hiçbir dönem STK"lar dikkate alınmadı ki, TUSİAD para babaları- hariç.
Resime bir bakalım. Ülke içinde yer alan kuruluşlar, kurumlar, iş kolları v.s. Her kuruluşu kendi arasında bir zincir halkasına benzetirsek, bir zincir kabul edersek ve bu zincirin güçlü olmasını istiyorsak, zinciri oluşturan tüm halkaların sağlam olması gerekmez mi?
Zincir olarak STK"ları ele alırsak bu zincirlerden biri de TUSİAD, TOBB ve TESK değil midir? Bu zincirin iki halkası olan TUSİAD"ı ve TOBB"yi alırda TESK"i dışarıda bırakırsanız, zincire güç kaybettirmiş olmaz mısınız? İşte şuan durum bu. Bu ülkeye para da lazım, iş gücü de. Paraya evet de iş gücüne hayır mı?
Başka bir zincire bakalım. Bu zincir de benim meslek grubum olsun. Elektrik iş kolu. Açalım biraz. Uzun zamandır kaybolan yetkilerimizi geri almak için uğraşıyoruz. Yetkilerimizle ilgili bakanlarımızın kapısını aşındırmaktayız. Her kesim haklısınız diyor ama lafta kalıyor. Sonuç pekte iç açıcı değil. Çünkü büyük bir kitleye sahip meslek grubumuzun tepe halkası Elektrik Mühendisleri, orta halka elektrik teknikerleri devamla elektrik teknisyenleri ve ustalık belgesine sahip meslektaş halkalarımız. Tepe halkası ben varım, benden başkası önemli değil diyor. Tüm pastayı iş konusu- yemek uğruna diğer halkaları zayıf bırakıyor ve zincir güçsüzleşiyor. İşin başında olanlar, bu duruma meslektaşlarını korumak uğruna, haksızlık yaparak göz yumuyor.
İş kollarındaki sıkıntı, ülke genelindeki sıkıntı işin başına olanların nalıncı keseri gibi hep bana demesinden kaynaklanıyor.
Mesleki federasyon ve illerdeki mesleki oda başkanları olarak yetkilerimizle ilgili bu konuyu bir türlü çözemedik. Türkiye genelindeki; tekniker, teknisyen ve ustalık belgesine sahip vergi mükellefi olan meslektaşlarımız can çekişiyor. Oysa ülkemiz ekonomisine katkısı olan bu meslektaşlarımıza sahip çıkacak bir yetkili bulamadık ve sıkıntıyı bir türlü aşamadık. Son umudumuz bayındırlık ve iskân bakanımız Mustafa DEMİR.
Elektrik Elektronik ve Benzerleri Teknisyenleri Federasyonu yönetim kurulu üyesi ve Samsun oda başkanı oluşum dolayısıyla, federasyon olarak bakanla görüşmek için beni görevlendirdiler. İnşallah randevuyu alır, görüşür ve sorunlarımızı çözer, haklarımızı geri alırız.
Bu ülkede görüşmek bir dert, sonuç almak başka bir dert. Umarım bakanımız bu konuya sahip çıkarda, hak yerini bulur.
Her şey gönlünüzce olsun.
SEVGİLERİMLE.