Peygamberimiz bir sohbet esnasında, duanın önemini ifade etmiş, geçmiş ümmetlerden kabul olan dualarla ilgili örnekler vermiştir. Tarihi bir kıssayı sahabeyle paylaşarak, zor zaman için sermaye hazırlamalarını işaret etmiştir. Peygamberimizin paylaştığı kıssa, Buhari ve Müslim'de rivayet edilmiştir.
Peygamberimiz; “Sizden evvelki ümmetlerden üç kişi yola çıktılar. Geceyi geçirmek için bir mağaraya girdiler. Derken dağdan bir taş düştü ve mağaraların ağzını kapattı. Bunun üzerine şöyle dediler: "İyi amellerimizle dua etmekten başka bizi buradan hiç bir şey kurtaramaz.”
İçlerinden biri: “- Allah’ım! Benim çok ihtiyar bir annem ve babam vardı. Onlardan evvel ne çocuklarıma ne de hayvanlara bir şey içirmezdim. Günün birinde odun toplamak için uzaklara gitmiştim. Onlar uyuyuncaya kadar dönemedim. Akşam kahvaltılarını hazırladım; fakat onları uyumuş buldum. Onları uyandırmağı ve onlardan evvel ailece akşam sütü içmeği hoş görmedim. Çanak elimde olduğu halde onların uyanmalarım bekledim. Nihayet sabah oldu. Çocuklar ayaklarımın altında açlıktan ağlıyorlardı. Derken annem, babam uyandılar ve akşam sütlerini içtiler.” Allah’ım! Eğer bunu senin rızan için yapmış isem bu taştan çektiğimiz belayı bizden uzaklaştır” dedi. Taş bir parça açıldı. Lakin çıkılacak gibi değildi.
İkincisi şöyle dedi: “- İlahi! Amcamın bir kızı vardı ki, onu herkesten ziyade seviyordum. (Bir rivayete göre; Bir erkek bir kadını ne kadar sevebilirse, ben de o kadar seviyordum) Onunla birleşmek istedim; lakin teklifimi kabul etmedi. Bir kaç sene sonra bir kıtlığa uğrayınca bana başvurdu. Kendisini bana teslim etmek şartıyla yüz altın verdim. Kabul etti.” Bu suretle fırsat elverince (diğer bir rivayete göre, cinsi bir muameleye başlamak üzere iken): “Allah’tan kork da haksız yere mührümü bozma” dedi. Ben de Allah’tan korkarak, bu çok sevdiğim kadından uzaklaştım. Verdiğim altınları da ona bıraktım. Allah’ım! Eğer bu işi sırf Sen’in rızanı kazanmak için yapmış isem, içinde bulunduğumuz belayı üzerimizden gider, diye yalvardı. Mağaranın kapışı bir parça daha açıldı; yine çıkılabilecek derecede değildi.
Üçüncü şahıs da şöyle dedi: “- Allah’ım ücretle amele tuttum ve ücretlerini verdim. Lakin biri, ücretini almadan, bıraktı gitti. Onun ücretini ürettim. Onun nam ve hesabına mal çoğaldı.” Bir müddet sonra o adam yanıma gelerek: “- Ücretimi ver.” dedi. Ben de: “- Şu gördüğün deve, öküz, koyun, senin ücretinten üremiştir. Al götür.” dedim. “- Ey Allah’ın kulu! Benimle alay etme.” dedi. “- Seninle alay etmiyorum, hakikati söylüyorum.” dedim. Bunun üzerine malları aldı, hepsini şurup götürdü. “- İlahi! Eğer bunu senin rızan için yapmış isem, içinde bulunduğumuz bu belayı üzerimizden def et.” dedi. Taş mağaranın ağzından kaydı. Onlar da hep birden çıkıp yürüdüler." buyurmuştur.
İçinde bulunduğumuz Koronavirüs günlerinde, bu müsibetten kurtulmak için yapılacak dualarda da, Peygamberimizin işaret ettiği bu dua şekli dikkate alınmalıdır. Kuran-i Kerimde, bir çok ilahi masajda yüce Allah dua konusunda bilgiler vermiştir. Kolaylık zamanında dua etmenin, zorluk zamanında en büyük sermaye olacağı bildirilmiştir. Nimetlere sahipken yapılan dualar,külfetlere karşı en büyük yardımcı güç olacaktır.