İnsanların imtihan için yaratıldığını Yüce Allah Kur’anda bildirmiştir. İmtihan unsurları da yine Kur’anda belirtilmiştir.
Mallardan, canlardan, evlatlardan, mahsullerden, hülasa sahip olun şeylerin elden çıkması kişinin sabrını ölçmek için imtihan vesilesi kılınmıştır. Sahip olunan nimetlere de şükredilmesi imtihan unsurlarındandır.
Peygamberlerin hepsi sıkıntı ve musibetlerle imtihan edilmişlerdir. Peygamberlerin belalarla karşılaşıp, bunlara karşı gösterdikleri tepki kendilerine tabi olan toplumların tepkisini şekillendirmek içindir.
Varlık sahibi olunduğunda da zorluklar olabilir.
Örneğin; ülkemizin en varlıklı insanlarından birisinin televizyon ekranlarında “ben fabrikamda insanların kullanması için araba yapıyorum ama maalesef ki kendi oğlumun bu araçlardan hiçbirini kullanma şansı yoktur, keşke tersi olsaydı” anlamına gelecek ifadeleri kullandığını bizzat duyanlardanım.
Varlık sahibi olan bu iş adamımız, bir başka nimetten mahrumdu ve bu nedenle acı çekiyordu, ifadelerinden de bu anlaşılmıştı.
Bazı insanlar da yoklukla imtihan edilirler, çalışmalarına rağmen hayatını zorlukla yürütecek maddi imkanları ancak elde edebilirler, bazen de miskin seviyesinde bir yaşamla da karşılaşmış olabilirler.
Bu da imtihan unsurlarındandır. Çok enteresandır ki, yokluk ve zorluk içinde olan insanlar karşılaştıkları bu sonuçların ilahi bir taksimatın sonucu olduğun kabulde zorlanmaktadırlar.
Bu nedenle de;
Zor durumda kalanlarla, arzularına kolayca ulaşmak isteyenler Metafizik alemden yardım isterler.
Böyle talepler çok olunca "İstismarcı Asalaklar" da bu talepleri kullanarak beslenirler, çaresizleri sömürürler, kemirirler ve semirip göbek bağlarlar.
Ancak, en mutlu oldukları bir zamanda mutsuzluğun en katmerlisiyle karşılaşırlar.
Çünkü, başkasının göz yaşı ve acısı üzerine mutluluk bina edilemez.
İlahi kural budur. Allah c.c. kimsenin hakkını kimsede bırakmaz.
Ama, insanlar da zorlukta yardımı Allahtan dilemeli, yokluğu da çalışarak gidermelidir.
Bu da İlahi bir kuraldır. Karşılaşılan olayların ve ortaya çıkan sonuçların imtihan unsuru olduğu bilinmelidir. Hiç değilse Müslümanlar bu inanca ve kabule sahip olmalıdırlar.