ZULMETMEK İSTEYENLERİN AKIBETİ

Adnan Bahadır

Ben Kral oldukça yaşasın Demokrasi mantığının hakim olduğu bir Dünyada yaşıyoruz. Medeniyetin beşiği olan İngiltere'nin dahi hala daha Krallıkla yönetildiğini dikkate aldığımızda ileri demokrasi denilen şeyin söylemden öteye geçmediğini bir kez daha idrak etme imkanı bulabiliriz. Demokrasinin beşiği olan Avrupa'nın bir çok ülkesinde de durum bundan çok farklı değildir. Konuşmaya sıra geldiğinde demokrasiden insan haklarından, özgürlükten dem vuranlar icranın başına geldiklerinde söylemleri ile eylemleri arasında ne büyük tezatlar olduğunu rahatlıkla görebiliriz. Demokrasiyi istemek söylemin ötesinde gitmediği sürece tüm söylemler siyasi malzemeden ibarettir, bunun dışında kim ne söylerse söylesin benim için kocaman bir hikayedir. Daha düne kadar baskı ve istibdat rejimlerinden şikayet edenler iş başına geldiklerinde yaptıkları uygulamalara bakıldığında ara rejim dönemlerinde dahi olmayan baskıların kendi dönemlerinde olduğunu rahatlıkla görebiliriz.

Seksen ihtilalini çok iyi bilen ve bire bir yaşamış bir kişi olarak şunu açık ve net söyleyebilirim o günkü ara rejim dönemlerinde dahi olmayan baskıların bugün çok daha fazlası bazı konularda var. Bu iddiamı bazılarınız biraz abartılı bulabilirler ancak bazı örnekleri verdiğimde ne kadar haklı olduğumu çok daha iyi anlayabileceklerdir. Bundan otuz yıl önce ben basın mensubu değildim ama o zaman yazılan yazılara, yapılan haberlere ve basındaki uygulamalara bakıldığında bugünden çok daha rahat olduğunu söylemek mümkün. Özelleştirmeler büyük bir heyecanla ve ülkenin önünü açacak icraatlar olduğu söylenerek yapıldı, buna bizler de destek verdik ancak uygulamada o kadar tezat olabilecek durumlar var ki anlatmak mümkün değil. Örneğin sağlık sektöründe özelleştirmenin önü açıldı, vatandaşa özel hastanelere gitme imkanı tanındı ama Devlet bir yandan özelleştirmeyi teşvik ederken diğer yandan kendisi özel hastanelerle rekabete yapmaya başladı. Sorarım size hangi sermaye Devletle rekabet yapabilir? Bir yandan özel hastanelerin önünü açacaksın diğer yandan yapacağı tahlilden, çalıştıracağı Doktora hatta alacağı cihaza kadar her şeyi Devlet olarak sen belirleyeceksin, adam daha iyi hizmet vermek için fazla Doktor çalıştırmak isteyecek ve parasını da kendisi ödeyecek sen hayır kardeşim olmaz sen bizim belirlediğimiz sayıdan fazla doktoru çalıştıramazsın mı diyeceksin. Ama size yakın veya işini uyduran bazı uyanıklara her türlü desteği vereceksin. Bunu azıcık ortaya çıkaran gazetelere ve bürokratlara her türlü işlemi yapacaksın. Birileri bir cihaz alacak ondan para kazanacak bunun dışında aynı cihazı almak isteyenlere ise o cihaz o şehre yeter deyip izin vermeyeceksiniz. Böyle bir mantık nasıl olabilir anlayabilmiş değilim. Bu dediklerimden Başbakan'ın haberi olsa bunu yapanlara gereğini yapacağından en ufak şüphem yok ama olaylar ona gitmeden bir şekilde halledildiği kanaatindeyim.

Size yakın siyasetçilerin her yaptığı makul, size karşı veya doğruları konuşanlar ise her türlü baskı ve zulme maruz kalacak, bunun adı da ileri demokrasi olacak öyle mi? Doğruyu konuşan insanların yedi sülalesi dinlenecek, haklarında olur olmaz soruşturmalar açılacak ama Devletin malını, tüyü başında bitmemiş yetimin malını iç edenlerle ilgili en ufak bir işlem yapmayacaksınız. Siyaseten güçlü olanlar yasaları tanımayacak, kamu malını heder edecek, kafalarına göre istedikleri arsaları, arazileri ihalesiz alıp oralarda istedikleri gibi ticari faaliyet sürdürecekler, diledikleri kişilerle ortak olup Devletle ilgili işler yapacaklar ama gerçekleri haykıran insanları bitirmeye çalışacaksınız ve siz buna ileri Demokrasi diyeceksiniz öyle mi? Merak etmeyin zamanı geldiğinde bazı ilginç detayları sizlerle paylaşacağım.Hangi siyasetçilerin neler yaptıklarını da sizlere anlatacağım ancak şu an bunun için erken. Bu zulümleri yapmak isteyenler unutmasınlar ki bu ülkede bu güne kadar hiç kimsenin yaptığı yanına kar kalmamıştır. Allah'a binlerce kez şükürler olsun ki bizim kimseye verilmeyecek en ufak bir hesabımız yok ancak bize zulmetmek isteyenlerin de amel defterlerini açıkladığımızda bakalım o zaman ne olacak? Bu insanların sonlarını tahmin etmeye gerek yok zira geçmişteki benzerlerinin akıbetleri ortada.

Sözlerime son vermeden bir husus daha belirtmek istiyorum şunu iyi bilin ki bizim bu güne kadar yazdıklarımız bildiklerimizin ve elimizde olan belgelerin sadece yüzde yirmibeşi kalan yüzde yetmişbeşini zamanı geldiğinde açıklayacağım. Bazı arkadaşlar neden açıklamıyorsun diyorlar ancak unutmasınlar ki erken öten horozun kellesini koparıyorlar bugüne kadar bir çok kez kellemiz koparılmak istenmesine rağmen dimdik ayakta durmamızın nedeni işimizi doğru ve tarafsız yapmamız ve Yüce Rabbimizin rızasına muvafık olmaya çalışmamızdır. Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.