Simidim gevrek
Her bölgenin kendine özgü, aynı zamanda ünü sınırları dışına taşmış, o yöreyle bütünleşmiş bir yiyeceği muhakkak vardır. Samsun deyince ilk akla gelen Samsun simidi de bunlardan biri. Bu simidi diğer şehirlerdeki simitlerden farklı kılan ve lezzetindeki ayrıcalığı sağlayan unsurların neler olduğunu öğrenmek için simit üretimi yapan imalathanelere gittik.
ÇAYLA SİMİDİN BENZERSİZ TADI
Oturmuşsunuz deniz kenarına havada hafiften esen bir rüzgarla baş başsınız. Sabahın alacakaranlığı da yeni yeni dağılıyor. Elinizdeki pakette fırından yeni çıkmış simit, demli çayınızın gelmesini bekliyorsunuz sabırsızlık içinde. Çoğumuz yaşamışızdır bu keyifli dakikaları. Yaşayamayanlar için tavsiyemiz bu tat için acele etmeleridir, çünkü çoğu sektörde olduğu gibi simitçilik de bugünlerde son demlerini yaşıyor. Konuştuğumuz eski ustalar zaman içerisinde kültürümüzün temel taşlarını oluşturan değerlerden uzaklaştığımızı, bunlar içerisinde yer alan simit yeme alışkanlığının da, bize dışarıdan zorla empoze edilmeye çalışılan fast-food kültürüne yenik düşer hale geldiğini söyledi.
HER ŞEY PAHALI SİMİT UCUZ
Murat Yeşilırmak 25 yıldan beri simitçilikle uğraştığını söylüyor. "İlk defa boyumdan büyük simit tablasıyla simit almak için geldiğim fırında karşılaştım bu meslekle" diyerek söze başlayan Yeşilırmak, " Her şey pahalı simit ucuz. Bizim piyasamızda istikrar yok. Simidin fiyatı şu olsun diyerek aramızda anlaşıyoruz. Ancak aradan bir ay zaman geçmeden daha düşük fiyata simit satıldığını duyuyoruz. Herkes için söylemiyorum, ama bunu yaparken eksik gramaj ya da kalitesiz malzeme kullanılıyor diyebilirim."
RUHSATI OLMAYAN İŞLETMELER VAR
"Kaçak ve ruhsatsız, en önemlisi gıda üretim belgesi almamış birçok fırın var" diyen Yeşilırmak, bu belgeyi çıkarmanın maliyetinin 5 bin YTL'yi bulduğunu söyleyerek,"Biz sırf insanlara daha kaliteli hizmet verebilmek adına bu belgeyi aldık. Samsun'da yaklaşık 14 tane imalathane var. Bu belgeye sahip olan imalathane sayısı bir elin parmak sayısını geçmiyor. Aileleriyle birlikte 5 bin kişinin ekmek yediği bir sektörde bunlara daha fazla dikkat edilmesi gerekiyor" dedi.
ŞÖHRETİ TÜRKİYE'Yİ AŞTI
"Bırakın Türkiye'yi Avrupa ülkelerine simit gönderiyoruz" diyen Metin Solgun, "Böylesine önemli ve Samsun'un markası haline gelmiş simit üretiminde yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz. Un fiyatları, susam fiyatları almış başını gidiyor. İşçilik maliyetleri ise oldukça yüksek. Simit yapmak yoğun emek istiyor. Yani bir imalathanede en az beş tane usta olmak zorunda. İşin en kötü tarafı da yeni yetişen nesilde bu işi yapacak adam olmaması. Ben açıkça söylüyorum yetiştirecek adam bulamıyoruz. Bu şartlar altında ne kadar dayanabiliriz gerisini siz düşünün. Ayrıca insanlar, simitçiler çok para kazanıyor gibi yanlış bir düşünceye sahip. Biz bu işin hamallığını yapıyoruz. Parayı kazanan uncu,susamcı ve oduncudur" diyerek yaşadıkları zorlukları gözler önüne serdi.
YILDIRAY ÇINAR'A SİMİT GÖNDERDİK
"Zamanında rahmetli Yıldıray Çınar'a yeğeni vasıtasıyla Almanya'ya simit gönderdik" diyen 40 yıllık usta İbrahim Benzer, "Simitçiliğin çalışma şartları ağır. Her insan kaldıramaz bu mesleği. İlk başta sevgi ister, sebat ister. Bunlar da artık toplumda kalmayan değerler olduğu için mesleğin bitişi yakındır. İnsanlar her şeye para yönünden bakar olmuşlar. Hem rahat iş olsun hem de bol paralı olsun; herkes bunun peşinde. Sanat öğrenmekmiş, işin sırrı neymiş bunlar çok da önemli değil artık. Samsun simidinin en büyük özelliği odun ateşinde kaynayan pekmezli su. Dışarıda yapmaya çalışanlar bunun ayarını yapamıyor. Ben istiyorum ki benden sonra bu mesleği yapan olsun, gelsin her şeyi öğreteyim; ancak bu ilgisizlik karşısında kendim ve mesleğim adına çok üzüldüğümü hatta çaresiz olduğumuzu belirtmek durumdayım. "