Ticari Dava Nedir?

Herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendiren birçok şey, yasalar uyarınca eğer ticari işlerden sayılıyorsa o zaman haklı veya haksız durumlarda davalar ticari dava olarak ele alınır. Ticaret hukuku çerçevesinden ortaya çıkan uyuşmazlıkların çözüme ulaşabilmesi için ticari davalar görülür. Ticari davalar üç farklı çeşitte ele alınır. Mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar, bir ticari işletme ile ilgili olan havale, vedia ve telif gibi haklarla ilgili davalardır. Eğer bir unsurun nedeni davanın niteliğini değiştirmiyor ve tarafların tacir olup olmamasına bakılmıyorsa mutlak ticari davaları da kendi içinde ayrılabilir. Bu davalar; ticaret kanunundan doğan davalar, medeni kanundan doğan davalar, borçlar kanunundan doğan davalar, özel hükümler gereğince mutlak ticari davalardan sayılan davalar olarak ele alınır.

Medeni kanun kapsamında gerçekleştirilen aile davaları içerisinde mal paylaşımı veya herhangi bir ticari unsur taşıyan ve mutlak ticari davalar kapsamına giren davalar ile ilgilenebilir. Nispi ticari davalar, mutlaka ticari ve tacirler ile ilgili olmak zorundadır. Bu tür davalarda tarafların her ikisinin de ticari işletmeleri bulunur, aksi halde dava nispi ticari olarak ele alınmaz. Ticari davalar ele alınırken aracılığı ile mahkemede bulunmak, detaylar ve teknik durumlar açısından avantaj sağlar. Ticari davalar çok detaylı, çekişmeli ve yeterli kanıtlar sunulmadığı takdirde, beklenmedik sonuçlar doğurabilir.

Ticari Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk

Bu tür uyuşmazlıklarda uygulanan arabuluculukta, özel, genel, önce ve sonraki normlar hiyerarşisi ele alınır. Bazı durumlarda ticari uyuşmazlık yaşandığı zaman mahkeme, arabuluculuğu dava şartı olarak sunabilir. Genellikle para alacaklıları ile ilgili durumlarda arabuluculuk devreye girmektedir. Arabuluculuk hükmündeki maddeler net olarak belirtilmeden, başka kanunlara atıf yapılmış ve alacaklı veya tazminat davalarında arabuluculuk şartı getirilmiştir. Arabuluculuk, ticari davalarda şart olarak getirilmeden önce uygun olup olmadığına bakılır. Uyuşmazlık konusu, arabuluculuğa elverişli olmalıdır. Ortada ödenmesi gereken bir miktar paranın olup olmadığına bakılır, alternatif bir çözüm yolu veya tahkim sözleşmesi var ise arabuluculuk şartı getirilmez. Eğer uyuşmazlık arabuluculuğu gerektiriyorsa, dava şartı olarak daha dava açılmadan önce arabulucuya başvurma zorunluluğu yasa gereğince getirilmiştir.