TÜRK KIZILAYI YÖNETİCİLERDEN ANLAYIŞ BEKLİYOR
Türk Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık, Kızılayın ülkedeki güvenli kan temininden sorumlu yegane kuruluş olduğunu söyledi. Yurt genelindeki hastanelere bağışçılardan alınan kanı işleyip testini yaparak güvenli şekilde ulaştırmak zorunda olduklarını ifade eden Kınık, "Biz her gün yaklaşık 9-10 bin ünite kan bağışı almak durumundayız. Bunu da 3 farklı komponente; eritrosit, trombosit ve plazmaya çevirerek hastanelere günlük bir operasyonla gönderiyoruz. Tabiri caizse her gün 300 noktada kan alıyoruz. Türkiye'nin dört noktasına getirip testlerini yapıyoruz. Sonra 1560 noktada dağıtıyoruz. Büyük bir lojistik operasyon." diye konuştu. Kan bağışı kampanyalarını günlük ihtiyacın yanı sıra olası afet durumlarında oluşabilecek ilave stok ihtiyaçlarını öngörüp gerçekleştirdiklerini ifade eden Kınık, burada kendilerini güvende tutan günlük stok miktarının 50 bin olduğunu kaydetti. Kınık, şu anda stok miktarının günlük 40 binlerde olduğunu, bu nedenle özellikle seyyar noktalardaki kan bağış kampanyalarını arttırmaya gayret ettiklerini dile getirdi.
"Biraz empati, biraz da anlayış bekliyoruz"
Ülke genelinde 170'i seyyar olmak üzere 300'e yakın noktada kan bağış noktası bulunduğunu anlatan Kınık, şöyle devam etti: "Zaman zaman aslında pek de istemediğimiz, bizi de üzen, sistemimizi de bu anlamda riske atabilecek bazı taleplerle karşı karşıya kalıyoruz. Bunların başında özellikle büyük kent meydanlarında Kızılay kan bağış noktalarının silüeti olumsuz yönde etkilediği, özellikle turistlerin geçiş güzergahlarında bulunduğu, böyle bir olumsuzluk oluşturduğu gerekçesiyle muhtelif belediyelerden, valiliklerden ya da bölgedeki esnaf birliklerinden zaman zaman şikayetler alıyoruz. Şikayetler bu kan bağış noktalarının kaldırılması yönünde oluyor. Ancak şunu ifade etmek istiyorum. Tabii ki şehirlerin silüetleri önemlidir. Tabii ki ticaret, turist fotoğraf çektiğinde oraya yansıyan görüntü önemlidir ama insan hayatı hepsinden çok daha önemlidir. Bizim şu anda bir hastanede sadece bir hastaya bu kanı ulaştıramama durumumuz, o insanın hayatının olumsuz etkilenmesi bütün bu şikayetlerin tamamından çok daha kıymetli. Dolayısıyla özellikle belediye başkanlarımızdan, valilerimizden, kaymakamlarımızdan, esnaflarımızdan anlayış bekliyoruz. Bunun ne kadar kritik bir görev olduğunu, bunun vatani bir görev olduğunu ve bunu her gün yapmamız gerektiğini, eğer yapmazsak lösemili bir yavrumuzun trombosit alamadığı için, kanamalı bir annemize kan takılamadığı için, yaralı bir askerimizin veya polisimizin bu kanı zamanında alamaması durumunda yaşanabilecek üzüntüyü eminim ki onlarda bizden daha fazla kalplerinde hissederler."
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.