Türkiye ambulans kullanmıyor
Araştırmalara göre, 40 yaş altındaki ölüm nedenleri arasında travma ilk sırada yer alıyor, travma vakaları ise en çok trafik kazalarına bağlı olarak gelişiyor. Yrd. Doç. Dr. Onur Polat, trafik kazalarının sıklığına ilişkin 20 ülke arasında yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye'nin Rusya'dan sonra en fazla trafik kazasının yaşandığı 2. ülke olduğunu ve Türkiye'de yaralıların hastanelere ambulansla taşınmadığını söyledi.
AÜ bünyesinde, acil servise gelen hastalar üzerine bir araştırma yaptıklarını ifade eden Ankara Üniversitesi (AÜ) Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı Onur Polat, bir yılda yaklaşık 36 bin hastaya hizmet verdiklerini, bunların yaklaşık 4 binine travma teşhisi konulduğunu söyledi. Polat, travma vakalarının yaklaşık 3 bininin trafik kazalarına bağlı geliştiğini belirterek, Özellikle trafik kazalarında yaralıların yüzde 65'inin taksi ya da özel araçlarla, yüzde 25'inin ambulanslarla hastaneye getirildiği, geriye kalan yüzde 10'unun ise hiç getirilmediği belirlendi dedi.
Ambulans kullanımına ilişkin yüzde 25'lik oranının, Türkiye'de yetersiz ambulans kullanıldığına ilişkin çok önemli bir veri olduğunu belirten Polat, diğer hastanelerde de bu oranın hemen hemen aynı olduğunu söyledi.
YARALI, SADECE AMBULANSLA GETİRİLMELİ
Polat, yaralıların ve hastaların sağlık kuruluşuna mutlaka ambulansla getirilmesi gerektiğini ifade ederek, sağlık görevlileri tarafından ambulansta yapılan ilk müdahalenin hayati önem taşıdığını vurguladı. Acil bir durum karşısında 112 Acil arandığında, trafiğin yoğunluğuna ve mesafenin uzaklığına bağlı olarak yaklaşık 7-8 dakika içinde ambulansın olay yerine geldiğini ifade eden Polat, ambulansın gecikebileceği endişesiyle diğer taşıma araçlarıyla hastanın sağlık kuruluşuna götürülmesinin yanlış olduğunu vurguladı.
Polat, hastaya gerekli olan ilk müdahaleyi sadece ambulans ekibindeki uzmanların yapabileceğinin altını çizerek, yapılacak yanlış bir hareketin bir daha geri dönüşü mümkün olmayan sonuçlar doğurabileceğini söyledi.
HAVAYOLU-SOLUNUM-DOLAŞIMA DİKKAT EDİLMELİ
Ambulanstaki sağlık ekipleri tarafından hastaya ilk olarak havayolu-solunum-dolaşım muayenesi yapıldığını anlatan Polat, Sağlık ekibi tarafından, öncelikle hasta ya da yaralının hava yolu açık mı diye bakılır. Solunum yolunu tıkayan bir cisim veya kişinin kendi tükürüğü gibi bir durum söz konusu mu diye incelenir. Kan dolaşımında problem var mı diye kontrol edilir. Tüm bunlar sadece uzman olan kişiler tarafından uygulanabilir dedi.
Polat, hastanın vücudunun da mutlaka sabitlenmesi gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:
Örneğin kafa yaralanması, boyun ya da omurga yaralanması gibi durumlarda hastanın sabitlenmesi, burgulu hareketlerden kaçınılması gerekir. Bunun için hasta, bir bütün olarak çevrilmelidir. Bu uygulama da ancak sağlık ekipleri tarafından yapılabilir. Bunlara dikkat edilmeksizin hareket ettirildiğinde, hastanın felç olma ihtimali yüksektir. Ağır kanama durumunda da hastaya damar yolu açılır ve serum takılarak kan akışı sağlanır. Bunu vatandaşın yapması mümkün değildir.
Her zaman olmamakla birlikte ekiplerin hastaneye gelmeden önce acil servise bilgi verdiklerini de dile getiren Polat, bunun hasta açısından bir avantaj olduğunu söyledi.
İLK YARDIM ÖNERİLERİ
Kalp krizi, yaralanma, trafik kazası gibi ani gelişen olaylar karşısında hasta yakınlarına öncelikle vakit kaybetmeden 112 Acil'e durumu bildirerek ambulans çağırmaları gerektiğini belirten Polat, şu önerilerde bulundu:
Sağlık ekibi gelene kadar çevrede ilkyardım eğitimi almış kişiler dışında kimsenin müdahale etmesine izin verilmemeli,
Ciddi kanamalı durumlarda, yaranın üzerinde kuvvetli bir şekilde temiz bir sargı bezi ile bastırılarak tampon yapılmalı,
Hasta düz sert bir zemine yatırılarak tampona devam edilmeli,
Hastanın soluk alıp vermesinde sıkıntı varsa, ağzın içi kontrol edilmeli, ağız içinde yabancı bir cisim varsa alınmalı, dilin geriye kaçmasını önlemek için hastanın boynuna dikkat edilerek baş arkaya doğru alınmalı ve gereklilik halinde suni solunum yapılmalı.
AA