Türkiye'de obezite oranı hızla artıyor
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gamze Çan, pek çok gıdanın içerisinde katkı maddeleri bulunduğunu belirterek, bunların pek çoğunun obezite açısından metabolizmayı etkilediğini söyledi. Amerika'da ve diğer batı toplumlarında olduğu gibi, Türk toplumunda da obezite oranın arttığının görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Çan, ''Yaşam tarzımız değişiyor, bu da beslenme özelliklerimizi etkiliyor. Bunların hepsi bir araya gelince de bir şekilde bize obezite olarak geri dönüyor'' dedi. Prof. Dr. Çan, Türk toplumundaki orta yaş grubunun, çocukluk çağlarında sokakta oynayabildiklerine dikkati çekerek, ''Şimdi ise çocuklarımızı sokakta oynatabileceğimiz yerler sınırlı. Çocukların çoğu bilgisayar başında. Zaten kalkmaya çalışanı da biz oturtuyoruz, 'aman çocuğum otur, sınava hazırlan' diye. Bu yaşam tarzı değişiklikleri, hatta 'test ve tost çocukları' olarak sloganlaştırıldı'' diye konuştu.
''Obezite, çocukluk çağındaki nüfusa iniyor''
Düzenli beslenemeyen ve masa başında uzun zaman geçiren gençliğin yetiştiğini vurgulayan Prof. Dr. Çan, şunları kaydetti: ''Bu kuşak, otomatikman hazır gıdalarla besleniyor. Hazır gıdalar içerisindeki katkı maddelerinin her ne kadar 'sağlığa etkisi yok' dense de metabolizma üzerinde etkileri var. Çabuk acıkmaya yol açabiliyor. Hızla vücudu terk ettiği için ya da hızla insülün salınımına yol açtığı için daha çok karbonhidrat tüketimine bizi sevk edebiliyor. Olabildiğince doğal ve lifli gıdaları tüketerek beslenme alışkanlığımızda değişiklik yapmamız ve yaşamımızdaki hareketi artırmamız lazım. Çok hareketsiz olduk, pek çok şeyi oturarak hallediyoruz. Bunlar obezite açısından bize olumsuz olarak geri dönüyor.''Prof. Dr. Çan, masa başında oturarak sanal ortamda alışveriş yapılabildiğini, banka işlemlerinin de aynı yöntemle gerçekleştirildiğini belirterek, şöyle devam etti: ''Özellikle sistemin getirdiği sınavlar, yarışlar, düzenler otomatikman gençlik anından itibaren bu tarz bir yaşama yönlendiriyor. Sokağa çıkıp oynamasını biz de istemiyoruz ki, çocukların, ders çalışsın, sınava hazırlansın istiyoruz. Bunların hepsi daha az hareket eden, hareketi yaşamının bir parçası olarak görmeyen bir kuşak olarak geliyor. Beslenme problemleri de üzerine eklenince riskler artıyor. Yani obezite oranımız giderek yükseliyor ve çocukluk çağındaki nüfusa iniyor. Belki bir Amerikan toplumuna göre şu anda daha iyiyiz, ama önlem almazsak hızla biz de aynı duruma ulaşacağız. Hatta daha tehlikeli, kötü durumlara ulaşacağız. Onun için çocukluk anından itibaren beslenme şekline, düzenine dikkat etmemize, harekete hayatımızda yer vermemize ciddi anlamda gerek var.''
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.