Vatandaş 1 yılı 'eleştirdi'

Vatandaş 1 yılı 'eleştirdi'
Sokağın Siyaseti, Samsun halkına 29 Mart yerel seçimlerinin ardından geçen bir yılı sordu. Vatandaş, yerel löneticilik anlayışını eleştirdi. Eleştirilerin odağında ise, Türkiye'nin geçmişinden günümüze gelen "siyasi ahlak" vardı...

Samsun halkı, geçen 1 yıldan memnun olmadıklarını tepkileri ile belli ederek. Siyasiler hakkında yaptıkları analizde, hükümeti açıkça eleştirdi.
Cevat Ekşioğlu (73 - Vatandaş) : "Ülkemizin, şu andaki durum ve gidişatı adına, ben bundan iyi yaşam, bundan iyi sağlık, bundan iyi selamet ve bundan iyi ortam olmaz diyorum. Ben milletvekili olacak değilim. Bu hükümetten önce, hastaneye gece 12'de acil bir durumla karşılaştığımda gidiyordum ve saatlerce bekliyordum. Sonrasında da doktorunuz yok deniliyordu. Öylece evime geri dönüyordum. Şimdiki sağlık uygulamasında ise hangi hastaneye gidersek gidelim, el üstünde tutuluyoruz insan olarak. İnsanlara sınırsız imkânlar veriliyor. Hükümetimizden ve yaptıklarından şu ana kadar hep memnun oldum. Bence bu hükümetten başka, şimdiye kadar bu ülkeyi idare edebilen iktidar hiçbir zaman gelmedi. Bir, merhum Adnan Menderes, ikincisi ise Recep Tayyip Erdoğan halkı adına faydalı işlerde bulundu.
VATANDAŞ ESKİLERDEN ŞİKAYETÇİ
Eskilerin, her biri hırsızdı. Şu günlerde insanlar feryat ediyor. Neden, çünkü önlerindeki musluklar kapandı. Daha öncesinde vatandaş, akşamdan götürüp bankaya 50 milyon koyuyordu ve sabah kalktığında o miktar 100 milyon oluyordu. Şimdi ise milletimizin bu muslukları kapanmaya başlayınca, ağlamaya başladılar. 1999 depreminde, dünyadan Türkiye'ye gelen yardımlar ile emekli maaşlarımızı aldık. Bunu o zaman ki hükümet sağladı. Rahmetli, Bülent Ecevit söylemişti “Paramız yok, bize dünyadan gelen yardımlar ile emekli vatandaşlarımızın paralarını verelim.” Diye. Şimdi de maaşlarımızı tıkır tıkır alıyoruz. Eksiklik yok, para yok diye hiçbir şey yok. Şu anki hükümet halkına her şeyini sunuyor bundan iyi yaşam olamaz”
ÇOCUK GİBİ, BUNUN DA SANCILARI OLACAKTIR
Kadir İbrahimoğlu (54 - Haritacı) : "Türkiye, geçen bir yıl süresi içerisinde, demokrasiye geçiş için birçok mücadeleler verdi.
Buda tabiî ki kolay bir iş değil. Çocuk nasıl sancı ile geliyorsa, bununda sancıları olacaktır. Mesela insan suyu içmek için, önce karıştırır, sonra durultur, sonra arıtır ve sonrasında su ancak içilecek kıvama gelir. Türkiye'deki demokraside şimdi, karışıyor. Durulacak, karşıtları arıtılacak ve sonra hazmedilecek, içilecek. Bu ülkeyi kendi tapulu arazisi görenler; insanları bu arazide maraba görenler, bu vatanın asıl sahibi olarak kendilerini görenler, asıl sahibinin millet olduğunu anlayacaklardır. Bunun, kendilerinin ve kendi nesillerinin hayrına olduğunu, geçte olsa anlayacaklardır.
ÜLKENİN BÜTÜNLÜĞÜ DEVAM EDER
Ülkede kanunlar, herkesle aynı mesafede yürütmede olduğu müddetçe, ülkenin sarsılmaz bütünlüğü devam eder. Paranın ön planda olmadığı devlete güvenin, milletine itimadın önde olduğu, ulus millet ve devlet anlayışı, bu ülkenin önünü kesinle açacaktır. Ülkedeki siyasetçilerin, değişik isimli partiler adına toplanması fayda değildir. Kanun devleti olmak, yürütmede adil olmak, bu milletin ve devletin menfaatinedir. Merhum Mehmet Akif Ersoy'un sözü Çanakkale'de olduğu gibi bugünkü karmaşada da geçerlidir.
EL AÇAN DEĞİL YARDIM EDEN ÜLKE
"Girmeden tefrika, bir millete düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.” Üzülerek söylüyorum ki; ben bu yaşıma kadar insanların arasında, ne yasamaya nede yürütmeye güvenin olduğunu gördüm. Nüfusların, şöhretin ve maddi gücün hep bunlara hâkim olduğunu gördüm. İbrahimoğlu, umut ediyorum ki; demokratik açılımlar, bu tabuları yıkarak, umutların geri döneceği günlerin başlangıcı olacaktır. Bayrağı gönderde sallanmayan bir millet ne hürriyet sahibidir, nede dinini yaşanmasında irade sahibidir. Dua ederim ki, ne bayrak gönderden insin, nede ezanlar minarelerde dinsin. O zaman, etrafına el açan değil, etrafına yardım saçan millet oluruz”
TEK HÜKÜMET HER ZAMAN ZARARLI OLMUŞTUR
Bülent Bilgici (54 - Göktuğ Büfe sahibi) : "Şu anki, hükümetin gidişatından kesinlikle benim memnuniyetim yoktur. Fakat dış borçlarımıza karşılık, 4-4'lük bir politika izlediğini kabul etmeliyiz. Türkiye'deki en önemli konu, tabi ki işsizliktir. Vatandaşımızın muhatabı, tamamen bankalar olmuş durumda. İnsanlar, aybaşlarında paralarını alır almaz, direk bankalara gidiyor hücum ediyor. Ya da borçlarını ödüyorlar. Bundan dolayı, paranın piyasada dönmemesi, piyasadaki canlılığı ortadan kaldırıyor. Siyaset açısından hükümetimize baktığımız zaman, tek olumlu yöne koalisyonsuz ve tek basına bir hükümet olmasıdır.
ÜLKE REFAHI İÇİN KOALİSYON ŞART
Muhatap, sorumlu, idareci tek koalisyonlu hükümet, her zaman bu ülke için fayda değil zarar getirmiştir. Bu hükümetinde, koalisyonlu bir hükümeti devir alarak bu ekonomiyi, bu noktaya getirmesi de, dış borçlarımızı eritecektir. Bu büyük bir başarıdır. Bu vatandaş, gereken özveriyi, fedakârlığı ve desteği aç kalma pahasına da olsa, bu hükümete fazlası ile ödedi.”
HÜKÜMET GÜNDEMİ SÜREKLİ DEĞİŞTİRİYOR
Fehmi Çelik (38 - Serbest Meslek) : "Ardımızda kalan bir yıl içerisinde, halkın yararına olmayan ve hükümet tarafından yapılan harcamalar oldu. Benim canımı sıkan en önemli şey, ehliyet konusudur. Vatandaş 5 senede bir ehliyet değiştiremez, bu mümkün değildir. İkincisi, kısa dönem çalışanlar için eskiden, 3 ay çalışan vatandaş, 6 ay sigortalı görünüyordu. Ama şu dönemde, öyle bir olasılık söz konusu bile değil. Maalesef ana muhalefet, bu konuda çok zayıf. Buda, özel sektör çalışanlarını öldürüyor. Geçen bir yıllık bilânço, bana göre pekte iç açıcı değil.
GÜNDEM DEĞİŞTİR KARARNAME GEÇİR
Mesela, Samsun'un ilçelerinden Çarşamba ve Bafra Türkiye'yi besleyecek her türlü imkâna sahip iken, şu an kendini dahi besleyecek durumda değil. Buda tarım politikalarının, Türkiye'de zayıf olduğunu göstermektedir. Mayıs ayı parası, gübre fiyatına eşdeğer. Hükümet bence, askerimizi veya başka tür örneklerle gündemi sürekli değiştiriyor. Bence hükümetin, gündemi artık tarım politikalarına vermesi gerekiyor. Süleyman Demirel'in en meşhur olduğu söylenti ise “Gündem değiştir, kararname geçir.” Tarımın zayıf olduğu bir ülkede, tabi ki işsizlik fazla olur.
İÇ BORÇ ARTTIKÇA ARTTI
Benim tahminim, iç borç bu hükümette kesinlikle daha fazla artmıştır. Dış politikada bu hükümet bence başarılı değildir. Çünkü dış politikada başarılı olan bir hükümetin, başarısı da iç piyasalara yansır. Türkiye'deki ana muhalefetin lideri ve genel başkanı tarım politikalarına veya gündemine değil de, kendi parti iç meseleleri ile uğraşırken, ülkedeki boşluk ve meydan hükümete kalır oda bildiğini yapar”
HER GELEN TÜRKİYE'DEN BİR ISIRIK ALIYOR
Ahmet Demir (45 - Serbest Meslek) : "Bu ülkeye, hükümet bir yıldır hiçbir şey yapmadı ki ya da yaptı da biz mi körüz. İşsizlik ve yoksulluk almış başını gidiyor. Başbakanlar, başkanlar, yöneticiler ve vesaireler yükseklerde kendi koltuklarını ısıtmanın peşindeler. Halk ise sokaklarda soğuktan, işsizlikten, parasızlıktan, geçimsizlikten kırılıyor ve her geçen dakika yok oluyor. Neden hiç biri göremiyor, elle tutulur bu olumsuzlukları. Birbirleri ile didişiyorlar yıllardır, bunun ne faydası oldu ülkemize. Zararından başka bir şeyi oldu mu?
ÇIKIP ETRAFI DOLAŞSINLAR BAKALIM
Çıkıp dolaşsınlar, gençler kahve ve çay ocaklarında akşam ediyorlar. İşsizlik geçen yıla göre kat kat arttı. Demek ki, Türkiye'de berbat bir durum söz konusu. Ülkemizdeki, tüm şehirlerimizin kapasiteleri artık düşüyor. Türkiye küçülüyor. Yarın bir gün, daha kötü durumlara geleceğiz. Eski yönetimlerden biraz örnek almalılar. Ülke nasıl yönetilirmiş bir kere tarihlerini araştırsınlar. Her gelen Türkiye'den bir parça ısırık alıyor, yemesinler artık bu ülkeyi ve vatandaşlarını” diyerek tepkilerini dile getirdi.
Tolga BİRGÜCÜ