Yaşadım, tam '3 Saat' için

Yaşadım, tam '3 Saat' için
Gençliğimizin yaşamının ta içinden bir belgesel "3 SAAT". 2004 yılında ÖSS'ye giren iki milyona yakın adaydan, altısının bir yıl boyunca süren serüvenini anlatarak gençliğin bu hal pürmelal üzere kurulu döneminin çarpıcı yanlarını duyurmak derdinde...

ÖSS, tüm yaşamın durma noktasına getirilmeye kalkışıldığı ya da devlet kurumlarınca bile başarılar dilenerek göze girme çabalarının odağı ve kimi zaman da türbelerin en yoğun dönemlerini yaşadığı bir süreçten geçiriyor insanımızı gençlerimizle birlikte. Gençlerimizin geleceğe ilişkin umutlarının, heyecanlarının, kaygılarının, düşlerininin ve düş kırıklıklarının başlangıcı ya da bitiş noktası ÖSS. İşte tüm bunları yaşamış 6 gencin, Yunus, Derya, Edin, Çiğdem, Mert ve Melis'in yukarıda saydıklarımızdan pay edinme zamanı olmuş ÖSS. Rol yapmayıp yaşamlarını oynayan bu 6 kahraman, sıkıntı dolu ÖSS yolculuklarını izleyicinin gözüne sokan "3 Saat" adlı belgeselle o derde tanıklık etmeye çağırıyor bizi. Kamera karşısına geçtiklerinde 17 yaşında olan bu 6 genç, şu anda 21-22 yaşlarındalar. Kimi, istediği bölüme girmeyi başardı; kimi, başarısız oldu. Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Can Candan tarafından hazırlanan bu belgeselle öğrencilerin önüne örülen "aşılmaz duvarları"n gözler önüne serilmesine yardımcı oldu yine de. Ailelerin birçoğu;"Bunda ne var. Biz de onlarla birlikte aynı sıkıntıyı yaşadık, yaşıyoruz." diyecek. Ancak kimi anlar yaşandığında gözden kaçan noktalarla geçip gider. Üzerinde durulması gereken izler sonra sonra çıkar önümüze. Bir 'oh' çekmekle biter sanılan o çileler ne bırakır bizde. Bir de buna bakma fırsatı veriyor "3 Saat".

ÖSS'YE GİRMEK ZORUNDA KALMAK

Bugün de olduğu gibi her yıl haziran ayında ve bir pazar gününde yaklaşık bir buçuk - iki milyon genç, ÖSS (Öğrenci Seçme Sınavı) için sınıflara toplanmakta ve büyük çoğunluk için yaşamsal önem taşıyan, Türkiye genelinde yılda bir kez ve aynı anda yapılan üç saatlik bir sınava girmektedirler. Sınava giren öğrencilerin yalnızca %10 kadarı dört yıllık bir lisans programına girebilmekte ve istedikleri veya istemedikleri bir bölümde yüksek öğrenim yaşamlarına başlamaktadırlar. Üniversiteye giremeyen adayların büyük çoğunluğu ve üniversiteye girdikleri halde girdikleri bölümü değiştirmek isteyen kimi adaylar, birden fazla ÖSS'ye girmek zorunda kalmaktadır. Liseden mezun olan öğrencilerin büyük bir çoğunluğunun ÖSS'ye girmesi ve sınava giren adayların hemen hemen hepsinin sınav sürecini çok zor bulması, ÖSS'nin Türkiye'deki gençlerin çoğunluğu açısından çok özel bir deneyim olduğunu göstermektedir. Her sene milyonlarca aday bu üç saatlik sınava hazırlanmakta, bunun için okuldaki derslerini, uykusunu, eğlencesini, sporunu, sanatını, sosyal
etkinliklerini feda ederek, önemli miktarda da para harcamaktadır. Bu üç saat artık toplumsal kültürümüzün bir parçası olmuş ve her sene ara ara gündeme gelen "değiştirilmeli" ve "değiştirilecek" söylemlerine rağmen, bir doğa yasası gibi hep olmuş ve olacak bir olgu olarak kabul edilmiştir.

BAŞINDAN SONUNA TANIKLIK

TV'de bile sınav sıkıntılarına ilişkin dizilerin yayımlandığı bir bönemde bu belgesel, adını her yıl yüz binlerce insanın girdiği ÖSS'nin süresi olan ve halk dilinde daha çok "3 saat" olarak kullanılan 180 dakikadan almaktadır. Ancak TV'deki furyadan farklı olduğunu söylemekte yarar var "3 SAAT" için. Kameranın odağındaki gençlerle, 12 ay boyunca, 2004 yılbaşı gecesinden 2005 yılbaşı gecesine, Özel Darüşşafaka Lisesi'nden Melis, Galatasaray Lisesi'nden Çiğdem, Rüştü Akın Anadolu Meslek Lisesi'nden Derya, Vefa Lisesi'nden Edin, Yunus Emre Lisesi'nden Yunus ve Özel Semiha Şakir Lisesi'nden Mert'in yaşamlarına konuk oluyoruz. Adayları birey olarak, aile ortamlarında, okullarında, dersanelerinde, ÖSS sürecinin tüm aşamalarını yaşıyor ve onları bu sürecin sonucunda vardıkları yerlerde izliyoruz. Adaylarımızın bir senelik yolculuğu sırasındaki hedefleri, idealleri, endişeleri, sevinçleri, hayal kırıklıkları aslında Türkiye'de ÖSS sürecinden geçmiş her bireyin yaşadıklarından çok da farklı değil. Belgeseli izleyen seyirci, hem adayları izleyecek, hem de onların yaşamında kendinden bir parça bulacak, kendi deneyimi hatırlayacak ve belki, artık kendine sormadığı soruları tekrar sormaya başlayacak… KATAVASYA / M.USLU