'Yeni terziler yetişmiyor'
Gelişen teknojoji, giyimde seri üretim, Çin kumaşlarının piyasada ağırlık kazanmasıyla birlikte insanın günlük yaşamında önemli bir tutan terzilik mesleği yok olmayla yüz yüze kaldı.Terizlerin geçmiş yıllara oranla diktikleri elbise sayısı düşerken, artık sadece tamirat daraltma ve paça gibi işler yaparak zamana karşı direniyorlar. Sokağın ve Vatandaşın sesi olan Denge Gazetesi olarak kaybolmaya yüz tutmuş terzilik mesleğinin samsun'da hangi boyutlarda olduğunu öğrenmek için bu mesleğe yıllarını vermiş terzi ustalarıyla yaptığımız söyleşiyi siz değerli okurlarımız ile paylaştık.
PEYGAMBER MESLEĞİ SAYILAN TERZİLİK ŞARTLARA AYAK UYDURAMADI
İlerleyen yıllarla birlikte, Peygamber mesleği sayılan terziliğin, günün şartlarına ayak uyduramadığı ve konfeksiyona yenik düştüğü için tamir ve yama işine dönüştüğünü anlatan 20 yıllık Terzi ustası Musatafa Gök' Öte yandan terzilik tamamen el emeği ve göz nuruna dayandığı için haliyle daha maliyetli oluyordu. Hazır giyim ve konfeksiyon ürünleri ise daha ucuz ve beklemek gerektirmeden hemen alınıp giyilebildiği için, zamanla halkın tercihi konfeksiyona doğru kaydı. Bu arada insanların alım gücünün zayıflamasının da bunda önemli payı oldu. Bu nedenle mesleğimiz gün geçtikçe kan kaybetmeye başladı. Günümüzde ise çıraklıktan gelme, meslek erbabı terzilerin yerini tekstilden gelme ve sadece paça kısaltıp, fermuar değiştiren kişiler aldı. Gerçek terziler para kazanamaz hale gelirken, iki paça kıvıranın adı terzi oldu. Terzi elinden çıkma elbiseler kadar dayanıklı olmayan konfeksiyon ürünleri , daha ucuz olduğu için ön plana çıkıp tercih edilir hale gelirken, büyük mağazalar ise işten anlayan gerçek terziler yerine, bu işi bilmeyen kişileri asgari ücretlerle işe alıp çalıştırmaya başladılar.dedi
ZAMANA KARŞI DİRENİYORUZ
Gerçek terziye daha fazla para ödememek için, işi bilmeyeni asgari ücretle çalıştırmayı tercih ettiklerini üzülerek anlatan bir başka terzi ustamız Faruk Sarı,bu da kaliteyi ortadan kaldırdığını Gerçek terziler ise tüm bu nedenlerden yavaş yavaş işlerini kaybettiklerini söyleyerek şöyle devam etti:, Bu nedenle devletin gerçek usta ve zanatkarlara destek olup teşvik etmesi gerekiyor. Ancak böyle olduğu taktirde meslek erbapları ayakta kalabilir. Çünkü her taraf fabrikasyon kıyafetle dolu olsa da, o kıyafetler terzi elinden çıkma kıyafetlerin yerini asla dolduramaz. Terzilerin geçmiş yıllara oranla diktikleri elbise sayısı düşerken, artık sadece tamirat, daraltma ve paça gibi işler yaparak zamana karşı direniyorlar.
ZANAATKARLAR YETİŞMİYOR
Samsun'un Karadeniz Mahallesin'de terzilik yapan Selçuk Pir, bu işe 5 yaşında başladığını belirterek, 22 yaşına kadar çıraklık yaptığını, ancak yeni dönemde zanaatkarların yetişmediğini ve bu mesleğin iş yapmamasından ziyada bitmesine üzüldüğünü söyledi. Geçmişte ailelerin çocuklarının terzilik mesleğini öğrenmesi için yoğun çaba gösterdiğini dile getiren Pir, "Şimdi ise aileler çocuklarının nasıl para kazanacağını düşünüyor. Çocuğun nasıl yetişeceğini nasıl meslek sahibi olacağını düşünmüyor. Sadece ne kadar para kazanacağıyla ilgili. Onun için biz de iş yapamadığımız için yanımıza çırak alamıyoruz. Çünkü kendimizi zor geçindiriyoruz. Zaten buraya ayda yılda bir iki kişi gelip soruyor, onlar da genelde ne kadar para veriyorsun diyor. Onun için bu mesleğin biteceği kaygısı bende ciddi anlamda oluşmaya başladı" diye konuştu.
DİNİ BAYRAMLARDA BİLE ELBİSE DİKERDİK
Mesleğe ilk başladığı yıllardaki dönemleri anlatmayı sürdürüren Pir, o zamanlar okul önlükleri, milli bayramlarda öğrencilerin giydikleri kıyafetleri bile hep terzilerin diktiğini, konfeksiyon ürünlerinin çok fazla olmadığı gibi, insanların da hazır giyimi değil, terzilerin provalı, ölçülü olarak diktikleri kıyafetleri tercih ettiklerini ifade ederken şunları söylüyor : Dini bayramlarda ise yine halkımıza bayramlık kıyafetler, takım elbiseler, pantolon veya kadınlar için bluz denilen gömlek türü kıyafetler dikerdik. İşlerimizin yoğunluğundan Ramazan Bayramı'nda aldığımız sipariş elbiseleri Kurban Bayramı'na kadar zor yetiştirebilirdik. Fakat provalı, el emeği ve göz nuruyla kıyafetler diktiğimiz için, halk hazır ve konfeksiyon ürünleri değil, terzinin diktiği kıyafetleri tercih ediyordu. Takım dikimlerinde üç, elbise dikimlerinde bir prova yapardık.dedi.
Bekir DURAN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.