Ziraat Bankası'na 30 yıl vadeli kredi önerisi geldi

Ziraat Bankası'na 30 yıl vadeli kredi önerisi geldi
Türkiye'nin uluslararası piyasalarda öneminin gittikçe arttığını belirten Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar, 'Uluslararası bir banka bize 30 yıl vadeli düşük faizli kredi vermek istedi. Ayrıca dünyanın en büyük patronlarından biri Türkiye'de ne

Uluslararası bir bankanın Ziraat Bankası'na 30 yıl vadeli ve düşük faizli kredi vermek istediği bildirildi. Türkiye'de önemli gelişmeler yaşandığını belirten Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar, "Biz çok yurtdışı piyasalardan borçlanan bir banka değiliz, ama geçen hafta uluslararası bir banka ısrarla bizden bir görüşme talebinde bulundu ve 30 yıl vadeli ve inanılmaz düşük faiz oranlarıyla kredi teklif etti" diye konuştu. Ziraat Bankası tarafından Bursa'da düzenlenen toplantı öncesinde değerlendirmelerde bulunan Çağlar, Türkiye'nin kendi disiplininin sağlamış bir ülke olarak Uluslararası Para Fonu'na (IMF) ihtiyacı olmadığını söyledi. IMF anlaşması sağlayan ülkelere kredi kanallarının daha açık olduğunu kaydeden Çağlar, geçen yılın son çeyreğinde sıkça dile getirilen özel sektörün dış borcu ile bankaların sendikasyon problemlerinin sorun yaşanmadan atlatıldığını söyledi. Çağlar, "Bugün bir yabancı şirketin genel müdürüyle konuşuyorum; dünyadaki en büyük patronları Türkiye'de ne kadar şirket bulursa satın alması talimanıtı vermiş. Elimizde şirket olup olmadığını soruyor. Yine bize teklif edilen kredi de Türkiye'ye olan güvenin bir göstergesi" diye konuştu.
ŞİRKETLER UCUZA GİTMESİN
Küresel krizde, bütün devletlerin bu yangının üzerine bir anlamda euro ve dolar püskürttüklerini, dolayısıyla dünyada inanılmaz bir döviz likiditesi oluştuğunu anlatan Çağlar, bu likiditenin henüz o ülkelerde talepte bir canlanma olmadığı için "kullanılabilir ya da hareket edebilir" döneminde olmadığına dikkat çekti. Ancak bir gün yatırımcıların "Artık tamam, batan battı, geri kalanlarla yolumuza devam ederiz" diyeceğini ifade eden Çağlar, böyle bir durumda da pırıltısını kaybetmemiş ülkelere çok ciddi miktarda para geleceğini söyledi. Yaşadığı iki somut örneğin, bunun ifadesi olduğunu vurgulayan Çağlar, sık sık "Aman sakın ha bugünkü karamsarlığa kapılıp da şirketlerinizi ucuza kaptırmayın, Türkiye ciddi bir fon akışına maruz kalacak ve şu anki şirketlerinizin değeri belki önümüzdeki dönemlerde çok daha yüksek bedellerle ifade edilebilecek hale gelecek" uyarısında bulunduklarını söyledi. Bu nedenle bugün itibariyle IMF'ye çok fazla ihtiyaç olmadığını kaydeden Çağlar, "Ama şu da bir gerçek; bugün dünyada IMF'nin programının uygulandığı ülkeler daha rahat kredilendiriyor. Ama biz de bunun karşısında 3 yıllık orta vadeli program koyduk ve buradaki kararlılığımızı da çok net ifade ettik. Dolayısıyla biz kendi disiplinini sağlamış bir ülkeyiz" dedi.
BU KARLILIK 2011'DE DE ZOR
Bankalardaki kârlılık oranlarının yüksekliğine de değinen Çağlar, "Bu seneki kârlılık bir parça bankaların gerçek performansından ziyade, pasifin maliyetinin çok hızlı düşmesinden kaynaklandı" dedi. Mevduatın ortalama vadesinin bir ay olduğuna dikkat çeken Çağlar, "Önce 24'ten mevduat alıyorduk, sonra 20'ler oldu, 15'ler oldu, şimdi 9'lar oldu. Çok kısa süre içinde mevduatlarınızın maliyeti aşağıya geliyor. Ama kullandırdığınız krediler genelde bir yıl vadeli. Dolayısıyla 24'lerden aldığınız mevduatınızı, siz de müşterinize 25'lerden 30'lara varan faiz oranlarıyla kullandırdınız. Bir yıl vadeli yüzde 30 yazarken, mevduat maliyetleri aşağı geliyor. Bu kârlılığı değil önümüzdeki yıl, bir sonraki sene bile yakalamakta zorlanırız" açıklamasında bulundu. Aşağı yukarı 6 yılda elde ettikleri kârın tamamına yakınını Hazine'ye aktaran bir banka olduklarını, bu dönemde yaklaşık 14 milyar lirayı Hazine'ye aktardıklarını belirten Çağlar, "Bizim de rakiplerimiz var. O rakiplerin sermaye ve öz kaynaklarıyla rekabet etmek durumundayız. O yüzden bu seneki kârımızın tamamını aktarmayacağımızı ümit ediyorum. BDDK da geçen yılki gibi bu konuda bir anlamda ön yüklemeli tedbiri ortaya koydu" diye konuştu.
BATI 2001 TÜRKİYESİ'Nİ YAŞIYOR
Dünyanın şahit olduğu küresel krizin aynısının 2001'de Türkiye'de yaşandığını belirten Can Akın Çağlar, "O tarihte bankalar, hangisi ertesi gün batacağını bilemediği için birbirlerine para vermeyip herkes Merkez Bankası'na veriyordu. Şimdi aynısı batıda da yaşanıyor" dedi. Özellikle ABD'de, her gün 3-5 bankanın sistemden çıktığı bir ortamda bankaların birbirlerine değil, ABD Merkez Bankası'na (FED) verdiklerini kaydeden Çağlar, "FED'e verilen faiz oranları da 0,25'ler civarında. Dolayısıyla bu kadar bol likidite bir süre sonra pırıltısını kaybetmemiş ülkelere kayacak" dedi.