ABD ile İran gayrı resmi görüşüyor
Son yılların Ortadoğu siyasetinde en çok kafa karıştıran konulardan biri ABD-İran arasındaki ilişkiler daha doğrusu ilişki eksikliği idi. Obama iktidarı ile birlikte ABD tarafından olumlu sinyallerin gelmesiyle İran cephesinde yeni gelişmelerin olacağına dair işaretler artmaya başladı. Öte yandan İran'ın da Obama'nın jestlerine karşılık verdiğini görebiliriz. Yeni gelişmeler bekleyen Ortadoğu'da ABD'nin açılımı İran ile ilişkilerin yeniden tanımlanmasıyla bambaşka bir şekil alabilir.
Aslında İran-ABD görüşmeleri bir süredir devam ediyordu. İki yıldan fazla bir süredir Thomas Fingar aracılığı ile İsveç üzerinden gayrı-resmi devam eden görüşmelerde belli mesafe alındığı söyleniyordu. Eski başkan George W. Bush'un görevden ayrılmadan İran'a saldıracağına yemin etmesine rağmen, saldırının gerekleşmemesinde bu görüşmelerin de etkisi vardı. Nitekim Irak'ta takviye asker stratejisi ile Ortadoğu siyasetinin yönünü değiştiren, buna Annapolis sürecini ekleyen ve Irak'ın güvenliğinin İran'dan başladığını son derece iyi anlayan Bush, İsrail'in baskılarına rağmen İran'a saldırı konusunda İsrail'e direnmişti. Buna karşılık İran da Iraklı direnişçilere yaptığı yardımı kısmış, Mukteda Sadr'ın Basra'da yenilmesine seyirci kalmış, Irak içindeki faaliyetlerini azaltmış, en azından bu faaliyetlerin karakterini değiştirmişti.
ABD'nin İran'la anlaşma talebi son derece gerçek bir talep. Ancak şartları İran için şu anda ağır gibi görünüyor. Obama, Bush'dan farklı olarak masaya oturmak için şart koşmuyor. Ancak müzakerelerden beklentisi görünürde iki alanda yoğunlaşıyor: Uranyum zenginleştirilmesinin durdurulması ile Hamas ve Hizbullah'a desteğe son verilmesi. Bunların gerçekleşmesi durumunda ise petrol ve doğal gaz alanlarına yatırımdan, teknolojik ambargoya son verilmesine kadar bir çok şey teklif ediliyor. ABD şimdilik bir yandan İran'ın nükleer programını yavaşlatmayı hedeflerken, bir yandan da
İran'ın Ortadoğu'da ABD'nin atacağı adımlarda sorun çıkartmamasını istiyor. Ancak daha uzun vadede ABD'nin talepleri arasında Irak'a müdahalenin azaltılması ve giderek kesilmesi, Afganistan'da ABD'ye destek olunmaıs gibi talepler de gelecek. ABD'nin talepleri arasında İran'ın özellikle Hamas konusunda baskı kurmasını ve Suriye'nin anlaşmaya zorlanmasını da içereceği söyleniyor.
Böylesi bir anlaşmadan en çok zarar görecek taraf ise, elbette anlaşmanın şartlarına bağlı olarak, Türkiye ve Hamas olacaktır. Türkiye hem Irak'taki sorun çıkarma potansiyeli açısından zayıflayacak, hem İran'ın devreye girmesiyle Nabucco konusunda eli zayıflayacak, hem de İncirlik'in değer kaybetmesiyle elindeki askeri kozları yenilemesi gerekecek.
Süreyya Seyyahoğlu'nun makalesinin tamamı için bakınız
Yorum Ekle Arkadaşına Gönder Yazdır İlgili Haberler
Davutoğlu, Suriye lideri Esad'la görüştüİsrail'de seçimleri kimin kazandığı belli değilMısır, Gazze'ye yardımları engelliyorArap basınından özetlerİsrailli yazar İsrail'i dünya barışına engel görüyorHamas heyeti Kahire'deBaradey: Vurmak İran'ı hırslandırırİsrail'in Erdoğan-Obama korkusu!İran: 'Bizi Suçlamaktan Vazgeçin'Filipinler'de çatışma: 3 ölüİran'da mahkumlara devrim affıİşgalden kaçtı, Şalit hakkında sorgulandı!İsrail seçimi kördüğüm getirdi Hamas: İsrail terörizmin üç liderini seçtiRıza Pehlevi muhalefette rol almak istiyorİran uzun menzilli hava savunma sistemi üretti Amr Musa kendini savundu: Fırsatım yoktuİran Obama'ya fırsat verecekİsrailli Araplar ikilem yaşadıSinyora, Hariri dosyalarını Lahey'e gönderdi Arap basınından özetlerMugniye suikasti, Yediot Ahranot ve istihbarat oyunları