Atilla Dorsay, Canik Başarı Üniversitesi'nde
“Türk Sinemasının 100. Yılında Atilla Dorsay ile Sinema Söyleşisi” başlığı altında Canik Başarı Üniversitesi öğrencileriyle bir araya gelen Atilla Dorsay, programda Türk sinemasının 1915’ten günümüze, geçirdiği aşamaları dönem dönem ele aldığı bir konferans gerçekleştirdi.
Canik Başarı Üniversitesi Edebiyat Kulübü öğrencileri tarafından düzenlenen 'Çarşamba Konuşmaları' kapsamındaki programda seyirciler kısa bir Yeşilçam nostaljisi yaşama imkanı buldu. Salihli’de kaldığı yıllarda bol bol Yeşilçam filmi izleme imkânı bulduğunu belirten Dorsay, gençlere sinema yazarlığına başlama serüvenini aktardı.
Sinema eleştirmenliğine ait serüveninin, ilk olarak Cumhuriyet gazetesine verdiği yazılarla başladığını aktaran Atilla Dorsay, insanların mutsuzluğunun ve umutsuzluğunun doruğa çıktığı 2. Dünya Savaşı yıllarında sinemayla nasıl soluklandıklarını, gençlik yıllarında izlediği sinema filmlerinden örnek vererek aktardı. Galatasaray Lisesi’nde okuyan ve Beyoğlu’nun göbeğinde tam bir sinema semtinde yaşadığını söyleyen Dorsay, programda Yeşilçam ve dünya sinemasının doğuşunu ve gelişim yıllarını anlattı. “Yerli filmciler benim yabancı filmleri yazmamı istemediler” diyen Dorsay, soyadının bazı Amerikalı müzisyenlerin soyadıyla benzerlik taşıdığı için kendisini Amerikan ajanı olarak da tabir edenlerin olduğunu söyledi. Sinemanın hemen her on yılda bir yaşadığı gelişmeleri aktaran Atilla Dorsay, “Popüler olan her şeyi küçümseme kültüründen vazgeçmeliyiz” dedi. Bu bağlamda, Kemal Sunal filmlerini ilk yıllarda yadırgadığını, ama zamanla yanlış düşündüğünü, "Çünkü bir komedyen halk tarafından seviliyor ve filmleri yıllarca severek izleniyorsa bunun sosyolojik bir sebebi var demektir. Ve anladım ki, Kemal Sunal gerçekten büyük bir oyuncuydu. Aslında, çok izlenen filmlerin bize duyurmak istediği bir mesaj var." dedi.
Söyleşi sonunda kitaplarını imzalatmak isteyen gençlerle bir araya geldi. CİHAN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.