Dizileri örnek alıyorlar

Dizileri örnek alıyorlar
OMÜ Eğitim Bilimleri Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kalkan: ''Televizyon dizilerinde ve programlarında tecavüz olgusunun magazinleştirilerek işlenmesi, ruh sağlığı bozuk olanları etkiliyor.

Toplumda özellikle kadınların maruz kaldığı cinsel şiddetin sıradan bir olaymış gibi sunulması, doğrudan ya da dolaylı olarak cinsel şiddet suçunun yaygınlaşmasına ve onay görmesine neden olmakta''dedi.


Kalkan, bazı medya organlarının dizilerde tecavüz ve şiddet gibi olayları keskin çizgilerle seyirciye sunmasının, ruh sağlığı bozuk insanları daha çok etkilediğini savundu. Televizyonların eğitim aracı olmadığını, sadece model olabileceğini belirten Kalkan, çeşitli dizilerde ve programlarda cinsellik, tecavüz, şiddet içerikli görüntülerin yayınlanmasına hassasiyet gösterilmesi gerektiğini kaydetti. Toplumda kadına yönelik şiddetin arttığını, medya organlarında da bu tür sahnelerin sıkça yer aldığını anlatan Kalkan, şöyle devam etti: ''Televizyon dizilerinde ve programlarında tecavüz olgusunun magazinleştirilerek işlenmesi, ruh sağlığı bozuk olanları etkiliyor. Bu durum insan hakları, insanın bedensel ve ruhsal sağlığı ile toplumun geleceği açısından son derece tehlikeli bir gidiş. Cinsel şiddet karşısındaki duyarsızlığın ve yok saymanın geldiği boyut ise endişe verici. Şiddet, kişinin yaşamını, ruhsal ve bedensel sağlığını tehdit eder. Tecavüz, ağır bir ruhsal ve bedensel travmadır. Toplumda özellikle kadınların maruz kaldığı cinsel şiddetin sıradan bir olaymış gibi sunulması, mizah malzemesi yapılması, görmezden gelinmesi ve pornografik uyarıcı eylem gibi kullanılması, doğrudan ya da dolaylı olarak cinsel şiddet suçunun yaygınlaşmasına ve onay görmesine neden olmakta.''

''4 yılda kadına şiddet yüzde 2 bin arttı''

Kalkan, sağlıksız ruh haline sahip olanların, izledikleri dizi ya da programları örnek alarak tecavüz ve şiddete yönelebildiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti: ''Yani televizyonlar insanın içindeki canavarı ortaya çıkarıyor. İzlenme kaygısı ile hazırlanmış bazı programlar, kadına yönelik şiddeti özendirmekte, sıradanlaştırmakta, normalleştirmekte, toplumsal cinsiyet rollerini pekiştirmekte ve desteklemekte. Medya kurumlarının, şiddetin ve toplumsal cinsiyet rollerinin son derece yoğun olduğu ve temsil edildiği programlara, reklamlara, dizilere, filmlere, yarışmalara yer vermemeleri, bu konuda toplumsal sorumluluklarını yerine getirmeleri gerekmekte.'' Doç. Dr. Melek Kalkan, istatistiklere göre son 4 yılda kadına uygulanan şiddetin yüzde 2 bin arttığını ifade ederek, televizyonlarda kadınların maruz kaldığı tecavüz ve şiddet eylemlerinin övülmemesi ve teşvik edilmemesi gerektiğini sözlerine ekledi.



HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.