Mesleğim gazeteci olmadığından, gelişmeleri emekli eğitimci gözüyle değerlendirme yaptığımda, Türkiye’nin haritasını göze aldığıma iktidar partisinin bu zamana kadar girdiği seçimlerin hepsinde, Türkiye’nin her bölgesinde, şehirlerinde başarılı sonuçlar aldığı, muhalefet partilerin bazı bölgelerden ve şehirlerden yeterince oy almadıkları niçin alamadıkları doğru tespit etmeleri, bundan sonra yapılacak seçimler için önem taşır. Önce bu tespitleri göz önünde tutalım.

    İkinci tespitim ülkemizin nüfusunun yüzde altmış beşinin üzerinde milliyetçi, muhafazakâr, merkez seçmenlerdir. Bu tespiti de böyle değerlendirme yaptıktan sonra, 1950 yılından bu zamana kadar genelde sağ partiler iktidara geldiler.

    Sağ seçmenin oyları kendi aralarında yüzde otuz beş civarında olan sol seçmenin oyları da kendi aralarında partilere geçiş olduğu, seçimden sonraki sonuçlarda ortaya çıkmaktadır. Karşıdan karşıya geçişler çok az olmakta. Bu açıklamadan sonra Türkiye’nin iki partiye doğru gidişi görülmektedir.

    İktidar partisi C.H.P. oylarının yüzde yirmi beş civarda olacağını H.D.P. de baraj altında kalacağını, M.H.P. de belirsizliğin devam ettiğini, anket sonuçlarında gördüğü için kamu oyuna algısını hala kontrol altında tuttuğunu bildiğinden, Anayasa değişikliğini yapabilmek peşine başkanlık sistemini getirmek yeterli vekil sayısını alabileceğini anketlerde gördüğünden erken seçime gitmeyi düşünmektedir.

    Dış siyasette ve ekonomide belirsizlik ülkeyi iyi yere götürmez. Bütün seçimlerde başarılı sonuçlar alamayan genel başkanların kurultayı toplayıp, değerlendirme yapması siyaseti daha başarılı yapacakların önünün açılması en büyük vatanseverliktir.

    Görülen köy kılavuz istemez.