İsmail Çamuroğlu

İsmail Çamuroğlu

CEMAATLE NAMAZ

Dinimiz sevgi ve şefkati, toplumsal yardımlaşma ve dayanışmayı sağlamak amacıyla birçok düzenleme getirmiştir. İslam, Müslümanların birbirleriyle görüşüp hallerinden haberdar olmaları, bilgi alışverişinde bulunmaları ve ibadetlerini bir arada yapmalarını sağlamak amacıyla camilerde cemaatle namaz kılınmasını teşvik etmiş; hatta bazı ibadetler için bunu şart koşmuştur. Her gün kılınan beş vakit namaz, haftada bir kılınan cuma namazı, bayram namazları cemaatle eda edilen belli başlı ibadetlerdir. Cemaatle namaz, Müslümanlar arasında mevcut mânevî bağın en önemli tezahürlerinden biridir. Hz. Peygamber, hayatı boyunca cemaate namaz kıldırmış, hastalandığında bile cemaate katılarak Hz. Ebû Bekir’in arkasında namaz kılarak konunun dinimizdeki önemini göstermiştir. Hz. Peygamber’den, savaş halinde bile Müslümanlara namazı cemaatle kıldırmasının istenmesi (en-Nisâ 4/101-102), namazın normal zamanlarda öncelikle cemaatle kılınması gereğini ortaya koyar. Çünkü mescide gitmeyi alışkanlık hâline getirmek ve namazı cemaatle kılmak, İslâm’ın en önemli şiarlarından biridir. Bu nedenle Hz. Peygamber, “Bir kişinin mescide devam ettiğini görürseniz onun imanına şahit olun!” (Tirmizî, Îmân, 8) buyurmuştur. Öte yandan sahih hadislerde, cemaatle kılınan namaza verilecek sevabın tek başına kılınan namazın sevabından yirmi beş veya yirmi yedi kat fazla olduğu haber verilmiştir. (Buhârî, Ezân, 30; Müslim, Mesâcid ve mevziu’s-salât, 249)

Namaz için bir araya gelen Müslümanların oluşturduğu cemaatin bireyleri, yüce gayeler uğruna ferdî düşüncelerini ikinci plana atan, kutsal bir topluluğun adıdır. Bu sebeple, maddî ve nefsanî hiçbir menfaatin söz konusu olmadığı namaz için oluşturulan cemaat, sırf Allah rızasını amaç edinmiş güzide bir topluluktur. Zira bu cemaat, birtakım ferdî mesafeleri kat etmiş, nefsin engellerini aşmış, dünyevî işlerini bir gaye uğruna terk edebilmiş kimselerin oluşturduğu ulvî bir topluluktur. Böyle fertlerin oluşturduğu cemaat, aynı zamanda bireylerini manevî yönden olgunlaştırma ve eğitme görevini de yerine getirmekte; mümin, camiden dirilmiş ve yenilenmiş olarak ayrılmaktadır. Nitekim Resûl-i Ekrem, cemaatle namazın kişiye kazandırdığı güzellikleri şöyle zikreder: “Kim Allah için kırk gün süreyle cemaatle namaz kılar, ilk tekbire yetişirse o kimseye (Allah tarafından) iki kurtuluş yazılır; birisi ateşten, diğeri münafıklıktan kurtuluş.” (Tirmizî, Salât, 64) “Bir kimse camiye gitme niyetiyle evinden çıktığında, attığı her adımdan dolayı kendisine bir sevap yazılır ve bir günah silinir.”

Allah Resûlü, namazın ne kadar kalabalık bir cemaat ile kılınırsa Allah’a o kadar sevimli olacağını ve o kadar çok sevap kazandıracağını bildirmiştir. (Ebû Dâvûd, Salât, 47) Bu rahmet kaynağından kadınların da mahrum bırakılmamasını ümmetine tavsiye etmiş ve şöyle buyurmuştur: “Allah’ın kadın kullarının Allah’ın mescitlerine gelmelerine engel olmayınız...” (Ebû Dâvûd, Salât, 52). Peygamber Efendimiz bu cemaat atmosferinden kadınlar kadar çocukların da istifade etmelerine özen göstermişti. Hatta annelerin çocuklarıyla beraber mescide gelmelerine engel olmamış, aksine cemaat içinde bir çocuk ağlaması işittiğinde annesini huzursuz etmesine engel olmak için namazı hafif kıldırarak anneye kolaylık sağladığını bizzat dile getirmiştir. (Buhârî, Ezân, 65)

Müslüman, cemaatle namaza devam ederek rahmet ve ilâhî himmete talip olmaktadır. Cemaatle edilen duaların da Allah yanında daha makbul olacağı umulur. Buna ek olarak cemaatle kılınan namazın kişiyi faydasız iş ve günah işlenen ortamlardan uzaklaştırarak her türlü sapmadan koruma rolü de vardır. Nitekim Hz. Peygamber’in, “Cemaate devam et, çünkü kurt, sürüden ayrılanı yer!” (Ebû Dâvûd, Salât, 46) şeklindeki ikazı, ümmet şuurunun cemaat ruhuna bağlı olduğunun, cemaatten mahrum fertlerin oluşturduğu toplumların da çökeceğinin en güzel ifadesidir. Allah Resulü, yatsı namazını cemaatle kılan kimsenin gecenin yarısını; hem yatsı hem de sabah namazını cemaatle kılanın ise gecenin tamamını namaz kılarak geçirmiş gibi sevap kazanacağını (Ebû Dâvûd, Salât, 47) ifade etmiştir. Bu minvalde değerlendirildiğinde Cemaatle namaz, evden, işten, dünyevîleşmekten kaçınıp; Hakk’ın evine sığınmaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsmail Çamuroğlu Arşivi
SON YAZILAR