1970, 80, 90 ve 2000'li yılların başında ülkemizin siyasi ve sosyal yapısını, hatta daha evveliyatını  bilmeyenler; "İHL RUHU" dendiğinde, ne ifade ettiğini bilemezler...

Bu günkü gençlik maalesef istenilen ruh ve inançta yetiştirilemedi.
Muhafazakar camia bile İHL RUHU yerine artık "Z KUŞAĞI" diye bir kuşaktan bahsetmektedir.
Neslin bu hale gelmesinde hepimizin vebali ve günah payı vardır.

Bu gün elinde imkanları olan siyasilerimiz bile, sanki diğer İHL'lerden umudu kesmiş gibi, "PROJE İHL"  deyip sayısı iki üçü bulmayan belli başlı liselerden bahsederek diğerlerini farkında olmadan değersizleştirmektedirler.

Muhafazakar insanlarımız da çocukları eğer bu "Proje İHL'ye" giremezse diğerlerine vermek yerine başka liseleri tercih etmekte ve açılan İHL'ler sıfır puana yakın öğrencilerle ve diğer liselere bile giremeyenlerle doldurulmaktadır ki İHL RUHU'nu bitiren, değersizleştiren yanlış bir deneme olduğu ileride çok acı bir şekilde anlaşılacaktır.

Bu ruhu bitiren bir yanlış da, Bilallerin, Ebu Zerlerin; "Z kuşağını" yetiştiren ruhsuz insanların İHL' dernek, vakıf ve yönetimlerini ele geçirerek oraların üstünden; reklam, mevkii ve makam peşinde koşmalarıdır...

Rabbim Z kuşağından evvel bu istismarcıları ıslah eylesin!

Mekke ve İlk Medine döneminde, İslamı tedvin ve tebliğin çilesini çeken;
Bilaller, Zübeyrler ve Ebu Zerler, Asr-ı Saadet bitip iktidar kavgaları başlayınca neler yaşadılar bilseniz!
Hele de Kerbela'da, Sıffînde yaşananlar...
İşte bu olayları bilmeyen yeni nesil ve onların sırtından kendi reklamını yapan her devrin adamları; kendilerini iktidar nimeti döneminde buldular ve Bilalleri tanımadılar, bilmediler...
Hatta iktidar nimetinden tadılanın, tadını kaçırırlar diye Bilalleri dışladılar bile! 

Her şafağın bir zevali de olur misali;
Bu günlerin gelmesinde emeği olan o "İHL RUHU" ve o ruhun kapsadığı bütün alanlar, bu gün sanki zevali yaşamaya hazırlanıyor gibi!
Bu zevali geciktirmek hatta durdurmak görevi yine o ruha sahip insanların yeniden dirilişiyle ve o dirilişin yayabileceği ışıkla olacaktır...
Beklentisi olmayan, çileye talip olan o ruh konulduğu ya da konulmak istendiği "Sekerat'ül  mevt" halinden tekrar kalkar mı bilemiyorum!
Fakat zevali yaşamadan mutlaka kalkmalıdır.
Aksi halde!
Tabuta konduktan sonra yeniden dirilişi sadece ve sadece "Kıyamette" olacaktır.
"İHL RUHU" dediğime bakmayın!
O ruh etrafına öyle bir rayiha yayıyordu ki;
70-80 yaşındaki dedelerine; o ruh büyüsün diye; sırtında kurban derisi taşıtıyor, derneklerde "Daha neler yapabilirizi" konuşurken, evini ocağını unutturuyordu...
Sahi, o ruh "Sekerat'ül mevt" halinden çıkıp tekrar ayağa kalkar mı?
Şayet kalkarsa, eski dostluğu, sıcaklığı, samimiyeti yeni dostlarında bulabilir mi?

"Ey ruh" gelince haber ver.