PAYLAŞARAK GÖNÜLLER YAPALIM
Paylaşmak ve gönül yapmak en güzel insani hasletlerdendir. İnsanın insanlığının ölmediğini hissettiği duygulardandır. Herkesin daha çok bencilleştiği, kendi kendine yettiğini sandığı bir zamanda
başka birilerini hatırlamak erdemdir. İnsan yalnız olamaz, başkaları ile var olur. Şu alemde yalnız ben var değilim. Başkaları da var. O var olanların içinde gönlü yıkık, yüreği yanık, kalbi kırık olanlarda var. İşte o yıkık, yanık, kırık olanları tamir edecek, onaracak gönül işçileri olacak. Ramazan ve her zaman bunun için tam zamanı. Ramazanda tutulan oruç zahiren nasıl bedenimizi onarıyor, sıhhate kavuşturuyorsa manevi olarak da kırık, yıkık gönülleri inşa etmeye vesile oluyor.
Ramazan ayı dayanışma, yardımlaşma ve paylaşma ayıdır. Hayat paylaşmaktır ve paylaşıldıkça huzur verir. Başta deprem bölgesindeki kardeşlerimiz olmak üzere ilimize/ilçemize/yanımıza yerleşen depremzede ve başka diyarlarda olan bütün kardeşlerimizle gönül köprüleri kurmaya bir araçtır. Yüce Allah ayeti kerimede şöyle buyuruyor: “Herhangi birinize ölüm gelip de, "Ey Rabbim! Beni yakın bir zamana kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden olsam!" demeden önce, size rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayın.” (Münafikun-10) Yani, Allah (c.c) bize verdiklerini ecel gelmeden önce kendi yolunda paylaşmamızı istiyor. İyiye ermemiz için sevdiğimiz şeylerden vermemizi istiyor. “Allah yolunda sevdiğiniz şeylerden harcamadıkça iyiliğe asla eremezsiniz. Ne harcarsanız Allah onu hakkıyla bilir.” (Ali İmran-92) Elbette bunu yaparken insan onurunu, saygınlığını hesaba katarak ahlak ilkelerine uygun bir şekilde ifa etmek gerekir. Mü’mine düşen gönül kırmak değil, sevgi
şefkat ve merhametle gönüller yapmaktır. Mallarını Allah yolunda harcayan, sonra da harcadıklarının arkasından başa kakıp incitmeyenler için rablerinin katında özel karşılık vardır. Artık onlar için korku yoktur, onlar üzüntü de çekmeyeceklerdir. (Bakara-262) İyi sayılan bir söz ve bir bağışlama, arkasından eziyet gelen bir sadakadan daha iyidir. Allah zengindir, halîmdir.(Bakara-263) Ey iman edenler! Allah’a ve âhiret gününe inanmadığı halde malını insanlara gösteriş yapmak için harcayan kimse gibi sadakalarınızı başa kakmak ve incitmek suretiyle boşa çıkarmayın...(Bakara-264)
Paylaşmak bencilliğin ve cimriliğin de ilacıdır. Bizde hakkı olanların paylarını ayırmaktır. Çünkü varlıklı olanlarda mahrum olanların hakkı vardır. Hak sahibine hakkını vermek mü’minin vazifesidir. Zira mülk Allah’ındır. Varlık bize emanettir. Hakiki sahibinin isteği üzere kullanılması lazımdır. Paylaşmak, gönül almak, gönle girmek, gönül kazanmak büyük bir nimettir. Sofralar, haneler, camiler, sevgiler, zaman paylaşılır. Paylaştıkça çoğalır, büyür kocaman olur. Biz buna bereket deriz. Ramazan iftarıyla, sahuruyla, teravihiyle, fitresiyle, tebessümüyle, sadakasıyla, dilin tatlılığıyla insana ferahlık veren bir iklime sahiptir. Onun için bu mübarek ayda gönüller bir olur, haneler huzur bulur. Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:“Her kim bir oruçluya iftar yemeği yedirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap verilir; oruçlunun ecrinden de hiçbir şey eksiltilmez.”(T807 Tirmizî, Savm, 82)
Kırık gönüllere, mahzun ve mazlum sinelere bigane kalmamalı insan. Daha doğrusu, mahzun etmemeli insan bir kalbi. Tek başına, kimsesiz, yalnız, boynu bükük yaşamamalı hayatı kimse. Paylaşmalı ve onarmalı insan kardeşleri diğer kardeşlerini. Hayata bağlamalı onları. Yıkılmamalı kardeşlerinin elinden, dilinden kimsenin gönülleri. Hüzünleri küçültmeli paylaşarak. Hüzünde ve sevinçte ol paydaş, kardeşinle yakınlaş. Efendimiz’in (sav) dediği gibi:“Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir bedene benzer.”(M6586 Müslim,Birr,66;B6011Buhârî, Edeb,
27) Paylaşmak ve gönül yapmak inancımızın ve insanlığımızın gereğidir. Paylaşmamak, elinde tutmak ve incitmek inancımıza terstir. Elbette bu hasletler sadece ramazana da mahsus değildir. Ömür boyu, gönül coğrafyamızın bütün mazlum, mağdur, yetim, sığınmacı, afetzedelerine de şamildir. Yunus Emre’ nin mısraları ile yazımızı bitirelim:Bir kez gönül yıktın ise -Bu kıldığın namaz değil...Ramazan mektebinden paylaşmayı ve gönüller imar etmeyi öğrenmek dileğiyle Ramazanınız mübarek olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.