MADDE-MANA BİR ARADA
Tayyip Erdoğan öyle dedi;
Madde… dünya yaşamı demek!
Mana… ahiret yaşamıdır.
Esenboğa Havaalanında Cami!
”Bu caminin adı…
ecdadımızdan esinlenelim de…
Yıldırım Bayezid Camii olsun dedik.
İnşallah Yıldırım Bayezid ile anılan;
bir cami olur… ecdadımız anılsın”.
Selçuklu mimarisinden esinlendik.
inşa edilen camide;
açık alanla birlikte aynı anda;
2 bin 500 kişi namaz kılabilecek”.
İşte laik Müslümanların havaalanında;
Cennetliklere açılan yol!
İşte şimdi Tayyip Erdoğan;
Yurdun dört tarafında;
Önemli tepe noktalarına camiler;
Yaparak;
“Türk ailesi manevileşecek”... diyor.
Laik medya patronları boş durur mu?
Bakınız laik sinema medyamız ne yapar?
Ödül'e layık görülen O.H.A Filmi'nin
“Oflu Hocayı Aramak”ın Yönetmeni;
Levent Soyarslan der ki;
“toplumsal yozlaşmaya yönelik;
'kara kutu'!...
“Film; ipin ucunu kaçıran dünyanın;
niteliksizliğine… sıkıcılığına karşı;
Kaçkar Dağları Milli Parkı'na;
bu proje kapsamında dağ otelleri…
yayla tesisleri… kır siteleri inşaasıyla!
“Madde ile Mana'nın Savaşı!” olacak…
Bu film;
sinema yoluyla başkaldırı denemesi!”…
demek ki madde bağımlısı Türk ailesi…
yani bu hale getirilen laik-Müslüman;
Türk aile yapısı şimdi ne olacak!
Tayyip Erdoğan’ın her tepeye bir cami
Politikasına karşı sinemacı öyle diyor.
Bugünkü laik Milli Eğitim;
Hele bir bakın; ne hale getirilmiş!
Gözcü Gazetesinin gözleri;
Kan çanağına dönmüş!
İlköğretim öğrencilerine yönelik;
'Değerler Eğitimi' seminerlerine
Ankara Barosu zehir zemberek!
Dilekçe üstüne dilekçe!
Dilekçede çocuklara verilecek;
seminer içeriğinde neler varmış;
“şeytan”… “ahiret”… “günah”…
“nefs”… “tevekkül”…
Olur muymuş öyle şey!
“Küçük yaştaki çocukların bilinçaltı;
uhrevi bilgilerle donatılır mı canım!
yoğun şekilde ölüm olgusu işlenecek;
ahirete yönelik mesajlar ne demek!
Kış mevsimi bile ‘kefen'… ‘ölüm'…
İlkokul çağının körpe çocuğu;
Soğuk… anlaşılmaz sözcüklerle
Anlatılır mı canım!?
Hürriyet gazetesinden;
Mesut H Benli çok dertli!
İlkokul çocuğu için kitapçıkta;
‘Hastalık' şöyle anlatılmış;
“Ölümü… kabri… ahreti bilip;
ona göre hazırlanma aracı diye!
“Çocuk zihninde ‘şok etkisi' yapar.
Dilekçede daha neler varmış!
Kitapçıkta yer alan ‘Ölüm' konusu!
‘Eğer ölüm;
gerçekten güzel olmasaydı;
Allah sevdiği kullarını;
çok uzun yaşatırdı.
Her canlı ölümü tadacaktır.
Gelen gider… giden gelmez!
ölüm de bir nimettir.
psikolojik olarak;
hassas bir dönemdeki çocukları;
ölümü seçmeye özendirmek facia!
Cumhurbaşkanımız çok şeyler yapıyor.
Kemal Kılıçdaroğlu ve avenesi ne diyor.
Bu iş kanla biter.
Kansız gerçekleştiremezsin diyor.
Ekliyor Kılıçdaroğlu medyası;
“Kardeşim sen kim olursan ol…
ne kadar güçlü olursan ol…
sen Atatürk'ün adını;
Anayasa'dan çıkaramazsın" dedi.
Dertlerine bak!
Atatürk’e laf atan mı var?
Cumhurbaşkanımız sayesinde
Ramazanlar yeni bir anlam kazanıyor.
”Ramazan ayı nedir?
Sadece sahurdan ıftara kadar;
Aç-susuz durmak mıdır?
Hayır ve asla!
İşte bu gerçeği;
Cumhurbaşkanımızdan öğrendik.
Ehl-i Sünnet uleması televizyonlara;
Çıkıyor;
Ne diyorlar?
Daha çok edebiyat…
Daha çok nükte…
Daha çok ötekileştirmeler…
Daha çok anlaşılmazlıklar…
Anlaşılmaz laflar etmek;
Kimi kanalda Ramazan'da sağlık…
mutfak gibi temalar işlenirken;
kimi kanallardaysa dini sohbetler
bizlere sunuluyor.
Ben şimdi sizlere Ramazanın;
Öteki yüzünü sunayım istedim.
Sayın Cumhurbaşkanımız;
Bir gerçeğe parmak bastı.
Her önemli alana;
Halk kalabalığının çok olduğu;
Önemli Alanlara;
Havaalanlarına;
Topluma açık park yerlerine;
Çift minareli… 6 minareli;
Muhteşem camileriyle;
Sayın Cumhurbaşkanımız;
Ahiretini garantilemiş;
Diyebiliriz.
Çünkü bu bir sadaka-i cariye!
Gerçekten de halka bu hizmet;
En büyük sadaka-i cariyedir.
İşte bu kapsamda;
Benim en çok dikkatimi çeken;
Toplu ıftar sofralarıdır.
Ne kadar güzel bir sünnet!
Ne kadar büyük cesaret!
Ne kadar büyük ibadet!
2000li yıllara kadar;
Toplu yemek toplantılarını;
nerelerde görürdük;
Diskoteklerde;
Büyük restoranların lobi salonlarında;
Loş ışıklı… içkili salonlarda;
Dekolte giyimli sosyete hanımlarının;
Katıldığı dansözlü toplantılarında;
Rütbeli askerler… siyaset adamları;
Dinsiz-imansız sohbetler ederdi.
Basın ve medya da o beyanatları;
Manşetlerinden yayınlarlardı.
Gençlik de… işçi kesimi de;
O kirazlara göre kızarırdı.
Şimdi Cumhurbaşkanımız;
Evveli rahmet… ortası mağfiret;
Sonu da ıtkun min en Nar!
Türkçesini anlatabiliyor.
Birlik Vakfında…
MÜSİAD ıftar davetinde;
Boyalı basın medyasında;
Televizyon kanallarında;
Artık Ramazan ıftar sofraları;
Türkiye’nin gündemini;
Oluşturabiliyor demek ki;
İşte ben şu gerçeği anlatmak;
istedim ki;
bugünkü siyasi iktidar sayesinde;
dinimizin önemli bir umdesi;
ana direği;
makes bulmuş gibidir.
Yani dostlar;
Ramazan orucu sadece;
Aç-susuz durmak…
Gıybet etmemek…
Saldırgan olmamak;
Yanında;
Iftarlar… Teravihler de;
Ramazanımızın ana unsurunu;
Oluşturmaktadır.
Ramazanda; Allah katında;
Makbul bir ibadet olması için;
Allah cc bizden her akşam;
Topluma açık ıftar sofrası;
Düzenlememizi;
Veya görkemli ıftar davetlerine;
katılmamızı istemektedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.