Allah’a iman imanın altı esasından birisidir. İman esaslarının temeli, bütün Peygamberlerin ve Sevgili Peygamberimizin tebliğinin ortak çağrısıdır. İnsanların İslam hususunda davet edildikleri ilk esastır. Mümin olmanın ilk şartıdır. Bir insanın yapabileceği işlerin en hayırlısıdır. İnsanı yoktan var eden ve ona sayısız nimeti bahşeden Allah’ın insan üzerindeki hakkıdır. Var olmanın gayesidir. Allah'ın varlığını, birliğini, O'nun eşi, benzeri, ortağı ve dengi hiçbir varlığın olmadığını bilerek gönülden tasdik etmek, bu bilgiyi ikrar etmek ve bu doğrultuda yaşamaktır. İnandığımız varlığa bağlılığımızı kuvvetlendirmek ve inancın devamını sağlamak için inanılan varlığın tanınması gerekir. Mü’minler Allah’ı bizzat kendisini Kur’anı Kerimde tanıtmasıyla bilirler. Kur’ana göre Allah birdir. Her şey O’na muhtaçtır O hiçbir şeye muhtaç değildir. Ondan çocuk olmamıştır (Kimsenin babası değildir). Kendisi de doğmamıştır (kimsenin çocuğu değildir). Hiçbir şey O'na denk ve benzer değildir. İhlas suresi 1-3 Beslediği halde beslenmeye ihtiyacı olmayandır (Enam 6/14) Allah hayat veren, sonra öldüren, daha sonra da diriltecek olandır" (Hac, 22/66) O, (her şeyi) ölçüyle yapıp yönlendirendir (Ala,87/3) O yarattığı her şeyi güzel yaratandır. (Secde,32/7) Her yerde bizimle beraberdir. Allah bütün yapılanları hakkıyla görendir."(Hadid,57/4) Gizli açık her şeyi bilir. Göklerdeki her şeyi, yerdeki her şeyi de bilir. Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir." (Al-İ İmran, 3/29) Allah Mülkün gerçek sahibidir. (Nisa,4/31) Tevbeleri kabul edendir. Bakara, 2/37) Allah şifa verendir. (Şuara,26/80) Allah merhametlidir. (Ahzâb 43) Bütün bu özellikler ve daha nicelerine sahip olan varlık ancak Allah’tır. Öylese herşeyi borçlu olduğumuz bir varlığa inanmak her insanın görevidir. İnsanın kazanacağı en büyük iyilik ve erdemdir. Onun için Allah Resulü (s.a.v) insanları kurtuluşa erebilmeleri için tebliğdeki ilk işi insanları bir olan Allah’a davet etmek olmuştur. Muaz b. Cebeli Yemen’e vali olarak gönderirken onları ilk önce Allah’a kulluğa davet etmesi tavsiyesinde bulunur. Buradanda anlıyoruz ki kurtuluşun yolu Allah’a imandan geçmektedir. Ancak Allah’a iman etmek diğer iman esaslarına, Allah’tan ve Resulünden gelen bütün bilgilere de iman etmeyi gerektirir. Kuran’ı Kerimde sıklıkla ifade edildiği üzere imanın salih amellerle desteklenmesi gerekir. Salih amelle desteklenmeyen imanın kalıcı olmama tehlikesinin olacağı unutulmamalıdır. İmanın tadına varabilmek için Allah ve Resulü'nü her şeyden çok sevmeli, bir kimseyi yalnızca Allah rızası için sevmeli, Allah kendisini kurtardıktan sonra tekrar inkarcılığa dönmekten ateşe atılmaktan kaçındığı gibi kaçamalıdır.( Müslim, İmân, 67) Gönülden Allah’a imanın bireysel, tplumsal ve evrensel yansımaları olacak, toplumun huzuruna katkı sağlayacaktır. Allah Resulü (s.a.v) Her kim Allah'a ve âhiret gününe iman ediyorsa komşusuna eziyet etmesin. Her kim Allah'a ve âhiret gününe iman ediyorsa misafirine ikramda bulunsun. Herkim Allah'a ve âhiret gününe iman ediyorsa ya hayır söylesin ya da sussun!"Buhari,Edep,3 buyurarak bu hususa dikkat çeker. Allah’a iman insana ebedi huzur ve mutluluk kazandırır. Her yer ve zamanda yüce yaratıcısının koruyuculuğunu düşünerek rahatlar. Bütün sevgiler, iyilik ve güzellikler Allah’a imanı sonucunda doğar. İman ve Allah korkusu ile yeryüzündeki kötülük ve günahlar ortadan kalkar. Yardımlaşma sağlanır. İnsanca bir hayat yaşanır. İnsani idealler peşinde koşulur. Allah’a iman ahirete imanı gerektirir. Hesap vereceğimiz bilinciyle yaşarız. Allah’a iman ne kadar kuvvetli olursa hayat ve faziletler de o kadar kuvvetli olur. Sağlam bir imana sahip olma ve inancımızın gereği ile amel edebilmeyi Rabbimden niyaz ediyorum.

Ahmet Cevdet EDİYILDIZ
Uzman Vaiz
Samsun İl Müftülüğü