Mustafa Cemal Tomar

Mustafa Cemal Tomar

Umarım yanılırım

Bir önceki yazımda ekonominin dibe doğru hızla ilerlemekte olduğunu vurgulamıştım. Basına sızan haberlere göre memur, emekli, asgari ücretliye hükümetin yapmayı düşündüğü zam oranları maalesef benim tezimi doğruluyor görünüyor. Umarım yanılırım..

Ufukta seçim görünmemektedir. Ekonomide çarkın döngüsü için darphanelerde üç vardiya para basılmakta, yüksek faiz oranlarıyla hazineye para akıtılmak suretiyle günler geçiştirilmeye çalışılmaktadır. Her geçen gün Türkiye'nin iç ve dış borcu artmaktadır. Bu nedenle batan şirketlerin sayısı açılan şirketlerden daha çoktur. Bu durum ülke ekonomisini olumsuz yönde etkilemektedir. Umarım yanılırım.

Yılbaşında maaşlara yapılacak artış oranları % 20'lerde kalırsa bunun okuması daha da fakirleşeceğiz demektir. Tabi ki maaşla çalışanlar, ya da emekli olanlar için bu durum geçerlidir. Türkiye'de azımsanmayacak kadar zengin vardır. Ülke hep batsa da onları etkilemeyecektir. Ülkede bu manada öyle zenginler vardır ki, her halükarda sermayelerine sermaye katabilmektedirler. Milyonlar darda, zorda iken sermayelerine sermaye katabilenlere dikkat etmeliyiz.

Sistemin çarkları birileri için döndüğünü, ama ve asla Anadolu insanı için dönmediğini bilmeliyiz. Bu nedenle şunu diyebiliriz; Bildiğiniz gibi bütün kurum ve kuruluşlar hükümetin kontrolünde olduğu için milletin ekonomi ile ilgili kitabını yetkililer istedikleri gibi okuyup, istedikleri gibi yorumluyorlar. " Zenginin fıkrası her zaman komiktir" misali yetkililer ne derse doğru kabul edilerek icraatlar ortaya konulmaktadır. Hayattaki bir yıllık enflasyon % 100 olsa bile TÜİK enflasyonu % 50'nin altında gösteriyor, maaşlara yapılan zam oranı TÜİK'in açıkladığı rakama göre belirleniyor. Vatandaşın tepkisi ve feryadı hiçe sayılıyor. Burada halkın isteği ve iradesi tecelli etmiyor, birilerinin dediği oluyor.

Yaklaşık bir buçuk sene önce seçim olmuştu. Halkımızın % 50'den fazlası mevcut hükümeti desteklemişti. Bana göre hükümetin yanlış icraatlarına oy vermeyenlerin eleştiri getirmeleri normaldir. Oy verenlerin eleştirip feveran etmelerini doğru bulmuyorum. O zaman sorarlar adama: Madem eleştirecektin neden oy verdin? diye.

Burada şunu hatırlatmakta fayda vardır. Verdiğimiz oydan sorumluyuz. Oylarımızla yetkili kıldığımız insanların "hayır ya da şer" adına yaptıklarından sorumluyuz. Öyle sandık başına gidip de sadece oy vermekle bu işin bittiğini sananlar yanılıyorlar. Yapılan her yanlışın altında sizin de mührünüz var demektir. Bunun farkında olun bence.

Yönetimin doğru icraatlarını sahipleneceksin, kaymağından yiyeceksin, "Yanlışlarından sorumlu değilim diyeceksin". Hadi oradan! Yani başımıza ne gelirse gelsin yapıp ettiklerimizin sonucudur. " Nasılsanız öyle yönetilirsiniz" Hadis-i Şerif'i hatırlayalım. Burada elbette kötü yönetimden dolayı herkes kötüdür anlamı çıkmaz. Anadolu topraklarında asırlar boyu necip bir millet yaşamıştı/ yaşamaktadır. O necip milletin izleri Anadolu'nun her karış toprağında gene vardır. Bundan kuşkumuz yoktur. Ancak halkımızın genelinde inançlarımızdan, dinimizin özünden doğup ruhumuzun derinliklerine işleyen değerlerimizden uzaklaşma vardır. Globalleşen dünyayı yönetmeye çalışanlar insanlığı tahakküm altına aldılar. Nereye evrileceğimizi bilemediğimiz bir yapılanmanın etkileşimi altındayız. Teknolojinin verdiği imkânları şer odakları insanlığı bozacak tarzda kullanıyorlar. Dünyada olup biten olaylar bu durumu göstermektedir. Burada sayamayacağımız çok sayıda nedenlerden dolayı insanoğlu bir yerlere doğru evrilmektedir. Bu kaygan zeminin siren seslerini duyuyoruz. Ama çoğumuz nereye varacağımızı bilemiyoruz. Bu nedenle uzun vadeli plânlar devlet olarak yapamadığımız gibi millet olarak da yapamıyoruz. O yüzden çoğumuz günü kurtarma peşindeyiz.

Ülke olarak çok sorunlarımız vardır. Şu aşamada bu sorunların başında ekonomik sorun olduğunu belirtmiştim. Türkiye ekonomisinin iyiye doğru gitmediğini söylemek için illa da ekonomist olacaksın diye bir kural yoktur. Ekonominin canlanması için belli kriterler vardır. Bu kriterler bellidir. Katma değeri yüksek mal üretimi, tasarruf, sıfır faiz, adalet, devlete ve hükümete güven, şeffaflık, kanun önünde eşitlik, doğruluk...vs. Bunlara uyulduğunda, şahlanmayacak bir ekonomi olmaz. Peki bu kriterler, dünyada ve Türkiye'de iyi yöne mi, kötü yöne doğru mu ilerliyor derseniz maalesef kötüye doğru ilerliyor diyebiliriz. Umarım yanılırım.

Bu nedenle diyorum ki önümüzde bizi bekleyen olumsuz sürprizler olacaktır. Yaşarsak göreceğiz. Rabbim yâr ve yardımcımız olsun. Selâm ve dua ile...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Cemal Tomar Arşivi
SON YAZILAR