OKUYAN HOCA'NIN SOHBETLERİNDEN İZLENİMLERİM -1-
OMÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Okuyan Hoca'yı Doster Derneği'ndeki tefsir derslerini zaman dinlerim. Mehmet Hoca'yı defalarca canlı olarak ya da YouTube ve Facebook' tan tefsir derslerini ve konferanslarını dinlemişimdir. Dinlemelerimin sonucunda edindiğim bilgileri ve izlenimlerimi kısaca yazıya dökerek paylaşmak istedim.
Öncelikle ve özellikle Mehmet Hoca iyi bir hafızdır. Çok az hafızda bulunan bir özelliği daha vardır. Hafızlığı yanında Kur'an'ın tercümesini de ezber sunabilecek bir birikime sahiptir. Mehmet Hoca, ayrıca Kur'an Arapçasını çok iyi bilmektedir. Yıllarca medrese usulü Arapça okumuştur. Medrese usulü Arapça okumayı da hem tavsiye eder hem de o yıllarını övgüyle anlatır.
Mehmet Hoca, "Kur'an Okumaları' ismi altında Samsun- İlkadım İlçesi Doster Derneği'nin konferans salonunda on küsür yıldan beri bir kuruş ücret almadan tefsir dersleri vermektedir. Kur'an ile ilgili yaptığı tefsir dersleri ve verdiği konferansların hiç birinden bir kuruş ücret almamıştır. Çünkü rahmetli babasından vasiyeti vardır. Mehmet Hoca' nın bu yönü taktire şayandır.
Hoca, gecesini gündüzüne katarak, senelerce yoğun bir çalışma sergileyerek, 30 ciltlik “Kur’an Meal-Tefsir” kitabını bitirerek okuyucuların hizmetine sunmuştur. Dijital ortamda da bu tefsirin metni aktarılmış olup okuyucuların hizmetine sunmuştur. Mehmet Hoca, tefsir çalışmalarına çok büyük önem vermiş, yıllarca çalışmış ve bu mümtaz eserini ortaya koymuştur. Ölmez bir eser bırakmıştır. Kendisine düşen vazifeyi ifa etmiş, gerisi okuyucuya kalmıştır.
Mehmet Hoca, tefsir yaparken en önemli özelliği ayet ile ayeti açıklamak olmuştur. Ayetler arasındaki ilişkileri çok iyi bilen hoca, bir konu ile ilgili ayetleri, ayet numaraları vererek hafızasından bir bir ortaya dökebilmektedir. Bir kelime hangi ayetlerde, hangi manada geçtiğini bir bir ortaya koyabilmektedir. Kur'an adına iddia ettiği ne varsa referansı Kur'an'dır. Bu bağlamda Türkiye'de ve Dünya'da bir numaradır desem Mehmet Hoca'yı abartmış olmam.
Hoca'nın tefsir alanındaki tecrübe ve bilgisi çoktur. Medrese eğitimine çok önem verir. Geçmişteki meşhur ulemaların görüşlerini önemser, zaman zaman tefsir yaparken onlardan alıntılar yapar, bu arada kendi görüşlerini de ortaya koyar. Hoca, hiç bir zaman peruklu alimlerden olmamıştır. Geçmişteki ulemaları rahmetle anar güzel çalışmalarında övgüyle bahseder, isim vererek hiç kimse hakkında hakaretvari cümleler telaffuz etmez.
Bu bağlamda; hoca'nın rivayetlere bakış açısını şu cümlelerle sloganlaştırır. Hoca, " Biz ne süpürüp alanlardanız, ne de süpürüp atanlardanız." der. Rivayet edilen Hadis-i Şerif'ler Kur'an'dan referanslıysa başımızın üzerinde yeri vardır. Referanslı değilse itibar etmeyiz. Zira Allah Teâlâ' nın Rasülu Kur'an'a muhalif söz söylemez ve Necm Süresi 3. ve 4. Ayetleri hatırlatır.
3 - O, hevâdan (arzularına göre) konuşmaz.
4 - O(nun konuşması kendisine ) vahyedilenden başkası değildir.
Hoca'nın en önemsediği konulardan birisi de dini konularda bir konu hakkında görüş beyan ederken o konu ile ilgili bütün ayetlere bakılması, ayetlerin geçtiği pasajı güzel okuyup anlaşılması, ayetlerin kullanıldığı anlamları iyi analiz edikmesi,kelimelerin etimolojisini çok iyi bilmesi gerektiğini vurgulamasıdır.Hoca, "ayetlerin bazı kavramlarını cımbızlıyarak, kelimelerin anlamlarını tahrif ederek verilen hükümlerin gerçekle ilgisi yoktur" diyor.
Mehmet Hoca Kur'an'ı Kerim'm'in bir hayat kitabı olduğunu her vesile ile beyan ediyor. Kur'an "asla sevap üreten bir makina olmadığını" özellikle vurguluyor. Hatimler okunarak hasıl olan sevapları bil-umum geçmişlere bağışlanılmasi ve bütün mevtaların affının dilenmesi gibi uygulamaların Kur'an'ın gerçek inişine uymadığını yani Kur'an'i olmadığını beyan ediyor.
Hoca,, "ölüler üzerine Kur'an okunmaz" der. Ölüler üzerinde okunan Kur'an'la ilgili ilgi çekici bir benzeteme de yapar. Ölüler üzerine Kur'an okumak demek trafik kazasında ölenlere trafik kurallarını hatırlatmak gibidir diyen hoca, referansı Kur'an'dır. Yasin Suresi'nin 70. Ayet-i Kerime'sini hatırlatır. Cenab-ı Hâk, - "(Bu), diri olanları uyarmak ve kâfirlere de azap sözünün hak olması içindir." buyurmaktadır. Yani Kur'an hayatta olanlara okunur. Ölülere okunmaz tezini savunur.
Hoca'nın en son dinlediğim sohbetinde; cehenneme giren asla oradan çıkamayacaktır. Cennete girenler de orada ebediyen kalacaklardır. "Araf" bölgesinde olanlar da cennete girme yolunda olanlardır" der . Hani bizim inandığımız gibi günahkâr insanlar günahlarının cezasını cehennemde çektikten sonra cennete girme inancı vardı ya! bu inancın doğru olmadığını ifade ediyor.
Hoca Bakara Suresi'nin 79. Ayeti Kerime'sini tefsir ederken önemli şeyler söyledi. Ayet meâlini hatırlatalım. "Artık o kimselerin vay haline ki, kendi elleriyle kitap yazarlar da sonra biraz para almak için "Bu Allah katındandır." derler. Artık vay o elleriyle yazdıkları yüzünden onlara, vay o kazandıkları vebal yüzünden onlara!."
Günümüzde de bu adamların yaptığının aynısını yapanlar var. " Allah Teâlâ bana yazdırdı bu kitabı diyenler" ayette bahsedilen adamlardan ne farkı var. Hem de buna inanan çok kesim var. Böyle diyen kişilerin kitaplarına itiraz da edemiyorsun . Allah Teâlâ yazdırdığına göre nasıl itiraz edersin. O zaman inkârcılardan olur katlin vacip olur.
Nasip olursa yazıya kaldığım yerden bir dahaki yazımda devam edeceğim.
Selâm ve Dua ile...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.