Mustafa Cemal Tomar

Mustafa Cemal Tomar

ASGARİ ÜCRET ÜZERİNDE BİR MÜLAHAZA

Öncelikle asgari ücret ne demektir? Bu kelimeyi çok telaffuz ediyoruz artık. Asgari ücret veya minimum ücret, yasal bakımdan işçilere ödenebilecek en düşük ücret seviyesidir; işçilerin belirlenen sınırın altında emeğini satamayacaklarını belirtir. Çoğu ülke 20. yüzyılın sonuna doğru asgari ücret mevzuatını uygulamaya başlamıştır.

İşçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım, kültür vb. gereksinimlerini günün fiyatları üzerinden en az düzeyde karşılayacak biçimde hesaplanır. Ülkelere göre asgari ücret açıklamaları değişkenlik gösterebilir, kimileri sadece saatlik bazda açıklarken kimileri de doğrudan belirli bir saatlik çalışmanın karşılığı olarak aylık bazda açıklar. Asgari ücret çalışma süresiyle yakından bağlantılıdır. Asgari ücretle çalışanların oranları ülkeden ülkeye değişkenlik gösterir.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre Türkiye'de 2020 yılında kayıtlı işçilerin yüzde 42'si asgari ücretle çalışıyor. Hollanda'da 10 milyon çalışanın %5-6'sı asgari ücretle çalışıyor. Ülkenin ücretli çalışanlar için sunduğu birçok avantajlı olanak vardır. Bir çok Avrupa ülkesinde asgari ücret saatlik olarak belirlenmiştir. Norveç'te yaklaşık olarak 19.5 Euro iken Fransa'da 11.5 Euro'dur.

Öte yandan 27 AB' ne üye olan ülkelerin 5 tanesinde asgari ücret uygulanmamaktadır. Danimarka, İtalya, Avusturya, Finlandiya ve İsveç'te ise herhangi bir asgari ücret belirlenmemiş durumdadır. Yani asgari ücret diye bir ücret yoktur. Gelişmiş ülkelerde çalışanların % 6'sı asgari ücretlidir. Türkiye 2002 yılı dan önce asgari ücretle çalışanların oranı % 10'un altındaydı. Ak Parti hükümetleri döneminde bu oran hızla artarak % 50' lere yaklaşmıştır. Ekomomi böyle giderse yakın zamanda üst düzey bürokratlarımız ve efendilerimizin dışındakilerin çoğunluğu asgari ücretle çalışacaktır demektir.

Asgari ücratin bir başka tanımlaması demek; sefalet ücreti demektir. Köle gibi karın tokluluğuna çalışmak demektir. Çalışan kesimi farklı kategorize ederek aynı işi yaptıkları halde farklı ücretler vermek neyin nesi yahu? Devlet kadrosunda olup temizlik işçliği yapan kişilere "kırk bin lira" üzerinde maaş verirken aynı işi saatlik çalıştırılan işçilere 10 bin lira verilmesi ne demektir, anlamakta zorluk çekiyorum.

TÜİK'in en son 2022 Nisan tarihinde açıkladığı madde sepeti fiyatlarına göre, bir kilogram beyaz peynirin ortalama fiyatı 50,16₺ idi.Çalışma Genel Müdürlüğü 2022 yılı asgari ücreti brüt 5.004 TL, net 4.253,40 TL olarak belirlendi. Bu rakamlara göre asgari ücret açıklandıktan 4 ay sonra 85 kg peynir alınabiliyordu. Bakalım şimdiki asgari ücretle Nisan ayında bu kadar peynir alınabilecek mi?

1970-80'li yıllarda köylerde ailede 3-5 kişi çalışırdı. Yıllık toplam kazançları şimdiki yıllık bir asgarı ücret kadar değildi. Karadeniz'in kırsal kesimlerinde durum böyleydi. Babam halâ köyde bağ bahçe işlerinde çalışır, yevmiyem ortalama 300 lirayı bulmaz diyor. Asgari ücret eleştirilerken bir asgari ücret ile dört kişilik aile nasıl bakılırın üzerinden eleştiri yapılıyor. Bazen ailede 4 kişi olup dördü de çalışıyor olabilir. Bu durumu da göz önüne almak icap eder.

Diğer yandan bir çoğumuzun ek gelirleri vardır. Geçimi sadece asgari ücrete bağlı değildir. Allah Teâlâ akıl fikir vermiş. "Yeryüzüne dağılın, size verdiğim bolca rızıklardan nasibinizi arayın" diyor. Girişimci olanlar, öz güven noktasında çekince içinde olmayanlar, tevekkül edenler, sırtlarını sadece devlete dayatmayanlar bu memlekette ekmek bulurlar. Bu özelliklerden yoksun olanlar geçim noktasında sıkıntı çekerler.

Diğer yandan iş verenler işçilerine ücret öderken asgari ücretin üzerinde maaş ödemesi yapabilirler. En asgari düzeyi esas almaları gerekmez.Devlet öyle bir ücret belirledi diye o rakama uyacaksın diye bir kural yoktur. Biz doğrusu samimi değiliz. Çok kazanırsak çalışanımıza da çok verelim. Hesabı Allah Teâlâ'ya vereceğiz. Bazı müslüman iş adamları " asgari ücret 35 bin lira olmalı diyor. Çok kazandıkları halde işçisine asgari ücretin de altında ücret vermeye çalışırlar. Buna şahit olduk. Yazık!!! Ben burada bu satırları yazarken açıklanan asgari ücreti savunduğundan değildir. Asgari ücretin perde gerisinde olan hususiyetleri aralamaya çalışıyorum.

Adil bir düzende zaten asgari ücret diye bir kavram olmaz. Herkes GSMH' dan adil bir şekilde payını alır. Aynı işi yapanlar nerede olursa olsun aynı parayı alırlar. Bugün memleketimizde adil düzen hüküm sürse en düşük maaş yüz bin liranın üzerinde olur. Enflasyon kavramı ekonomik kitaplarından kaldırılır. Faiz diye bir kavramdan sôz edilmez. Sendikalar diye bir kavram olmaz. Ekonominin kitapları yeniden yazılma zorunluluğu hasıl olur.

Netice olarak şunu söyleyebilirim ki, kapitalist düzenlerin hüküm sürdüğü sistemlerde güçlüler hep imtiyazlı kişilerdir. Pastanın çoğunu kendilerine ve yandaşlarına; azını diğerlerine verirler. Kapitalist düzende bir kişiye 99 pul, 99 kişiye bir pul vardır. Bu düzenden mal semerdir, insan semerin katırcısıdır. Böyle bir sistemden merhamet-inisiyatif, adalet ve merhamet beklenemez. Adil düzende ise mal katırdır, insan semerdir. Yani mal insanoğlunun hizmetine sunulur.

Sorun sistemdir. Bozuk sistemden bolluk beklemek beyhude bir bekleyiştir. Önce beyinler revize edilecek sonra sistemler. O zaman her taraf bolluk ve bereketle dolacak. Yoksa korkarım ki önümüzdeki çeyrek asırda çalışanların tamamına yakını sefalet ücretine tüccar olur. Umarım yanılırım.

Selâm ve dua ile...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Cemal Tomar Arşivi
SON YAZILAR