GÜNAHTAN SIYIR(IL)MA KURNAZLIĞI

"Sıyırma Yöntemi" ifadesi, kişinin kendi sorumluluğunu üzerinden atmak için kullandığı bir düşünce ya da yaklaşımı ifade eder. "Allah benim kötülük yapmamı istese engellerdi, engellemediyse benim suçum yok" şeklindeki anlayış da, bu yöntemin teolojik bir yansımasıdır. Bu anlayışı İslami açıdan ele alırken, bireysel ve toplumsal örneklerine bakmak gerekir.

İslam, insanın özgür iradeye sahip olduğunu ve bu irade ile yaptığı davranışlardan sorumlu olduğunu vurgular. Kur'an-ı Kerim'de: “Kim doğru yola gelirse, ancak kendi lehine gelir. Kim de saparsa, kendi aleyhine sapar…” (İsra, 17:15) buyurulmaktadır. Bu ayet, insanın doğru ve yanlış arasında seçim yapabilme kapasitesine sahip olduğunu ve sonuçlarından sorumlu tutulacağını ifade eder.

İslam’da kader inancı, Allah’ın her şeyi bildiği ve planladığı inancıdır. Ancak bu, insanın iradesini ortadan kaldırmaz. Bir kişi hırsızlık yaparak “Allah bunu engellemedi” diyemez. Çünkü Allah, o kişiye hırsızlık yapmama iradesi ve imkânı da vermiştir. Bu davranışı seçmek kişinin sorumluluğundadır. Bir toplum, yolsuzluk yaygınken “Allah böyle istedi” diyerek durumu meşrulaştıramaz. Bu, iradeyi kötüye kullanmaktır.

Peygamberler, iradelerini doğru kullanmanın en güzel örnekleridir. Hz. Yusuf (a.s.), Züleyha'nın kötülük teklifini reddederek iradesini kullanmış ve sabır göstermiştir (Yusuf, 12:23-24). İrade tercihi belirler, fiilin Allah tarafından yaratılması, kötülüğü meşrulaştırmaz. Peygamberler zelle diye isimlendirilen yanlışlar yaptıklarında uyarılmışlardır. Bu da, insanın hata yapabileceğini ama bunu ilahi iradeye ihale edemeyeceğini göstermektedir.

Toplumlar da kitlesel yanlışları ve başarısızlıkları Allah’a havale edemezler. Böylesi bir yaklaşım, toplumsal sorumluluktan kaçınmaya yol açar. Eğitimde aksaklıklar olduğunda, "Allah böyle takdir etmiş" diyerek çözüm aramamak, İslam’ın “iyiliği emretme ve kötülüğü men etme” (Ali İmran, 3:104) ilkesine aykırıdır. İyiliği ve kötülüğü Allah yaratır ama bunun tercihi beşeri iradenin olur.

Beşer tercih eder Allah yaratır, neden tercih ettiğinin hesabını ahirette sorar ama tercih edilen o kötü fiili yaratır. Çünkü; tercih beşeri iradenin isteğinde, yaratılış ilahi iradenin yetkisindedir. Ancak, dua ve salih ameller nedeniyle Allah, beşeri iradenin kötü tercihlerine şerh koyarak, engel olur

İslam, her bireyin hem kendisi hem de toplumu için sorumluluk almasını ister. Bu sorumluluğu reddetmek, Allah’ın insana verdiği irade ve akla karşı nankörlük olur. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Hepiniz çobansınız ve hepiniz sürünüzden sorumlusunuz…” buyurarak bireysel ve toplumsal sorumluluğu vurgulamıştır (Buhari, Cuma, 11).

"Allah kötülüğü engellemediyse benim suçum yok" anlayışı, İslam’ın irade, kader ve sorumluluk ilkeleriyle çelişir. İnsan, özgür iradesiyle doğruyu seçmek ve kötülükten kaçınmakla yükümlüdür. Hem bireysel hem de toplumsal düzeyde, bu anlayış yerine, sorumluluk bilinci ve Allah’ın emirlerine uygun hareket etme çabası gerekir. Günahtan sıyrılmak için, kötülüğün yapılmasını Allah’ın yaratma sıfatına havale etme yerine günahı kabul edip, tövbe etmek doğru yöntemdir.

Günahtan sıyrılmak ve tövbe etmek, İslam'da kişinin Allah’a yakınlaşmasını sağlayan önemli bir süreçtir. Kişi işlediği günahı fark etmeli, yaptığı hatadan dolayı içten bir pişmanlık duymalı ve samimiyetle Allah’tan af dilemelidir. "Ey iman edenler! Allah’a samimi bir tövbe ile tövbe edin." (Tahrim, 8) Kişi tövbesinin kabul olması için günah işlemeyi bırakmalı ve bir daha o günaha dönmemeye niyet etmelidir. Eğer işlenen günah bir başkasına zarar verdiyse, kişinin o zararı telafi etmesi ve helallik alması gerekir. Günahtan kurtulmak ancak böyle gerçekleşir. Aksi, "Sıyrılma Metodu" olan kötülüğün Yaratana ihale etme arzusu sonucu olmayan bir aldatmaca olur.

Günahlardan sıyrılmanın en güzel yollarından biri, bol bol iyilik yapmak, namaz, oruç, zikir gibi ibadetlere yönelmektir. "Şüphesiz iyilikler, kötülükleri giderir." (Hud, 114) Dua ile Allah’tan yardım istenmeli ve O’nun rahmetine sığınılmalıdır. Allah’ın rahmeti sonsuzdur ve O, kendisine samimiyetle yönelen kullarını affeder. "De ki: Ey nefislerine karşı aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin." (Zümer, 53)

Bu adımları samimi bir şekilde uygulamak, Allah katında makbul olan bir tövbe için yeterlidir. İslam’da her zaman Allah’ın affına sığınmak ve O’ndan ümit kesmemek temel kuraldır. Günahı havale etme kolaycılığı; Yaratana karşı hile yapma gayretidir. Günahtan sıyır(ıl)ma kurnazlığı; günahı meşrulaştırma çabasıdır. İşlenen günahtan kurtulma çaresidir; tövbe etmektir. Günahı Allah’a havale etme kurnazlığı; bir çeşit günahtan sıyır(ıl)ma çalışmasıdır ki, kişi günahının farkında olduğu için, vicdanını rahatlatma gayretindedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR