Üzerinden yüz yıldan fazla bir zaman geçti Çanakkale zaferinin. Anadolu evladı yedi düvele karşı, asırlarca övünülecek bir zafer kazandı Çanakkale'de. 250-300 bin vatan evladı şehit oldu Çanakkale savaşında. Bir tarafta imanını kendisine ruh ve kalkan yapmış ordu, diğer tarafta bu ordunun imanına ve vatanına göz diken dünya devletlerinden oluşmuş başka bir ordu. 
Avustralya'dan İngiltere'ye, Yeni Zelanda'dan Fransa'ya kadar çok geniş bir coğrafyada olan devletler Çanakkale ruhunun karşısına dikilmiştir bu savaşta. Sayıları ve techizatları fazla olan dünya ordusu, sayıları az ama imanları ve heyecanları yüksek olan anadolu ordusunun karşısına çıkmıştır. İstanbul'u almak, Ruslara yardımcı olmak, Osmanlının gücünü kırmak isteyen ve bunun çok kolay olacağını düşünen ihtilaf orduları, Çanakkale'ye vardıklarında hiç hesap etmedikleri bir dirençle karşılaşmışlar, bir kaç günde İstanbul'a ulaşacaklarını zannederlerken, kendilerini bir yıldan fazla süren bir direncin karşısında bulmuşlar, sonunda da mağlup olmuşlardır. 

İhtilaf orduları Çanakkale'de imanın ve Kur'anın gücü ile karşı karşıya geldiler.  Yaşamak için koşturan ihtilaf ordusu, ölmeyi yaşamaktan hayırlı gören Türk ordusuyla karşılaştılar. Çanakkale'yi geçemeyince bunun farkına vardılar. İslam ordu komutanı Halid b. Velid'in, İran komutanına dediği gibi,  "Sizin hayatı ve şarabı sevdiğiniz kadar ölümü seven bir orduyla karşınızdayım" anlayışını ilke edinmiş bir inançlı ordu çıkmıştı Çanakkale'de ihtilaf ordusunun karşısına. Bir yıldan fazla süren kara ve deniz harekâtı, Ordumuzun zaferiyle sonuçlanmıştır Çanakkale'de. 

Kınalı Hasan, kınalı Ali, Edincik'li Mehmet, Bursalı hafız Ali, Kayserili Halil ve bunlar gibi nice vatan ve İslam erlerinin öylesine iman abidesi anekdotları var ki Çanakkale savaş sahnesinde, bunlar  savaşın nasıl ve hangi güçle kazanıldığını anlatmaya yetecek mesajları vermektedir.  Bedir’de, Uhud’da, Hendek'de Peygamberimizin yardımına gelen melekler ordusu, Peygamberimizin ruhaniyetiyle ve şehitlerin ruhu ile birlikte, Çanakkale'de bulunuyordu kanaatimizce. Çanakkale savaşı, Peygamberi bir ruh ve Kur'ani bir anlayışla kazanılmıştır.  Çanakkale'yi geçilmez kılan imanın gücü, helal lokmanın sonucudur. 

Çanakkale; hak ve batıl mücadelesinin müşahhas örneği olmuş, haçlı seferlerinin yeni bir halkasına dönüşmüştür. “Küfür tek bir millettir, siz onlardan olmadıkça, onlar sizi sevmezler” ilahi mesajının somut göstergesi olmuştur Çanakkale. Çanakkale Savaşı fiziki olarak yüz yıl önce zaferle sonuçlanmış ama zihni olarak bin yıllar devam edecektir.  Haçlı zihniyeti sadece fiziki kuvvetle değil, zaman içinde zihni kuvvetle de aynı saldırasına devam etmektedir. Anadolu üzerinde hesapları ve İslam coğrafyası için hedefleri olan bu zihniyet bu gün hala saldırılarına devam etmektedir. 

Haçlı zihniyetinin Anadolu üzerindeki hesabı bitmemiştir. Anadolu coğrafyasında bulunan Müslüman Türk milleti, 2 milyara yakın İslam alemine abilik yapacak pozisyon ve anlayışta olan tek güç ve millettir. Bunu bilen haçlı zihniyeti, Çanakkale'yi fiziki olarak geçememiştir ama mücadelesini zihni, ticari, siyasi ve idari olarak sürdürmüştür. Bu gün ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar, Çanakkale'nin devamıdır. Hz.Adem a.s'ın çocukları Kabil ve Habil ile başlayan hak ve batıl mücadelesi, iman ve çıkar yarışması bugün de devam etmektedir. 

Ülkemiz üzerinde hesabı olanlar bilmeliler  ki, Çanakkale'yi geçilmez kılan ruh bu milletin genlerinde vardır. Zamanın üzerinden yüz yıl da bin yıl da geçse, o asil ruh devam edecektir. Çanakkale zaferi, imanın gücüdür, bu imani ruh devam ettikçe Çanakkale ve Çanakkaleler geçilemeyecektir. Çanakkale'yi geçilmez kılan şehitlerimizin ruhları şad, makamları cennet, kabirleri nur olsun. Üzerinden 106 yıl geçmesine rağmen Çanakkalenin İslam coğrafyasına sunduğu güzellik unutulmamış unutulmayacak ama Çanakkalenin şamarını yiyenler de öfkelerini devam ettireceklerdir. Başta milletimiz olmak üzere, tüm İslam alemi Çanakkaleyi iyi okumalıdır. Nedenleri, süreci ve sonuçları insanlığın geleceğine ışık tutaak projeksiyon sunacaktır.