HAK VE ADALET

Torpil ve referans; sosyal hayatta adalet ve eşitlik ilkeleriyle yakından ilişkilidir. Torpil, genellikle bireylerin hak etmedikleri bir pozisyona veya avantaja ulaşmasını sağlarken, referans daha çok bir kişinin liyakatine dayalı olarak yapılan bir tavsiye olarak görülür. Ancak, bu iki hususun pratikte birbirine karıştığı durumlar da vardır. Torpil, adalet algısını zedeler. Özellikle liyakat esasına dayalı sistemlerin önem kazandığı modern toplumlarda, torpil uygulamaları güven duygusunu sarsar ve fırsat eşitsizliği oluşturur. Torpil, toplumda yetenekli bireylerin önünün kesilmesine ve verimliliğin düşmesine yol açabilir. Referans ise doğru kullanıldığında insanın yeteneklerini ve potansiyellerini sergilemelerine yardımcı olabilir. Torpil; haksızlık, referans; doğruyu tespit etmede kaynaktır.

İslam'da adalet, liyakat ve hakkaniyet temel ahlaki prensiplerdir. Torpil, çoğu zaman bu prensiplerle çelişir ve kul hakkına girme riski taşır. Torpilin sebep olduğu haksızlıklar, kul hakkını doğurur. Bu ise İslam'da affı zor olan günahlardan biridir. Peygamber Efendimiz (sav), adaletin önemine vurgu yapmış ve "Emaneti ehline verin" (Nisa, 58) buyurmuştur. Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde işlerin ehline verilmesinin önemine dikkat çekilmiştir. Torpil; ehliyetsiz kişilere hak edilmemiş imkânlar sağladığı için bu ilkeye ters düşer, referans ise; ehliyetli ve liyakatli kişinin tespitini sağlar.

Torpil ve referans arasındaki farkı anlamak, bu kavramları doğru değerlendirebilmek için önemlidir. Referans, bir kişinin liyakatini ve ehliyetini ön plana çıkararak adil bir sonuca hizmet edebilirken, torpil çoğunlukla haksız bir avantaj sağlar. Bu ayrımı yaparak hareket etmek, hem sosyal açıdan hem de dini açıdan sorumluluk bilincini artıracaktır. Toplumda adaletin sağlanması ve bireylerin liyakat esasına göre değerlendirilmesi, hem sosyal huzurun hem de dini sorumlulukların yerine getirilmesinde kilit öneme sahiptir. Torpilden uzak durulması, adaleti tesis etmek için şarttır; referans ise liyakati desteklediği sürece olumlu bir araç olarak değerlendirilebilir.

Bir başka konu; "Toplumdan Torpilli Olmak"tır. Bu durum; kişinin sosyal çevresinde ya da toplum genelinde ayrıcalıklı bir konumda olduğunu, hak etmediği hâlde bir avantaj elde ettiğini ifade eden bir kavramdır. Toplumdan torpilli olmak; genellikle kişinin aile bağları, maddi güç, politik bağlantılar ya da statü gibi nedenlerle imtiyazlı bir muamele görmesiyle ilişkilendirilir. Bu ifade, bir tür haksızlık algısını da beraberinde getirir. Liyakate dayalı olmayan bir sistemde, torpil kullanılarak iş, eğitim ya da başka bir fırsat elde edilmesi, toplumun adalet duygusunu zedeleyebilir.

İnsanların takdirini kazananlar da bir çeşit öncelik elde ederler. Bu bağlamda, "toplumdan torpilli olmak" ifadesi olumlu bir anlam kazanır. Toplumun hizmetinde olan ve toplumun iyiliği için çalışan bireyler, doğal olarak halkın takdirini ve desteğini kazanırlar. Bu tür insanlar, toplumun gözünde bir değer taşıdıkları için, halk onlara saygı gösterir ve kolaylıklar sunar. Bu durum, bireyin hak edilerek kazandığı bir ayrıcalık olarak yorumlanabilir. Toplumun itibar ettiği bu kişiler, aslında toplumun ortak bilinciyle ödüllendirilir. Buradaki "torpil," adaletsiz bir avantaj değil, aksine, toplumsal bir hakkın teslimidir. Toplumun bu kişilere karşı takdir duygusu, onların özverili çabalarının ve olumlu etkilerinin bir sonucudur.

Bu anlayış, toplumsal dayanışmayı güçlendiren, hizmet eden bireylerin daha da motive olmasını sağlayan bir mekanizma olarak görülebilir. Ancak, bu durumun sürdürülebilir olması için bu kişilerin toplumun güvenini boşa çıkarmamaları, ahlaki ve etik değerlerden taviz vermemeleri önemlidir. Toplumdaki kanaat önderleri genelde bu kapsamda görülür. Takdir görmeleri; topluma sundukları karşılıksız hizmet nedeniyle olduğu için de bu kimseler itibarlıdır. İtibarlı olanlar, toplumdan torpillidirler. Onlar, hizmetlerinin karşılığında ücret beklemezler, Allah’ın takdir edeceği ecre taliptirler.

Toplumdan torpilli olanlar arasında bazen istismarcılar da vardır. Hesaplarını gizleyerek, hasbi gibi görünüp hizmet sunmaya çalışırlar ama her yaptıklarını kendi hanelerine kayıt edip, gelecek sermayesine dönüştürme hesabı yaparlar. Toplum dinamiklerini iyi hesap edip, her dinamik merkezin kodlarına göre de adım atarlar. Aslında, hiçbir hasbi hizmetleri yoktur, tamamen hesabi adımlar atarlar. Kur'an bu gibilerin imanını tarif ederken uyarılarda bulunmaktadır. Samimiyetsiz olan ve imanları dilleriyle sınırlı bu tipler, itikadi münafık değillerse bile ameli ve ahlaki münafıktırlar.

Özetle; tüm toplumların sosyolojik bir hastalığı olan "Torpil"; haksız elde edilen fırsatlardır. Referansla sahip olunan her fırsat ise; makuldür, hatta gereklidir. Toplumsal torpil; itibarın yansımasıdır ki, maddi karşılığı yoktur. Hesabi olarak topluma hizmet ederek, toplumsal değerden hareketle bir takım çıkar hesabı yapanlar ise; ahlaki münafıktır. Her toplumda, bu türlerin her biriyle karşılaşmak mümkündür. Toplumun da, bireylerin de; insanlara itibar ve değer yüklerken muhatabın sözleriyle özlerinin, haklarıyla talaplerinin örtüşüp örtüşmediğine bakmaları gerekir. Bu bakış açısı; değerlendirmenin doğru yapılmasını sağlar.

"Hak ve Adalet" toplumsal huzurun anahtarıdır. Torpil; haksızlık , referans; hakkı olanı bulmaktır. Adaletle yürütülen her işlem; haklıya hakkını sunacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR