ALLAH (C.C.) MİSAFİR ETMEK

 

 

Yerlere göklere sığmayan, her şeyden münezzeh olan Yüce Allahı misafir etmeyi her Müslüman ister ve bunun için varını yoğunu ortaya koyar.

Ama bunun pratiği nasıl olacaktır.

Bir hadis-i şerif’te Peygamberimiz, Yüce Allahın kıyamet günü kullarına kendisini neden ziyaret etmediklerini soracağını  belirtmektedir.

Allah Resulü Hz. Muhammed (s.a.v.) şöyle buyurmuştur. “Allah (c.c) kıyamet gününde şöyle buyurur. “Ey Ademoğlu ! Hastalandım beni ziyaret etmedin”

Ademoğlu : “Sen alemlerin Rabbi iken ben seni nasıl ziyaret edebilirdim” der.

Allah (c.c.) : Falan kulum hastalandı, ziyaretine gitmedin. Onu ziyaret etseydin, beni onun yanında bulurdun. Bunu bilmiyor musun ?

Ey Ademoğlu beni doyurmanı istedim, doyurmadın” buyuruyor.

Ademoğlu : Yarabbi ben seni nasıl doyurabilirdim ki Sen alemlerin Rabbisin ? der.

Yüce Allah (c.c.) : Falan kulum senden yiyecek istedi vermedin. Eğer ona yiyecek

verseydin, verdiğinin sevabını katımda şimdi bulurdun, bilmez misin ?

Ey Ademoğlu ben dünyada senden su istedim bana su vermedin diyecek.

Ademoğlu “Yarabbi nasıl sana su verebilirdim ki” diyecek. Allah (c.c.) falanca kulum senden su istedi, ona su verseydin onun karşılığını şimdi katımda bulacaktın” diyecek.

Bu hadis-i şerifin sunmuş olduğu mesaj dikkate alındığında Yüce Allahın dünyada görülmesi, ziyaret edilmesi, doyurulması mecazi bir anlam ifade eder.

Ama ahirete dönük bir kazanç olması bakımından dünyada ihtiyaç sahibi kimselere yapılacak yardımların hepsi  Yüce Allahın katında makbuldur ve bize  mahşerde, ebedi alemde mükafat olarak geriye dönecektir.

Bu, aynı zamanda  Yüce Allahın verdiği nimeti, aynı nimeti vermediği kullarıyla paylaşmak, bu nimetin sahibinin Allah olduğunu kabul etmek demektir.

Hz. Allah; yerlere sığmayan, her şeyden ve şekilden münezzeh bir varlıktır ama gönüllerin sultanıdır ve kendisini arzu eden her kişinin gönlüne sığmaktadır.

Gönlünde Allah olan, zikri, fikri Allah ile beraber olan kimseleri evimize, mahallemize misafir etmemiz mecazen Allah’ı misafir etmemiz demektir.

Özellikle iftar sofralarımızda Yüce Allah’ı görmek ve hissetmek istiyorsak, gönlü Allah sevgisi ile dolu olan fakir ve fukaraları evimize davet edelim, ensar-muhacır kardeşliği gibi evimize gelen  misafirimizi memnun ve bizden razı edelim.

Bilelim ki o misafir, Allahın rızasıdır, Allah onun kalbine sevgisiyle tecelli etmiştir.

Bu davranış biçimi de Allahın en çok sevdiği bir davranış biçimidir.

Bu halde bir kimseyi misafir etmek Yüce Allahı evimize misafir etmek demektir.

Allah için yapılan her şey, bizzat Allah'ın kendisine yapılmış gibi olmakta, Allah o kimseden razı olmaktadır.

Genelde her zaman özelde ramazanda Yüce Allahı evimize misafir edelim.

Ramazanda bunun en pratik yolu evimizde iftar sofraları düzenleyerek oruçlu kimseleri hanemize davet emekle olur.

İftar yaptırdığımız her kişinin oruçtan kazanacağı mükafaatı o kimsenin hiç bir sevabı eksilmeden biz de elde ederiz.

Genelde her zaman ama özellikle ramazan ayında başkaları ile paylaşılan hiç bir şey zayi olmaz.

Samimiyetin ölçüsüne göre Rabbımız ramazanda yapılanlara ecir verir.

Yapılan her iyi iş kişiyi Rabbına yaklaştırır, Rabbını da ona misafir eder.

Aklı selim olan hiç bir kimse bu fırsatı kaçırmaz.

Rabbımızı hanemize misafir etmek onurunu ramazan vesilesi ile mutlaka kazanalım.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR