RAVZA-İ MUTAHHARA...

Ravza-i Mutahhara, İslam dünyasında son derece kutsal kabul edilen, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Medine’deki Mescid-i Nebevi’nin bir parçası olan ve onun kabri ile minberi arasındaki bölgedir. “Cennet bahçesi” anlamına gelir ve İslam inancında, buranın cennetten bir parça olduğu kabul edilir.

Ravza-i Mutahhara, Hz. Muhammed’in hicretinden sonra Medine’de inşa edilen Mescid-i Nebevi’nin temel parçalarından biridir. Peygamber Efendimiz’in evi ve mescidi yan yana inşa edilmiştir. Vefatından sonra da onun kabri bu evin içinde yer almıştır.

Hadislerde, Hz. Muhammed (s.a.v.), minberi ile kabri arasındaki alanı kastederek, “Minberim ile kabrim arası cennet bahçelerinden bir bahçedir” buyurmuştur. Bu hadis, Ravza-i Mutahhara’nın tespiti açısından önemli bir kaynaktır. Bu alan, Müslümanlar için büyük bir ibadet ve dua yeri olmuştur.

Mescid-i Nebevi ilk inşa edildiğinde sade bir yapıdır. Ravza-i Mutahhara’nın bulunduğu alan, Peygamber’in hutbe verdiği ve sahabelerle toplandığı yerdir, İslam devletinin merkezi ve çekirdeğidir.

Mescid-i Nebevi genişletilirken Ravza-i Mutahhara korunmuş ve çevresine süslemeler yapılmıştır. Hz. Muhammed’in kabri ve çevresi titizlikle muhafaza edilmiştir.

Abbasi halifeleri ve Osmanlı sultanları, Ravza-i Mutahhara’nın bakımına büyük önem vermiştir. Osmanlılar, özellikle Sultan II. Mahmud ve Kanuni Sultan Süleyman döneminde buraya özel süslemeler ve yazılar eklemiştir.

Suudi Arabistan, Mescid-i Nebevi’yi genişletirken Ravza-i Mutahhara’nın dokusunu ve manevi önemini korumaya dikkat etmiştir.

Ravza-i Mutahhara, İslam inancında Allah’a yakınlaşmanın, Hz. Muhammed’e olan sevginin ve bağlılığın bir sembolüdür. Müslümanlar, burayı ziyaret ederek Peygamber Efendimiz’e salavat getirir, onun şefaatine nail olmayı ve dualarının kabul olmasını diler.

Aynı zamanda Ravza, İslam tarihi açısından sahabelerle yapılan önemli konuşmalara ve ibadetlere şahitlik etmiştir. Cennetle ilişkilendirilmesi, burayı ziyaret edenler için eşsiz bir manevi huzur kaynağıdır. Peygamberimizin kabri yanında dua etmek, Müslümanlar için manevi bağları güçlendirir.

Ravza-i Mutahhara, İslam’ın ruhani ve tarihi mirasının kalbinde yer alan kutsal bir mekandır. Hz. Muhammed’in yaşamı, sözleri ve örnek davranışlarının sembolü olan bu alan, Müslümanlar için vazgeçilmez bir ziyaret noktasıdır. Hem geçmişte hem de bugün, buraya yapılan ziyaretler, Müslümanların dini duygularını tazelemelerine ve Allah’a olan bağlılıklarını derinleştirmelerine vesile olmaktadır.

Hac ve umre vesilesiyle Medineye gidenler Ravza ziyareti yapmaktadır. Pandemi sonrası bu ziyaretler randevu esasına göre yapılmaktadır. Zaman zamanda ziyaretler gerçekleşememektedir. Ziyareti yapanların değerlendirmesi çoğu kere karşılaştıkları olumlu ya da olumsuz durum üzerinden olduğu için yeni sistemin daha iyi mi yoksa daha zorluklu mu,olduğu konusu hep tartışmalıdır.

Tüm zorluklara rağmen, istisnai durumlar hariç, neredeyse takibini yapan herkes bir şekilde ravza ziyaretini yapmaktadır. Ravza ziyaretinde özellikle ülkemiz insanımızın maksadı aşan bir yaklaşım içine girdikleri zaman zaman görülmektedir. Umrecilerimiz, Peygamber sevgisi mi, Peygambere bağlılık mı yoksa gelenekselleşmiş bir duygu mu olduğu tam da anlaşılamayan bir yaklaşım içinde olmaktadırlar.

Zaman zaman Mescidi Nebevi görevlileriyle karşı karşıya da gelmeler olmaktadır. Sürecin yaklaşık otuz yılının tamamında tecrübe sahibi biri olarak, konuyu anlamakta bizim de zorluk çektiğimiz olmaktadır. Milletimizin Peygamber sevgisi tarih boyunca dillere destan olmuştur. Sünneti bilmeden yaşayan bir neslin torunları olduk bizler. O nedenle de Peygamberimize ve Ravzasına ayrı bir önem vermekteyiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR